“Ağlak Arif ve Muallak Mualla”, neredeyse her söylediği cümleden sonra bunu hakeden bir karı kocanın hikayesi. Çevremizde sıkça gördüğümüz, hali vakti keyfi yerinde olması gerekirken, sürekli “ağlayan” ve “dertlenen”, arkasına yaslanıp “oh” çekmesi gerekirken dokununca bin “ah” işitilen tiplerin, katıksız belki de en uç örneklerinden biri bu karı kocadan “koca” olan, zengin işadamı Arif Bey, namıdiğer: “Ağlak Arif”.