Gölgeler ve Suretler, 1963’te Kıbrıs’ta Türklerle Rumlar arasında başlayan olaylar sırasında bir Karagöz kuklacısı olan babasından ayrı düşen genç bir kızın geçirdiği olgunlaşma sürecini anlatıyor. Yıkılıp yanan köylerden, daha güvenli olan şehire kaçış macerası esnasında yaşananlar, Kıbrıs’ın hikâyesine ışık tutuyor. Hikâyenin fonunu ise Kıbrıs’ın Karpaz bölgesi ve Büyükkonuk Köyü’nün doğası, tepeleri ve deniz oluşturuyor. Hiç istemediği halde kendini ve ailesini şiddet dolu bir ortamda bulan bir adam suça bulaşmamak için neleri göze alabilir? Acaba şiddetin egemen olduğu bir dünyada, masumiyeti korumanın ve insan kalmanın yolları nelerdir? Gerçek olaylardan esinlenen film, bu sorulara yanıt arıyor. Gölgeler ve Suretler (gölge), Derviş Zaim’in Cenneti Beklerken (minyatür) ve Nokta (hat) ile başladığı ’geleneksel Türk sanatları’ üçlemesinin son halkası.