Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Güncel Tarifsiz acı! Amasra'da şehit olan her bir madencinin hikayesi yüreğimizi dağladı - Güncel haberler

        Bartın'ın Amasra ilçesindeki maden ocağında yaşanan grizu faciasından yürek yakan hikayeler gelmeye devam ediyor.

        DHA'nın haberine göre faciada yaşamını yitiren Soner Ak (32) ile yaralanan İzzet Ak (43) kardeşlerin annesi Fadime Ak (73), oğullarından ayrı vardiyalara gitmelerini istediğini belirterek, "İzzet'e, oğlum ikiniz aynı anda vardiyaya gidiyorsunuz. Ayrı ayrı gitseniz dedim. Bana, 'Ecel bizi nerede olsa bulur' dedi. Cuma günü Soner ve İzzet ikisi aynı işe gittiler. İzzet´in hastanedeki durumu iyi diyorlar ama inşallah iyiye gider" dedi.

        Amasra'da 14 Ekim günü meydana gelen maden ocağındaki patlamada Soner Ak hayatını kaybederken, yaralanan ağabeyi İzzet Ak´ın tedavisi ise İstanbul Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'nde devam ediyor. İncivez köyünde defnedilen evli ve 3 çocuk babası Soner Ak´ın evine Türk bayrağı asıldı. Evin önünde kurulan çadırda taziyeleri kabul eden 30 yıl önce aynı maden ocağından emekli olan baba Hüseyin Ak (73) ve eşi Fadime Ak, oğulları Soner´in acısını yaşarken, hastanede tedavi gören büyük oğulları İzzet´in sağlığına kavuşmasını bekliyor.

        "ECEL BİZİ NEREDE OLSA BULUR"

        Fadime Ak, oğullarından aynı vardiyada çalışmamalarını istediğini belirterek, şunları kaydetti:

        "İzzet'e, oğlum ikiniz aynı anda vardiyaya gidiyorsunuz. Ayrı ayrı gitseniz dedim. Bana, 'Ecel bizi nerede olsa bulur' dedi. Geçen gün de İzzet bana, `Bugün işe gitmeyeceğim anne, yevmiye mi verirsin anne´ dedi, tamam oğlum dedim. O da bana, `Anne yevmiye mi versen de giderim, vermesen de giderim, ecel bizi nerede olsa bulur´ dedi. Hatta bana 1 hafta önce, `Anne ocaktan doğal gaz kokusu gibi bir koku geliyor, ne olur ne olmaz´ demişti. Cuma günü Soner ve İzzet ikisi aynı işe gittiler. İzzet´in hastanedeki durumu iyi diyorlar ama inşallah iyiye gider. Yapacak bir şey yok."

        "HEP EVDEN ÇIKARKEN HELALLEŞİYORDUK"

        Köydeki 2 katlı evde ağabeyi İzzet Ak ile altlı üstlü oturan Soner Ak´ın 10 yıl önce evlendiği Özge Ak (28), eşinin hakkını sonuna kadar savunmak istediğini söyledi. Çocukları Önder Hüseyin (8), Cemal Can (6) ve BurcU Nur (1,5) ile yalnız kalan Özge Ak, "İhmal var bunda, 41 can gitti. 3 tane çocuğumu yetim bıraktılar. Adalet yerini bulsun istiyorum. Kimsenin kanı yerde kalmasın. O gün Soner Cuma namazına gitmişti, sonra eve geldi. Hakkını helal et dedi. Zaten biz hep evden çıkarken, helalleşiyorduk. Gidiş o gidiş. 1 hafta önce bana iş yerinde gaz kokusu var demişti. Sonra bir ekip falan gelmiş sanırım, normalde 1 ay 2 ay kapanacak dediler, ama kapanmadı" diye konuştu.

        Özge Ak, eşinin 3 ay önce köy mezarlığına hayır amacıyla çeşme yaptırdığını söyledi. Soner Ak´ın cenazesi, çeşme yaptırdığı mezarlıkta toprağa verildi.

        TAYİN İSTEYİP DÖNDÜĞÜ MEMLEKETİNDE HAYATINI KAYBETTİ

        Aynı işletmeden 5 yıl önce emekli olan Mehmet Poyraz da oğlu Ferhat Poyraz´ın ölümünün acısını yaşadı. Mehmet Poyraz, 6 çocuğunun en küçüğü ve tek oğlu olan Ferhat´ın 2019 yılında Zonguldak´ta maden ocağında işe başladığını belirterek, "Kendisi madenci olmak istedi. 'Baba ben TTK'ye gireceğim, alım varmış yazılacağım' dedi. Ben de 'oğlum yazıl' dedim. Genel müdürlük internette bunu elemiş. Dosyasında askerliğiyle ilgili sıkıntı varmış. Sonra mahkeme süreci oldu. 5 ay sonra falan mahkemeyi kazanıp Gelik'te iş başı yaptı" dedi.

        Oğlunun Zonguldak'ta bulunan Gelik- Karadon işletmelerinden tayin isteyerek memleketi Amasra'ya geldiğini söyleyen Mehmet Poyraz, "Amasra´ya geldi. Burada 15-16 ay falan çalıştı. En son grizu patlamasında hayatını kaybetti. Memleketi burası diye burada çalışmak istedi" diye konuştu.

        Oğlunun 16 ay gündüz çalıştıktan sonra vardiyasının değiştiğini belirten Mehmet Poyraz, "6 Ekim´de sendika seçimleri oldu. O güne kadar 15- 16 ay hep gündüze gitti. 15- 16 ay gündüze giden Ferhat, aynı gün sendika seçimlerinde muhalifleri kazandığı için tertibi değiştirildi. O da 16.00 vardiyasına verildi. 8- 9 gün çalıştı, cuma günü vardiyasında patlama oldu, hayatını kaybetti" ifadelerini kullandı.

        MURAT ÖZTAN DÜĞÜN HAZIRLIĞI YAPIYORDU

        Maden ocağında yaşanan patlamada hayatını kaybeden işçilerden Murat Öztan'ın da düğün hazırlığı yaptığı öğrenildi.

        AA'da yer alan habere göre Kurucaşile ilçesi Sarıderesi köyünde yaşamını sürdüren Öztan ailesinin 8 çocuğundan ikincisi olan Öztan, Türkiye Taşkömürü Kurumu Amasra Müessesesinde 2019'da işe başladı.

        Yaklaşık 3 yıldır nişanlı olan ve yeni evinin beyaz eşyalarını da satın alan Öztan, 3-4 ay içinde gerçekleştirmeyi planladıkları düğün için hazırlık yapıyordu.

        "SON GÖRÜŞMEMİZDE EVDE AİLECEK DÜĞÜN İÇİN KONUŞMUŞTUK"

        Baba Ali Öztan, AA muhabirine, patlama yaşandığında evde yemekte olduklarını, haberi alınca yola çıktıklarını söyledi.

        Sabah saatlerine kadar maden sahasında oğullarının sağ çıkmasını beklediklerini belirten Öztan, sabaha karşı hastaneden evladının cenazesini teslim aldıklarını kaydetti.

        Oğullarının cenazesini köy mezarlığına defnettiklerini dile getiren Öztan, şehit işçinin düğün sürecini gözyaşlarıyla anlattı:

        "Nişanlı oğlumun düğününü 3-4 ay sonra durumu düzeltince yapacaktık. Beyaz eşyasını aldım, hepsi alındı düğünü bekliyorduk. Son görüşmemizde evde ailecek düğün için konuşmuştuk. O da nasip olmadı."

        "SABAHA KADAR GELECEK DİYE BEKLEDİM"

        Anne Sevim Öztan da patlama haberini alır almaz yola çıktıklarını, daha önce Murat'ın çalıştığı alanı görmediğini ifade etti.

        Oğullarının madenden sağ çıkacağına ilişkin umutlarını son ana kadar yitirmediklerini aktaran anne Öztan, "Oğlumu sabaha kadar gelecek diye bekledim. Kapıya baktım, uçtum oraya kafeste geliyor diye. Eşim, 'Hadi gidelim buradan Murat ölmüş.' dedi. Hastanelere gittik aramaya." diye konuştu.

        "SOYADI GİBİ KAHRAMANCA DAVRANDI"

        Maden faciasında 34 yaşındaki maden işçisi Serhat Kahraman'ın da patlamadan sağ kurtulduktan sonra arkadaşlarını kurtarmak için yeniden madene girdiğinde hayatını kaybettiği ortaya çıktı. Maden işçisinin acılı annesi ise oğlunu gözyaşlarını anlatırken, "Yardım edeyim diye gitti. Soyadı gibi kahramanca davrandı. Zaten öyle bir çocuktu" dedi.

        İHA'nın haberine göre Türkiye Taşkömürü Kurumu'na ait maden ocağında meydana gelen patlamada 41 maden işçisi hayatını kaybetti. O işçilerden biri olan 34 yaşındaki Serhat Kahraman ise adeta soyadı gibi kahramanlık örneği sergiledi. Patlamadan sağ kurtulmasına rağmen "Arkadaşlarım orada" diyerek yeniden girdiği madende hayatını kaybeden Serhat Kahraman evlilik hayalleri kurduğu ortaya çıktı. Faciadan iki gün iş çıkışı geldiği evinde annesi Sebahat Kahraman'a da ev beğendiğini ve evleneceğini söyledi.

        OCAKTAN ÇIKIP BÜYÜK ŞOK YAŞADI

        Olay gecesi ocaktan sağ çıkan Serhat Kahraman büyük bir korkuyla yaşadığı şoku üzerinden atmaya çalıştı. İlk olarak arkadaşlarına sarılarak teselli bulan Kahraman'ın kıyafetlerinin tamamen ıslanması üzerine başka kıyafetler giydirildi. İlk müdahalesi yapılan Serhat Kahraman, "Ben iyiyim, arkadaşlarım orada" deyip tekrar madene indi. Ancak facianın yaşandığı yerin metrelerce altından bu kez cansız bedeni çıkartıldı. Arkadaşlarını kurtarmak uğruna hayatını feda eden Serhat Kahraman soyadı gibi kahramanca anıldı. Cenazesi Karabük'ün Cemaller köyünde toprağa verilen Kahraman'ın tabutu başına bareti ve çizmeleri konuldu.

        ŞOFÖRLÜK YAPARKEN "AYDA BİR GELİYORUM" DEYİP MADENCİ OLDU

        34 yaşındaki Serhat Kahraman'ın kura ile başladığı madencilikten önce uzun yol şoförü olduğunu anlatan gözü yaşlı annesi Sebahat Kahraman, "Anne Bartın'dan bir iş bulayım. Uzun yola gidince ayda bir geliyorum. Evlenirsem böyle evlilik" olmaz diye konuşuyordu" dedi. Oğlunun herkese yardım ettiğini, kız kardeşine de adeta babalık yaptığını söyleyen anne Sebahat Kahraman, "Hiperaktif bir çocuktu, çok insan canlısı ve birilerine yardım etmeyi çok severdi. Hele ki maddi olarak yardım etmeyi severdi. Onun için Allah’ta ona hiç yokluk göstermedi. TTK’ya girmeden önce TIR şoförlüğü yapıyordu. Bekardı zaten kardeşine bakmayı da çok severdi, ona hatta abilik değil babalık yaptı. Kız kardeşi bile hep diyordu, 'Ben iş sahibi olursam abim benle gurur duysun' derdi. Abi onu da gördü. Ataması oldu ve oda memur olmuştu" dedi.

        "OĞLUM SAĞ ÇIKTI AMA ARKADAŞLARINI YALNIZ BIRAKMADI"

        Madenden sağ çıktığı anda çekilen fotoğrafı, baret ve çizmeleri Türk Bayrağı'na sarılı yatağına serilen Serhat Kahraman'ın annesi oğlunun evlenmesini çok istediğini söylerken "Evlenseydi keşke. Torunlarım olurdu, babannelik yapardım" diyerek ağladı.

        Patlamayı haber alır almaz olay yerine geldiklerini söylerken bir taraftan da oğlunun fotoğrafını seven anne Sebahat Kahraman, "Güvenlik görevlisi Amasra’da kaza olduğunu söyleyince, hemen arabanın kapılarını açıp eşim gelip bir an önce gidelim dedim. Gittim ve her yer çok kötüydü. Vali hanım geldi çok destek oldu, 'İçeride havamız var. Oğlunu yanına getireceğim diyerek çok destek oldu. Benim oğlum sağ çıktı ama arkadaşlarını yalnız bırakamadı. Onları kurtarmak için girdiğinde bir daha sağ çıkamadı. Biz görmedik ama orada fotoğrafı tesadüfen çekmişler. Çok ıslak çıkmış, Kızılay ekipleri tam bilmiyorum, ‘Tekrar geri girmek istemiş, çok ıslaksın deyip kıyafet vermişler. Ama yine de girmiş oraya, Orada can arkadaşları var, Ekmek parası kazandığı arkadaşları var, onları yalnız bırakmamak için bir can kurtarayım diye yardım edeyim diye gitti ama soyadı gibi Kahramanca davrandı. Zaten öyle bir çocuktu. Çok severdi yardım etmeyi. TTK'ya isteyerek girdi. Uzun yol şoförüydü. Hep diyordu 'anne evlenirsem böyle bir ay iki ayda geliyorum. Böyle evlilik olmaz. Bartın'da bir işe girsem. Orada yaşarım. Evlenirim' diyordu. TTK'yı da rabbim nasip etti. Kuradan çıktı. İşe girdi. Çok sevindi. 2019 yılında girdi. 'Artık evlenirim' dedi. Evlenme hazırlığı yapıyordu. Ev almak istedi. Evin sözleşmesini yaptı. Evini beğendiydi. Eve geldiğinde görüyordum. Uyurken izliyordum. Kapısını açıyordum, sakallarını seviyordum. Bana 'anne ne oldu' diyordu. Bende 'Oğlum birkaç gündür görmüyorum. Seni özledim' diyordum. Çarşamba günü akşamı gördüm. Gece yarısı işten geldi. Odama girdi 'Anne uyuyor musun' dedi. Yatağın üstünde ikimiz oturup sohbet ettik. Bir kaç gündür görüşemediklerimizi görüştük. Ev almak istiyordu. Kendisine 'Herşeyini hazırlarız oğlum' dedim. Gece vardiyasını tercih ederdi" diye gözyaşı döktü.

        1 YAŞINDAKİ OĞLU İLE VİDEO ÇEKİP VARDİYAYA GİTTİ

        Patlamada 26 yaşında hayatını kaybeden Rasim Bulut'un da, o gün vardiyaya gitmeden önce 1 yaşındaki oğlu Aras Asım ile çektiği video eşi ve ailesinin yüreğini burktu.

        Maden ocağında yaklaşık 3 yıldır çalışan Rasim Bulut, 2 yıl önce Mehtap Bulut ile hayatını birleştirdi. Çift, 1 yıl önce Aras Asım ismini verdikleri çocuklarını kucaklarına aldı. Aile, oğullarıyla geçirdikleri anları sık sık cep telefonuyla video çekerek kayıt altına alıyordu.

        14 Ekim'de meydana gelen patlamadan önce de oğluyla son görüntülerini kaydettiğini bilmeden video çeken Bulut, bebeğine sarılıp evden ayrıldı ve işbaşı yaptı.

        Rasim Bulut'un eşi Mehtap Bulut, AA muhabirine, patlamanın meydana geldiği günün sabahı ailecek kahvaltı yaptıklarını, işi olduğu için babasından Aras'a bakmasını istediğini söyledi.

        Kendisinin dışarıda işlerini hallederken eşinin oğluyla vakit geçirdiğini, eve geldiğinde ise eşinin kendilerine sarılarak evden ayrıldığını ve işe gittiğini anlatan Bulut, şöyle konuştu:

        "Eşim araba almak istiyordu. Çok istediği bir araba vardı onun için kredi başvurusu filan yapacaktı. Çıktı, çok istediği bir araba vardı ama satan kişi başkasına sattığını söylemiş çok canı sıkılmış. Beni aradı 'Arabayı başkası görmeye gelmiş sanırım satılacak.' dedi. Ben de ona 'Boş ver nasip değilmiş demek ki.' dedim. Beni aradı, 'Hatun bak arabayı satmamışlar' dedi. Ben de 'Demek ki senin nasibinmiş' dedim. Sonra işe gitti, patlama olduğunu öğrendim."

        "ÖLECEĞİ AKLIMIN UCUNDAN BLE GEÇMEDİ"

        Eşinin çalıştığı ocakta patlama olduğunu madendeki diğer bir çalışan tarafından arandığında öğrendiğini aktaran Bulut, şöyle devam etti:

        "Bana ilk söylendiğinde inanmadım. Daha sonra kayınbabam ve kendi babamı aradım 'Biz oraya gidiyoruz sen merak etme.' dediler. İlerleyen süreçte ise 'Rasim çıktı, saçının telinde bile zarar yok.' dediler. Ölmeyeceğini biliyordum, hiç aklımın ucundan bile geçmiyordu. Böyle olacağını hiç tahmin etmemiştim. Aras'ı uyutmuştum, uykuya dalmadan önce sürekli 'babiş, babiş, babiş' diye sayıklıyordu. Normalde 'baba' diyen çocuk o akşam yanında yatarken 'babiş, babiş, babiş' diye sayıklıyordu. Gece oğlum uyandı ben de onun yanına karını doyurmaya gittim, yanına yattım ama ben de çok kısa uyuyakalmışım. Uyandığımda evdeki herkes ağlıyordu. Oğlum diye feryat ediyorlardı ama ben inanmadım. 'O beni oğlum Aras ile baş başa yalnız bırakmaz.' dedim ama bırakmış. Sonra ocakta olan babamı aradım 'Gel beni al o beni görünce kalkar, uyanır.' dedim. Oraya gittim gördüm ama ölmüştü."

        "OĞLUNA DOYAMADI ÇOK SEVİYORDU"

        Eşinin oğlunu çok sevdiğini vurgulayan Bulut, "2 yıllık evliyiz ve 1 yaşında oğlumuz var. Oğluna doyamadı, çok seviyordu. Doyamadı oğluna. Hep video çekiyordu. O gün de ben dışarıdayken video çekmişler. Telefonunda duruyor. Kıyafetlerini, telefonunu teslim ettiler, orada gördüm. Ben de ilk defa gördüm. İşe gitmeden çekmişler." dedi.

        Baba Asım Bulut ise oğlunun patlamanın olduğu gece haberini aldıklarında hemen ocağa gittiklerini anlatarak, "İlk etapta haber alamadık ama zaman geçtikçe durumun ciddiyetini anladık. Oğlumu hastanede teşhis edemedim, dünürüme ettirdim. Ben burada adalet istiyorum, çocuğumu bana geri veremezler ama burada 41 can gitti. Türk adaletine güveniyorum, Adalet Bakanıma, cumhuriyet savcılarıma güveniyorum. Failler bir an önce cezalarını görsünler, benim çocuğum belki geri gelmeyebilir ama failler cezasını alsın. Ben bunu istiyorum." diye konuştu.

        ÖNERİLEN VİDEO
        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa