Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        1980’lerin sonu 1990’ların başında para ve sermaye piyasalarını yabancılara açtık. Onlar da önce hisse senedi tarafına sonra tahvil tarafına geldiler. Tahvil piyasasındaki payları yüzde 26.3’e kadar yükseldi ama 2018 sonrasında azalışa geçerek yüzde 4’ün altına indi.

        ➔ Yabancıların hisse senetleri piyasa payları Ağustos 1989’a kadar sıfırken, hızla yükselerek önce piyasanın yarısına, 2000’li yıllarda yüzde 72.4’e kadar yükseldi. Büyük zaman diliminde de yabancıların payı pazarın üçte iki düzeyinde kaldı.

        Türkiye borsası adeta yabancıların domine ettiği bir piyasa haline geldi. 2018 yılına kadar durum böyleydi.

        ➔ 2018’in ikinci çeyreğinden itibaren başlayan yabancı çıkışı ile devlet iç borçlanma senetlerinde yabancı payı yüzde 3’e ve elde tuttukları portföy 2.5 milyar dolara indi.

        Hisse senetlerindeki piyasa payları ise yaklaşık 30 puanlık azalmayla yüzde 37’ye inerken, elde tuttukları varlık miktarı 17.5 milyar dolara geriledi. Bunda değer kayıpları da etkili. Ama 80-90 milyar dolar nerde, 17.5 milyar dolar nerede?

        YABANCILARI KAÇIRAN NE OLDU?

        ➔ Yabancıların Türkiye piyasasından çıkmasında Londra konuşması ve piyasa dostu olmayan bir tutumun sergilenmesi, Merkez Bankası başkanlarının sık sık değiştirilmesi, faiz kararlarını siyasi otoritenin vermesi etkili oldu.

        REKLAM

        ➔ Bütün bunların sonucunda Türk Lirası’nın 2018’den bu yana sert değer kayıpları yaşaması yabancıların para kazanmasını adeta imkansız hale getirdi. 2017 ile 2021 ortalama dolar kuru üzerinden TL’nin 4 yıllık değer kaybı yüzde 60. Kim nasıl para kazansın ki?

        ➔ Hisse senetleri ve devlet tahvillerindeki satışlarda Türkiye’nin kredi notunun yatırım yapılabilir düzeyin 4-5 basamak altına düşmesi de etkili oldu.

        ➔ Son olarak buna Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine İlişkin Mali Çalışma Grubu FATF’ın ülkeyi izlenmesi gereken gri listeye alması eklendi.

        BIYIKLI YABANCIDAN YERLİLEŞEN YABANCILARA

        ➔ Sonuçta devlet iç borçlanma senetleri tarafında hemen hemen yabancı kalmazken, hisse senetleri tarafında da kurumsal, uzun vadeli yatırımcılar gitti yerlerini kısa vadeli, spekülatif, al-satçı bir grup aldı. Adeta yıllar önceki yerli bireysel yatırımcı haline geldiler.

        ➔ Bunu da yabancıların yatırım vadesinin 45 güne inmesinden, 45 günün bir zamanlar yerli yatırımcıların yatırım süresi olmasından dolayı söylüyoruz. 2012’de yerlilerin hisse senetlerini elde tutma süresi 46 gündü.

        ➔ Aradan geçen zamanda yerlilerin vadesini uzatmak varken, yabancıları yerlileştirdik. Bir dönemler “bıyıklı yabancılar” yani “yabancı maskeli yerliler” çok etkiliydi bu piyasada. Geldiğimiz aşamada bıyıklı yabancı kalmadı, gerçek yerli bıyıklılar geldi ama gerçek yabancıları da yerli gibi yaptık, vadesini yerlinin vadesine çekmeyi başardık. Borsanın hepsini kısa vadeye dönüştürdük, hepsini bıyıklı hale getirdik.

        YABANCININ 8 AYDAN 1.5 AYA İNMESİ

        ➔ Nitekim 2021 yılına ait MKK ve TÜYİD verilere göre yabancıların hisse senetlerini elde tutma süresi 45 günle tarihinin en düşük düzeyine indi. Yerlilerin hisse senedi yatırım vadesi ise 27 gün. Yerli ile yabancının vade farkı da en kısa dönemini gördü.

        REKLAM

        ➔ Bu vade kısalması yerlilerin yatırım süresini uzatmasından çok yabancıların yatırım süresini azaltmasıyla oldu. 2020 yılında vade yabancılarda 74 gün yerlilerde 18 gündü.

        ➔ Bitişikte yer alan tablodan izlenebileceği gibi yabancıların vadesi 2012 yılında 389 gündü. Tabloda yer almıyor ama 1997 yılı 400 günle en uzun vadeli yabancı yatırım yılıydı. Son 25 yılda yabancıların ortalama yatırım vadesi 249 günle 8 ayı biraz aşan bir zaman diliminde gerçekleşti.

        KARANTİNADA BORSA OYUNU

        ➔ Yerlilerin borsadaki yatırım vadesi ise ortalama 32 günle sınırlı. Yerlilerin en uzun yatırım vadesi 46 günle 2012 yılında, en kısası ise 18 günle 2020 yılında.

        ➔ 2020’nin özelliği karantina nedeniyle yerlilerin borsaya girmesinin hızlanması, işyerlerinin kapalı olmasından dolayı borsada işlem yapmalarının artması, işlem hacminin patlaması, yerli yatırımcı sayısının iki katına çıkmasıydı. Bu ivme 2021 yılında kesildi.

        ➔ Çünkü karantinadan çıktık, hemen hemen herkes, işinin başına döndü, borsa oyununu da bırakanlar da oldu. Borsanın işlem hacminde 2021 yılında normale dönüş de, yatırımcı sayısında geri gelme de bu hareketin sonucuydu.

        YABANCI İÇİN BORSANIN ADINI BİLE DEĞİŞTİRDİK

        ➔ Bizim sermaye piyasası asıl yabancı yatırımcılara dönük kurulmuştu. Verilen cari açığın finanse edilmesine katkısı olsun gibi bir amaç da vardı. Bu nedenledir ki İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nın adı bile değişti, oldu Borsa İstanbul.

        ➔ İstanbul Menkul Kıymetler Borsası adı ise şimdi ülkenin her bir tarafına yayılmış ve sayısı 500’e yaklaşmış okulların tabelalarında yaşıyor. Kanunu değiştirenler okulların adını değiştirmeyi unuttu. Belki unutmaları da iyi oldu. Çünkü Borsa İstanbul ismi Türkçeye de aykırı. Türkçe eğitim veren okulların adının bile Türkçeye uymaması gibi garip bir durumla karşılaşacaktık.

        REKLAM

        BORSA İSTANBUL YABANCILARDAN KALDI YADİGAR

        ➔ Peki biz borsanın adını bile yabancı dillere uygun gelecek şekilde değiştirdik de ne oldu? Sonunda yabancılar bu piyasadan çıkıp gidiyor. Okullar ülkenin her tarafında duruyor. İMKB adı kaldı bize yadigar.

        ➔ Borsada kalanlar da yerleşikler. Şimdi “Borsa İstanbul” yabancılardan kalacak yadigar.

        İki ayaklı yatırımcı tabanı üzerine kurulan borsada yerleşiklerin gücü bir yere kadar. Bu nedenledir ki bizim borsa 4-5 dolarlık endeks değerindeyken, son yıllarda borsa 1.5-2 dolar bir türlü aşamadı. Dünya borsaları bütün rekorlarını aşarken üstelik.

        ➔ Neden böyle olduğunun yanıtı da kolay. Devletin, ekonomi yönetimlerinin, hükümetlerin doğru dürüst bir sermaye piyasası vizyonu, politikası, ekonomi politikalarıyla uyumlaştırılmış bir stratejisi olmadı.

        ➔ Varsa yoksa bütün finansman işi para piyasası ayağından yapılıyor. Ekonomi de ülke de tek ayakla yürüyüşüne ve diğer ülkelerle yarışmaya sokuluyor. Bu nedenledir ki bütün derdimiz faiz, halbuki faizin alternatifi belli.

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar