Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Geçen haftaya Fed Başkanı Powell’ın en şahin konuşmalarından biriyle başladık. İki önemli mesaj veren Fed Başkanı, “Bir toplantı veya toplantılarda faizi 25 baz puandan fazla artırarak daha agresif hareket etmenin uygun olduğu sonucuna varırsak bunu yapacağız” dedi. Powell bu sözünün arkasından ekledi: “Ve ekonomiyi daha kısıtlayıcı bir tutum için sıkılaştırmamız gerektiğini belirlersek bunu da yapacağız.”

        ➔ Peş peşe iki kez 50 baz puanlık artışlar için beklenti Fed’in mayıs ve haziran toplantılarına yoğunlaştı. Hemen arkasından Fed’in en şahin üyelerinden Bullard “Öyle yüzde 1.9’a çıkarılması yetmez, bu yıl faizlerin zaten yüzde 3 olması lazım. Bilançoda da daha agresif daralmalar yapılmalı” diye konuştu.

        ➔ Bullard, Bloomberg’e verdiği söyleşide “Çok düşük faiz oranı ve büyük bir bilançomuz var. Enflasyondaki yukarı yönlü baskıları durdurmak için agresif politika izlemeliyiz. 50 baz puanlık artış kesinlikle değerlendirilmeli” diye konuştu.

        ➔ Goldman Sachs da iki toplantı ardı ardına 50 baz puanlık artışın 1994 sonrası ilk kez yapılacağını not etti.

        NEGATİF TAHVİLLER 3 TRİLYON DOLARIN ALTINDA

        ➔ Birden çok yarım puanlık artışlar ile aynı anda büyük dilimlerle bilanço küçültmenin gündeme gelmesi tahvil piyasalarının tansiyonunu yükseltti. Çünkü yükselen faizlerden tahvil sahipleri zarar ediyor.

        REKLAM

        ➔ Ayrıca sert önlemlerin yükselen enflasyonun önünü kesebileceği ama aynı zamanda 2 çeyrek sonra ekonomide resesyona yol açacağı endişesi doğdu.

        ➔ Savaş etkisiyle daha yüksek enflasyon, bunun sonucunda daha agresif Fed ve savaşın etkilerine uyum gösterme çabası tahvil piyasasında kararlı satışları beraberinde getirdi. Ana tahvillerin tümü hemen her gün satış yedi.

        ➔ Faizler de yükseldikçe yükseldi. ABD 10 yıllıkları 2.49’a, 2 yıllıkları 2.28’e çıktı. Aradaki farkın 20 baz puan olması ise ekonomide durgunluğun işareti.

        ➔ Alman 10 yıllık faiz oranı geçen hafta 20 baz puandan fazla artışla yüzde 0.570’e çıktı. Japon 10 yıllık tahvilleri ise 34 baz puan arttı ve yüzde 0.239’a yükseldi.

        ➔ Faiz yükselişlerinin sonucu olarak bitişikte yer alan grafikte görülebileceği gibi, negatif faizli tahvil stoku 2.9 trilyon dolara inerek 2014 yılı düzeyine ve ilk dönemine geri döndü. Geçen hafta 825 milyar dolarlık tahvil daha negatif faiz bölgesinden çıkarak pozitif faizle işlem görmeye başladı.

        ➔ Negatif faizli tahvil stoku 2020 sonlarında 18.4 trilyon dolara kadar yükselmiş ve küresel tahvil stokunun dörtte birine varmıştı.

        BÜYÜK TAHVİL BALONU SÖNÜYOR

        ➔ Küresel tahvil stokunun değeri faiz artışına paralel geriliyor. Bloomberg verilerine göre devlet tahvilleri stoku geçen yılın temmuz sonunda 69.2 trilyon dolarla pik noktaya çıktı. 25 Mart itibariyle 64.4 trilyon dolara inen tahvil stokundaki erime 4.9 trilyon dolar oldu.

        ➔ Geçen haftaki azalma ise 754 milyar dolarla negatiften pozitif faize geçen tahvil tutarına yakın düzeyde. Bu azalmanın tümü tahvillerin değer kaybından kaynaklı. Çünkü devletlerin tahvil ihracı veya borçlanması azalmıyor, artıyor. Faizler yükseldikçe tahvillerin değeri düşüyor.

        REKLAM

        ➔ Dolayısıyla azalan 5 trilyon dolar aynı zamanda tahvil piyasası yatırımcılarının kalıcı zararı. Hatta daha fazlası da var. Çünkü devlet borçlanmalarının yıllık tutarı yaklaşık 10 trilyon dolar artıyor ve itfalardan daha fazla. Borçlar nominal ve reel olarak artıyor.

        Faizler yükselmeye devam ettikçe zarar büyüyecek. Ne kadar faiz artışı o kadar büyüyen zarara dönüşecek. Faizler de tarihin en düşük düzeylerinden yükselmeye başladı. Ne kadar yükseleceğinde enflasyonun seyri belirleyici olacak.

        ➔ Devlet borçlanmalarını yakından izleyen Alman gazeteci ve devlet borçlanmaları uzmanı Holger Zschaepitz Twitter hesabından yaptığı açıklamada 800 yıllık en büyük bono balonunun sönmekte olduğunu belirtti. Balonu söndüren gelişmeler ise enflasyonun sıçraması ve Fed’in faiz artırımlarında agresifleşecek olması.

        BU ÇEYREK ZORDU, GELECEK ÇEYREK DAHA DA ZOR

        ➔ Bloomberg Küresel Tahvil Endeksi’nin pik noktasına göre devlet tahvilleri yüzde 11 değer kaybetti. Bu kayıp, küresel krizdeki yüzde 10.8’lik kaybı geçti ve 1990 sonrasının en sert düşüşü. Aynı zamanda ilk çeyrek de tahvillerin performansı açısından 1990 sonrasının en kötü çeyreği.

        ➔ Yüksek enflasyonun önünü kesmek için artırılacak faizler, küçülecek merkez bankaları bilançoları bol ve ucuz para döneminin sonu demek. Küresel para kıtlaşırken faizi yükseliyor. Bu gelişme en başta yine faiz veya tahvil piyasasını vuruyor. Düşük faizli bütün tahviller zarar yazıyor.

        ➔ Bu durum başta Fed’in faiz artırımına bağlı olarak devam edecek. Dolayısıyla çök kötü geçirilen ilk çeyrekten sonra, ikinci çeyrekte tahvil piyasasını yine benzer, hatta daha baskın etkiler bekliyor.

        Çünkü bu çeyrekte hem faiz artırımları hızlanacak hem bilanço daraltımı başlayacak. Baş döndüren türbülanslardan kurtulabilmek için kemerleri bağlamak yeterli olacak mı, göreceğiz.

        REKLAM

        BALONUN SÖNMESİ SANCILI OLUR

        ➔ Enflasyon ise savaşın etkisiyle yükselişini sürdürecek. Konunun uzmanı ve kitabını yazan Holger Zschaepitz belirttiği gibi tahvildeki 800 yıllık büyük balonsa, bu balonun sönmesi bir hayli sancılı olur, can yakar ve tahrip yaratır.

        ➔ Tahvilden başlayan dalga devlet kesiminden özel kesime, diğer piyasalara ve daha önemlisi reel ekonomiye sirayet edecek. Tahviller, banka kredileri ile gelişmiş ekonomilerin temel fonlama aracı. Maliyetinin hızla artması ve tahvil piyasanın sıkılaşması aynen ekonominin çarklarındaki yağın azalması etkisi yaratacak.

        ➔ Tahvil piyasasından gelen ilk işaretlerde durgunluğa işaret ediyor. Enflasyonun önünü kesecek kadar hızlandırılmış sert faiz artırımlarının ve sıkılaşacak olan para politikasının bir etkisi olacak.

        YA BÜYÜME YA ENFLASON

        ➔ 2009’dan itibaren 13-14 yıldır yedik içtik. Geldik yol ayrımına. Ya ekonomik büyümeyi kaybetmeye ya da yüksek enflasyona razı olacağız. Fed önceki hafta faiz kararı alırken büyümeden yana oldu, güvercindi. Eleştiriler geldi, geçen haftaki açıklamalarla şahinleşti ve enflasyonla mücadele tarafına geçti. Piyasalar da bir o tarafa bir bu tarafa yıkılıp duruyor.

        ➔ Ancak tahvil piyasasındaki 1980’den beri gelen uzun vadeli düşüş trendinin yerini yükselişe bırakması kalıcıdır. Faizlerin düzeyi geçmiş dönemdeki tarihin en düşük seviyesini bir daha görmeyebilir.

        ➔ Ekonomi ve finansal piyasalar için tahvil temel bir piyasadır ve iyi bir yön göstericidir. Nadiren yanıltır. Temel sarsılırken binanın diğer katlarında bunun hissedilmemesi mümkün değildir.

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar