Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Cumartesi Great Festivali istanbul, Mary Katrantzou tasarımları

        Her şey mücevher ve parfüm şişeleriyle başladı. Sanırım elbiseler üzerinde hayali perspektifler icat etmeyi seviyorsunuz...

        Baskıların çok yönlü oluşunu seviyorum; başladığımdan beri, sıradanı sıra dışına dönüştürmeyi başardım. AW09’un kum saati siluetini taklit etmek üzere dijital olarak tasarlanan parfüm şişelerinden tutun, Swarovski taşlarla süslü zırh üzerine kendi para birimimizi bastığımız ilkbahar-yaz 13 koleksiyonunun ışıltılı banknotlarına kadar, tasarım yaparken bir konsepti alıp bunu tamamen yeni baştan icat edebilmeye bayılıyorum.

        Baskılarda bugün artık pazarı hâkimiyeti altına almış bir hareket yarattığınıza şüphe yok.

        İnsanlar baskı konusunda kesinlikle daha az çekingen. Eğitimim sırasında, baskının salt yüzeyde görünenden çok daha fazlası olduğunu fark ettim. Baskıyı, vücudun hatlarıyla birlikte hareket edecek şekilde manipüle edebildiğiniz takdirde, en az kumaşın kesimi kadar tanımlayıcı olabilir.

        Kreasyonlarınızın yakından bakıldığında mı yoksa uzaktan görüldüğünde mi takdir edilmesini istersiniz?

        Her ikisi de. Bu sezon elde işleyip süsledik; jakar kumaşlarımız, Fransa’nın güneyinde bir aile şirketi tarafından elde örüldü ve kendi zarif dantelimizi kendimiz yarattık. Dolayısıyla, altın iplikle elde işlenen ve Swarovski kristalleriyle süslenen mink kazaklar gibi bazı parçaların, yakından incelenmesinin kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum.

        ‘YUNANİSTAN’IN ETKİSİ VAR’

        Aslen Yunansınız. Bir Yunan olarak sahip olduğunuz miras koleksiyonlarınızdan herhangi birine esin kaynağı oldu mu?

        Yunanistan harika bir ülke ve orada büyümüş olmak tasarım estetiğimin şekillenmesine katkıda bulundu. Her ne kadar bunu aktif olarak bir esin kaynağı olarak kullanmasam da etkisinin birçok koleksiyonumda bariz şekilde görülebildiğini düşünüyorum.

        Genç bir tasarımcı olmanıza rağmen kısa süre içinde Londra Moda Haftası’nın en çok dikkat çeken tasarımcılarından biri oldunuz. Rihanna, Sarah Jessica Parker ve Alexa Chung gibi ünlü isimler de tasarımlarınızı seviyor. Bu nasıl oldu?

        Kadınların gerçekten giymek istediği, dişiliklerini kutlayan kıyafetler yaratmayı amaçlıyorum, dolayısıyla birini tasarımlarımın içinde görmek muazzam bir iltifat ve koleksiyonlarıma harcanan tüm zaman ve çabaya değiyor.

        Çok kısa bir süre içinde marka haline geldiniz. Kendinizi bir süper marka, her şeyi sunan o moda evlerinden biri olarak görebiliyor musunuz: ayakkabılar, gözlükler, kozmetik, kokular?

        Son 5 yılda markanın geçirdiği evrime şahit olmak son derece heyecan vericiydi. Başlangıçtaki 5 kişilik küçük ekipten bugün neredeyse 50 kişiye ulaştık. Sonbahar-kış 2014 koleksiyonu, benim için gerçekten özel bir an olan ilk çanta serimin lansmanına da vesile oldu; aynı zamanda üzerinde çalıştığımız birçok heyecan verici proje var, dolayısıyla bizi izlemeye devam edin.

        Nelerden ilham alırsınız?

        Seyahat. İlham almanın yeni insanlarla tanışmak ve yeni bir kültüre girmekten daha iyi bir yolu yoktur. Mümkün olduğunca çok fotoğraf çekmeye çalışıyorum; bunlar benim için bir ilham arşivi.

        ‘KOLAY OLAN YAPMAYA DEĞER DE DEĞİLDİR’

        Kendinize her zaman zorlu hedefler mi koyarsınız? Her sezon çıtayı biraz daha yükseltiyor musunuz?

        Sınırlarınızı belirlemek için kendinizi zorlamanız gerektiğine inanıyorum,dolayısıyla da her sezon çıtayı biraz daha yükseltiyorum. Mottom, “Kolay olan yapmaya değer de değildir”.

        Renkli baskılar tasarlamanıza rağmen siyah giymeniz ile tanınıyorsunuz. Neden? Kendi tasarımlarınızı giyiyor musunuz?

        İşte renk ve baskılarla çevriliyim; bunu seviyorum ama konsantre olmak için de alana ihtiyacım var. Siyah çok arındırıcı bir renk ve üzerinde çalışabileceğim siyah bir tuval olması önemli; ofisim ve dairem de son derece minimalist.

        Kendinizi birkaç kelime ile anlatır mısınız?

        Sadık, azimli, heyecanlı.

        Kendiniz dışında başka hangi tasarımcıların kıyafetlerini giymeyi seviyorsunuz?

        Azzedine Alaia harika elbiseler yapıyor; gardırobumda onsuz yapamadığım siyah dantel bir parça var! Ancak benim kusurum da mücevherat ve yıllar içinde epey bir koleksiyonum oldu. Margarita Missoni bayıldığım bir çift harika küpe hediye etmişti.

        Eski koleksiyonlarınızda kendi mücevheratınızı kendiniz yaptınız, podyumdaki ayakkabılarınız için Christian Louboutin ve Gianvito Rossi, parfümler içinse Current Elliot, Six Senses ile işbirlikleri yaptınız... Bizler için yeni sürprizleriniz var mı?

        Bazı harika tasarımcılarla işbirliği yapma şansını yakaladım ve bu yıl da istisna değil. Yine bu yıl içinde Adidas ile koleksiyonumuzun lansmanını yapacağız. Bu gerçekten heyecan verici ve bunu görmeniz için sabırsızlanıyorum!

        Tasarımcı olmak isteyen genç yeteneklere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?

        Bu sektörde yer almak inanılmaz derecede göz korkutucu ama bir o kadar da heyecan verici. Burada maruz kaldığınız baskı sizi sınırlarınızı zorlamaya itiyor; inovasyon ve yaratıcılık gerektiriyor. Dolayısıyla, tasarım estetiğinize güvendiğinizde diğerleri de zaten gelecektir.

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa