19 yaşındaki Yusuf, mizaç olarak biraz ters, içine dönük, hayatla yıldızı bir türlü barışmayan ve sorgulamalarından dolayı Tanrı'ya olan inancını da yitiren bir üniversite öğrencisidir. Babasını görmeden büyüdüğü için de içindeki hırçınlığı bir tülü atamaz. Annesi onu her ne kadar fedakarlıklarla ve babasızlığını hissettirmeden büyütmeye çalıştıysa da Yusuf’un içinde bu hep kanayan yara olarak kalmıştır. Küçüklüğünde babasının öldüğüne inansa da büyüdükçe yaşadığından şüphe etmiş ve ömrü boyunca onu hiç arayıp sormadığı içinde öfkesini içinde büyütmüştür... Aynı zamanda kendisini bu yalanla büyüttüğü için de annesine karşı da hınçla doludur.