Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam Moda Türk markası olmayı amaç edindim

        HT Egeli'de yer alan habere göre, yıllar önce Jour De France’tan bir gazetecinin, “Fransa’nın Madame Chanel’i var, Türkler’in ise Madame Z’si” sözlerini işaret kabul edip marka olarak belirleyen, Türk modasının dünya çapında başarı sağlaması için çalışan İzmirli ünlü modacı Zuhal Yorgancıoğlu, sayfamıza konuk oldu.

        Ajda Pekkan, Emel Sayın, Nükhet Duru, Sibel Can, Müzeyyen Senar’ın yanı sıra Dalida gibi Avrupa’nın önemli isimlerini giydiren Türkiye’nin modadaki yüzakı 92 yaşındaki modacımız ya da Madam Z...

        Sizi herkes tanıyor ama bir kez daha kendinizi anlatır mısınıs?

        1926’da İzmir Bayraklı’da doğdum. Cumhuriyet Kız Enstitüsü’nün ardından Ankara Yüksek Kız Teknik Okulu Moda Resim Bölümü’nde sanat ve tasarım öğrenimi gördüm. Bir gün dönemin başbakanı Şükrü Saraçoğlu okulumuza geldi. İstikbali en parlak talebenin kim olduğunu soran Saraçoğlu’na öğretmenler, on yedi kişilik sınıfta benim ismimi vermişler. Saraçoğlu, bana en büyük idealim olan Paris’e gitmeyi düşünüp düşünmeyeceğimi sordu. Kartını vererek diplomamı aldığımda kendisini aramamı istedi. Ben, mezun oldum ama Hollywood aktörlerini kıskandıracak kadar yakışıklı olan nişanlım izin vermeyince Paris hayalim suya düştü. 20 yaşında evlendim. Resim öğretmeni olan eşimin ısrarıyla ben de resim öğretmeni oldum. Yurt dışında eğitim alma isteğim kursağımda kalmıştı.

        REKLAM

        Yorgancıoğlu’nun tasarımlarında hem Anadolu’nun derinlikleri, hem de Osmanlı’nın ihtişamı harmanlanıyor.

        ETKILENMEDIM, ETKILEDIM

        Sonra Amerika’ya gittiniz...

        Evet. Üç sene hocalık yaptım, on sene atölyede çalıştım, üç sene serbest çalıştım ama aklım fikrim Amerika veya Avrupa’daydı. Üç çocuğum vardı. Umudum tükenmek üzereyken Amerika’da olan kız kardeşimin daveti bende yepyeni ufuklar açtı. İki aylığına, kızımla Amerika’ya gittik. Diplomamı görünce beş senelik okulu iki yıl okuma imkânı tanıdılar. Ama eşime nasıl söyleyecektim bunu! Bütün cesaretimi toplayıp telefon açtım, iki yıl kalmak istediğimi söyledim. Önce şiddetle karşı çıktı ama sonunda izin çıktı. Diplomamı aldıktan sonra İzmir’ime döndüm. Türk markası olmayı amaç edindim. Bunun için çok çalıştım, çok mücadele ettim. Bu çabalarım 1976’da İtalyanlar’ın moda Oscar’ı “Maschera D’argento Ödülü”nü getirdi.

        REKLAM

        Türk kültür ve sanatını tanıtmak için çok emek verdiniz...

        Moda yoluyla kültür ve sanatımızı dünyaya tanıtmak en büyük hedefimdi. Amerika’da moda mağazalarında çalıştığım dönemlerde, Avrupa’dan elbiseler getirtirler, mankenlere giydirirlerdi. Ben onları çizerdim, gazetede yer alırdı. Oryantal tipli kıyafet geldiğinde ise merak ve heyecanla Türk imzası arayışıyla markasına bakardım. Ermeni ya da Rum, Fransız, İtalyan imzasını gördüğümde için acırdı... Bu süreç beni çok biledi ve Türk modası üzerine çalışmaya karar verdim. Döndüğümde oranın etkisinde kalmadım ve Türk işleri yapmaya başladım. Şunu övünerek söylüyorum: Ben etkilenmedim, onları etkiledim. İngiltere kraliçesinin modacısı Tia Porter, tasarımlarımın etkisi altında kaldığını itiraf etti. Paris’te, Paris’in en ünlü modacısı Jean Lois Cherer, beni tebrik etmek için bir defile sonrası kulise geldi ve gocunmadan, “Etkiniz altında kaldım madam!” dedi. Cherer’in 1988 ve 1989’da, moda dergilerinde yer alan hemen hemen bütün eserlerinde şalvar, poşu ve cepken vardır.

        REKLAM

        İzmir’de ilk gelinlikte imzanız var...

        İzmir’de gelinliğe, 1953’te ben başladım. Eşimin Hisarönü’ndeki mağazasında çalışırken tasarlayıp vitrine koyduğum gelinliği görmeye bütün çarşı esnafı geldi. Böylece gelinlik yapmaya başladım ve yavaş yavaş bütün çarşı gelinlikçi oldu.

        Zuhal Yorgancıoğlu, genç modacılara tavsiyeler verdi.

        KENDİ GİBİ OLMALI İZ BIRAKMALI

        Madam Z’nin başarısında etken olanlar var mıydı?

        Olmaz mı hiç... En başta annem, hocam Saniye Tunçalp, eşim Mehmet Yorgancıoğlu. İkisi de mimar olan oğullarım Faruk ve Haluk ile kızım Müberra Yorgancıoğlu Soyer’i de göz ardı edemem. Rahmetli eşim ve çocuklarım benim iftihar kaynağım...

        Genç modacılara, modacı adaylarına ne önereceksiniz?

        Herkes kendi gibi olsun. Avrupalı’ya, Versace veya bir başkasına özenmesin, arkasından gitmesin. Kendileri olsun ve kendilerini tanıtmaya çalışsınlar. Kendi sanatlarına güvenemeyip çıplak mankenlerin bedeninden yararlanmasınlar. Hepimiz tanık oluyoruz. Bazı defilelerde podyuma çıplak mankenler çıkıyor. Bulgaristan’da bir defile yaptım. Folk dansları yaptırdık. Dünyanın çok ünlü bir modacısı bu kadar alkış almama şaşırdı ve mankenlerini iç çamaşırsız, uzun elbiselerle çıkardı. Mankenler, eteklerini kaldıra kaldıra yürüdü. Onun için ısrarla söylüyorum. Kimseye özenmesin kendileri olsunlar. İz bırakmaya çalışsınlar.

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa