Eşref Bey karısı Serap Hanım'la birlikte Ege'de bir kasabada yaşamakta, kendi zeytinlikleri ve zeytinyağı fabrikasıyla geçimini sağlamaktadır. Hayatta en büyük gururu olan beş çocuğunu en iyi şekilde yetiştirmiştir. Artık ömrünün sonbaharında, ondan uzak yaşayan çocuklarının başarılarıyla gururlanmaktayken, karısının ani ölümü Eşref Bey'i derinden sarsar. Bu olayla sadece karısını değil, ona bağlılığından şüphe duymadığı beş çocuğuyla arasındaki köprüyü de kaybeder Eşref Bey. Ve bu köprüyü yeniden kurmak için yıllardır dışına adım atmadığı Kasabasından çıkıp, İstanbul'a çocuklarını ziyarete gitmeye karar verir.