Kokusuz ve dumansız piknik lütfen
Hava güzel mi güzel, Kuzguncuk sahilinde havanın tadını çıkaralım, yürüyüş yapalım istedik ama ne mümkün? Hevesimiz kursağımızda kaldı! Bir yanda mangaldan yükselen dumanlar diğer yandan da gürültü... "Mangalsız piknik olmaz" diyenler, bakın nasıl oluyormuş?
Sema EREREN / HT CUMARTESİ
Kuzguncuk’ta bir pazar. Sessiz sakin yürüyordum ama o da ne? İleriden bir duman yükseliyor. Yükselen dumanı görünce “Eyvah yangın!” dedim. Biraz daha ilerleyince birbirine karışmış kanat, sucuk ve et kokusunu duydum. Çıkan dumanlar bir yangından değil, bizim hafta sonu piknikçilerinin mangalından yükseliyordu. Ne adım atacak yer kalmıştı sahilde, ne de kafamı dinleyecek bir köşe. Üstüme sinen et kokusu da cabasıydı. Güzelim parklarımızda, sahillerimizde ayaklarımızı uzatıp oturamıyoruz. Bırakın parkta oturmayı, görsel yönetmenimiz Didem, mangal kokusundan Balat sahilindeki evinde oturamıyor. Hafta sonu şehrin dört bir yanından, otoyol kenarlarından bile mangal kokusu yükseliyor.
Ekip arkadaşım Ece Ulusum’la “Mangal yakmadan da piknik olur” dedik ve taktık sepetimizi kolumuza, düştük yollara. İstikamet Beşiktaş Yıldız Parkı oldu. Stratejimiz, ilk olarak doğru gölgelik alanı bulmaktı. İdeal yeri bulunca örtümüzü serip pilli radyomuzdan müziği açtık, başladık rengârenk piknik takımlarımızla soframızı kurmaya. Hava da püfür püfür... Evde hazırladığımız peynirli ve domatesli çıtır sandviçlerimizi yerken, duman yerine mis gibi çim ve toprak kokusunu içimize çektik. Hafif yemeğimizi çayla taçlandırırken trendi bizim gazete Habertürk’ün başlattığı büyüklere boyama kitabını boyadık. Öyle huzurluyduk ki bir minik sincap da bize dahil oldu. Gün sonunda anladık ki etsiz de piknik pekâlâ mümkünmüş... Ne mangal yorgunluğu vardı, ne de harıltı gürültü...
ÖZEL TİM BİLE BAŞA ÇIKAMADI
Biz başardık ama mangalcıları durdurabilene aşk olsun! 3 yıldır bir Özel Mangal Timi bile var, yine de onlarla başa çıkabilen yok. Büyük harflerle “MANGAL YAPMAK YASAKTIR” yazılı tabelanın altında “piknikçiler” kömür ateşini yelliyor. Rüzgâr esince de o et kokusu sarıyor sahili. “Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar” demiş atalarımız ama onu da unutuveriyor, körüklüyor semaverin altını. Oh kebap! Yoldan geçenlerin üzerine et kokusu mu sinmiş, kaldırıma bırakılan kömürler ortalığı berbat mı etmiş ne önemi var? Kimisi de arabasını çekiyor konuşlandığı yere açıyor müziği son ses. Hafta sonu mangal yapmayacaklara sahil işkence oluyor.
Bu mangal sevdası sadece hafta sonu sahilin tadını çıkarmak isteyenlere değil, çevreye de zarar. Yapılan mangaldan arta kalan kor ve köz ülkemizde orman yangınlarının ilk sebeplerinden biri. Bilinçsiz piknikçilerin güzelim çimlere bıraktığı çöpler de ayrı bir sorun. Özellikle pazar geceleri İstanbul sahillerinde yükselen çöpten manzara görünmüyor adeta. Oysa İstanbul’un dört bir yanında mangalseverler için ücretli ve ücretsiz hem orman içinde hem de sahil kenarında birçok “kendin pişir, kendin ye” konseptli alan var.
MANGALCILAR DİKKAT!
Mangaldaki kömür ve kömür tozları, pişirdiğiniz etin üzerine sinerek kansere davetiye çıkarıyor. Uzmanlar mangalda yenen etin özellikle mide ve bağırsak kanserine sebep olabileceğini söyleyip duruyor. Bir diğer tehlikeyse keneler! Kene, mangaldan çıkan gazlara duyarlı.
ET YOKSA MEYVE VAR!
Piknik yemeksiz olmaz elbet. Evde yapılabilecek ve çimlere serilirken keyifle yenebilecek birçok alternatif var. Patates salatası, zeytinyağlı dolma ve sarma, taze ve kuru meyveler, hamur işleri, sandviç, kuruyemiş, soğuk ve sıcak içecekler...
PİKNİK SEPETİ DEDİĞİN...
■ Piknik örtüsü
■ Dergi, kitap, bulmaca, boyama kitabı ve kalemler
■ Radyo ■ Frizbi, top, ip, kutu oyunlar
■ Güneş kremi, şapka, böcek ilaçları
■ Peçete, ıslak mendil
■ Plastik tabak, çatal, kaşık
■ Termos, bardak
