Vazgeçmeyen kadınların anne olma öyküleri

Bir kadının başına gelebilecek en zor durum, anne olmak isteyip olamamak. Birilerinin hamilelik haberleri geldikçe hem sevinmek hem de yüreğinde acıyı hissetmek... Bunu en iyi ben anlarım çünkü yaşadım. Ama pes etmedim... Bu sözler anne olmak için büyük mücadele veren bir genç kadına, Tuğba Yapar’a ait. Anne olabilmek için kanseri yenen ve genlerindeki makus talihi değiştiren dört kadın yeniden doğuşlarını anlattılar. İşte imkânsızı başaran bu kadınların ilginç annelik öyküleri...

1 - Çağla Bahadır 32 yaşında, banka memuru - ‘Korkularım mutluluğa dönüştü’
4.5 yıllık evli. Ailesindeki genetik sorun nedeniyle 4 düşük yapmış ama annelik hayallerini yitirmemiş. Sonunda kızı Ece’yle anne olmanın mutluluğunu yaşayabilmiş. “İlk hamileliğimde 8 haftalıkken düşük yaptım. Ardından birkaç kez daha denedik ama yine hayal kırıklığı yaşadım.

Tavsiye üzerine Dr. Halit Fırat Erden’e gittim. Genetik testler sonucunda, hamile kalsam da vücudun bağışıklık sisteminin bunu kabul etmeyip, bebeği bir yabancı olarak algıladığı ve barındırmadığı ortaya çıktı. Halit Bey vücudumu hamileliğe hazırlaması için bizi Dr. Mustafa Murat Berksoy’a yönlendirdi. İki yıl süren özel serum tedavisinin ardından tekrar doğal yoldan hamile kaldım. Gene olmadı. Bunun üzerine tüp bebek tedavisine başladık. Sonunda mutluluğa kavuştum.”

2 - Şeniz Çağlar 36 yaşında, bankacı - "Bebeğimizin nefesini dinliyorduk"
13 yıllık evliliğinin başında “Önce kariyer” diyen genç kadına nihayet çocuk sahibi olmaya karar verdiğinde sebebi bilinmeyen infertilite ve çikolata kisti tanısı konmuş. 2 aşılama, 3 tüp bebek denemesi başarısızlıkla sonuçlanınca da bağışıklık sisteminin baskın olması ve kan pıhtılaşması nedeniyle gebe kalamadığı ortaya çıkmış. 3 yıl önce kızı Ceren’i kucağına alan genç kadın bugün “İyi ki vazgeçmedim” diyor.

“Çocuk sahibi olmaya karar verdikten sonra ilk yıl kendiliğinden olur diye bekledim. Her ay regl olduğumda üzülüyordum. 2005’te doktora gittim, herhangi bir sorun bulamadı ve ‘Sebepsiz infertilite’ diyerek 3 yıl bizi oyaladı. Aşılama ve tüp bebek denemelerinin başarısız olması bizi yıktı. Bu arada kim hangi doktoru tavsiye ediyorsa ona gidiyordum. Sonunda gittiğimiz doktor elimize uzun bir tahlil listesi verdi ‘Önce sorunu bulmaya çalışalım, tüp bebek kolay’ dedi.

Uzun ve zorlu tedavi sürecinin ardından hamile kaldım. Sevinçten çılgına dönmüştüm. Hamile kaldığımda eşim de ben de kendimizi rüyada hissettik. 2 yıl diyet yapmış, 9 ay iğne kullanmıştım ama hiçbiri önemli değildi; hamileliğim çok güzel geçmişti ve ben tek sorun yaşamamıştım. Bebeğimi kucağıma aldığımda ağlamaya başladığımı hatırlıyorum. İlk 2 gece eşim de ben de uyuyamadık, sürekli bebeğimizin nefesini dinliyorduk.”

3 - Mehtap Tuncel Çınar 28 yaşında, öğretmen - ‘Yağmur bereketiyle geldi’
3.5 yıllık evli. 15 yaşında ameliyatla sol yumurtalığı alınmış. Evlendikten sonra sağ yumurtalığını da kaybetme riski oluşmuş. Dahası çocuk sahibi olmaya karar verince rahim kanseri olduğunu öğrenmiş. Ama inancını yitirmemiş ve sonunda kızı Yağmur’u kucağına almış. “Sağ yumurtalığımın alınması söz konusu olunca, Prof. Dr. Bülent Tıraş’la irtibata geçip zaman kaybetmeden tüp bebek tedavisine başladık. Ancak bütün denemeler başarısızlıkla sonuçlandı ve histeroskopiyle bakılınca, incelenen parçalarda kanser ortaya çıktı. Tam bir şoktu!

Bülent Hoca, yaşım çok genç olduğu için 6 aylık bir ilaç tedavisinin denenebileceğini söyledi. Bir sonraki histeroskopiden iyi haber geldi. Hastalık rahim zarından temizlenmiş, yeni bir transfere hazırmışım. Sonrası büyük mutluluktu... 33 haftalık hamileyken atamam gerçekleşti, yani kızım daha doğmadan annesini öğretmen yaptı.

Fakat yaşadığım stres ve yorgunluk sonrası rahatsızlandım ve bebeğim 34 hafta dolmadan dünyaya geldi. Onu ilk gördüğüm an var ya; Allah o duyguyu çocuk isteyen bütün kadınlara yaşatsın. İnsanın bütün varlığını o küçük bedene, ruha teslim edesi geliyor. Yağmur onca acı ve üzüntüden sonra bir hediye gibi geldi... Anne baba olma yolunda mücadele edenler asla inançlarını kaybetmesin, çünkü hayat ummadığımız anda yüzümüze gülüyor.”

4- Tuğba Yapar 36 yaşında, hukukçu - ‘Meğer her şeyi yarım yaşamışım’
Çocuk sahibi olmaya karar verdikten sonra 8 yıllık evli Tuğba Yapar’ın karşısına yumurta yetmezliği, erken menopoz riski, çikolata kisti, hipoglisemi ve dolaşım bozukluğu gibi sağlık sorunları çıktı. Ama anne olma isteği hiçbir engel tanımadı bu sorunların hepsini yendi. “Radikal bir şeyler yapmam gerektiğini anlamıştım. Dr. Murat Berksoy’u buldum. Hayvansal gıdaları hayatımızdan çıkardık. 3 ay sonra başlatılan tüp bebek tedavisi başarısız olunca bahisteroskopi yapıldı.

Bu kez de rahmimde yoğun iltihap ve 2 polip bulundu. Kürtajla rahmim temizlendi ve antibiyotik tedavisine başlandı. Nihayet hamile kaldığımda 30 haftayı yatarak geçirdim. Oğlumun doğduğu anı hiç unutamıyorum. Meğer o ana kadar her şeyi yarım yaşamışım. O dönemde, evlat edinme süreçlerini araştırdığım günler oldu. Ama içten içe bir gün bile pes etmedim, vazgeçmedim.”