Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Röportajlar Selen Servi: Sahne bütünüyle kendim olduğum yer - Magazin haberleri

        Albümlerinin yanı sıra canlı müzik performanslarıyla da adından söz ettiren Selen Servi, HT Magazin'in sorularını yanıtladı.

        2007 yılından beri Efsun Öztoprak’tan şan dersleri alan, ardından Üsküdar Musiki Cemiyeti’nde alaturka müzik eğitimi gören Selen Servi, 2010 yılında ‘Göze Aldım’, 2015’teyse ‘Pardon Bakar Mısınız?’ adlı albümlerini müzikseverlerle buluşturdu.

        Albümlerinin yanı sıra canlı müzik performanslarıyla da adından söz ettiren Servi, saç şekli ve enerjisiyle Tina Turner’a benzetiliyor. İşte bu yaz cuma geceleri People Bodrum’da, haftanın bir günü Alaçatı’da ve İstanbul Büyük Kulüp’te sahne alacak olan Servi hakkında merak edilenlerin yanıtları...

        Müzik kariyerinize ani bir kararla başladınız... Birçok kişi gibi çocukluk hayaliniz miydi?

        Şarkıcı olmak çocukluk hayalim değildi. Ama şarkı söylemek çocukluktan beri yaptığım bir şeydi. Kendimi bildim bileli şarkı söylemeyi seviyordum ama bir dönem içimden bile söylemedim. Hayatı hikâyeleştirmeyi, yol kesişmelerini anlamlandırmayı severim. O dönem baktım ki ortada hikâye filan yok, tatsız. Biraz içime dönünce ve kendime gerçekten emek verince, şarkı söylemeden ölmek istemediğimi anladım ve şarkı söylemeye karar verdim.

        Sizi iş ve sanat dünyasında, cemiyet hayatında tanımayan yok. Genelde tersi olur; önce genel izleyici sizi tanır, sonra bu kesim. Bu durum avantaj mı dezavantaj mı oldu?

        İstediğim bir durumdu bu. Canlı performansın gücü ve sahnenin büyüsüyle tanınan isimler dikkatimi çekerdi. Bu yol bana hep daha etkili ve keyifli geldi. Sadece şarkıları bilinen ama canlı performans sergilemeyen biri olmak istemedim. Şöhret bir amaç değildi ama sahne teması ve kulaktan kulağa yayılmanın hayalini kurmuştum.

        Yani hayaliniz gerçek oldu.

        Ne mutlu bana. Bütün emek aslında daha çok temas etmek, tanınmak, dinlenir olmak için.

        Sahnede kaldığınız sürece temasartıyor. Son yıllarda sahne aldığım mekânların elbette payı büyük.

        Repertuvarınızla da ezber bozuyorsunuz...

        Repertuvarımı sevdiğim performans şarkılarını ekleyerek hazırlıyoruz. Şansonlardan klasik caz eserlerine, türküden alaturkaya kadar uzanıyor.

        Sahnede yüksek enerjili ve esprili bir performans sergiliyorsunuz.

        Sahne üzerindeki sahicilik hissini her şeyin üstünde tutuyorum. Sahne bütünüyle kendim olduğum yer. O yüzden hayatın içinde bile bazen cesaret edemediğim yüzlerim sahnede cebimde. Kurulan diyaloğa göre çıkarıp kullanıyorum. Hepsi ben. Eğlenceli bir dinleyen grubu varsa, gece boyunca izin verdikleri ölçüde, onlarla uğraşıyorum. “Doğum günümü söylemediniz, atladınız” diye gelen olduğunda, gece boyunca olur olmaz her anda “İyi ki doğdunuz” diyerek eğleniyorum, eğleniyoruz. Sahneye çok dönük birini görürsem mutlaka sahneye çıkarırım, bir satır bile söylese, o anı yaşamasına aracı olur. Hayat güzel anlar biriktirmekten başka nedir ki?

        "PAYLAŞMAK KIYMETLİ"

        Sosyal sorumluluk projelerini de destekleyen bir isimsiniz...

        Bu konuda biraz protest çalışıyor kafam. Dünya sistemi sosyal sorumluluğa gerek kalmayan şekilde kurulabilirdi, kurulabilir ama bunun yerine sistem, bir yandan yıkarken bir yandan onarıyor gibi yapıyor. Bunu biliyoruz diye hiçbir şey yapmamak da olmaz. Paylaşmak kıymetli. Maddi veya manevi yapabileceğim bir şey birilerinin hayatına katkı sağlayacaksa yaparım.

        REKLAM

        Hassas olduğunuz başlıca alanlar nedir?

        Eğitimde fırsat eşitsizliği hassas olduğum bir alan. Son dönemde severek takip ettiğim, dahil olduğum ‘İhtiyaç Haritası’ projesi var. Bire bir temas kurduğum, farklı yerlerde çocuklarım var. Okuyan, özellikle kızlara, destek vermek boynumun borcu. Kendini savunma ve gerçekleştirme şansı az olan her hayat ilgilendiriyor beni. Buna hayvan dostlarım da giriyor, okumak isteyen çocuklar da, kitap ihtiyacı olan okullar da, hayalinin peşinde koşanlar da...

        "MÜZİK PİYASASI NEVİ ŞAHSINA MÜNHASIR"

        Müzik piyasasını nasıl buluyorsunuz?

        Nevi şahsına münhasır. Hepimizin şikâyetçi olduğu konular var. Bir yandan da sektör hepimizin önüne farklı alternatifler

        koyuyor. İlk albümüm zamanında sistemdeki bazı hatalara kafayı takmıştım. Her alanda olduğu gibi düzeltmek için bir süre çaba sarf edip sonra yoluma odaklandım. Bir durum enerjimi düşürmeye vesile oluyorsa bir diğerine yüzümü dönmeyi öğrendim. Kimi zaman görev durumu düzeltmek için emek vermektir, kimi zaman da başka enerjiler üretmektir.

        "YAZMANIN HAKKINI VERMEYE ÇALIŞIYORUM"

        Söz yazarlığınız da var. Nelerden ilham alıyorsunuz?

        Bu alanda imza atanlardan değilim. Söz yazarı olmak bir lütuf, hediye. Sıla, İsra Gülümser, Adnan Ergil, Çiğdem Talu, Fikret Şenes, Aysel Gürel... Onlar kelimelerin ustaları. Ben deniyorum diyelim. Kendi kelimelerini söylemenin de ayrı bir keyfi var. Kendime bunu yaşatıyorum.

        Yazdığınız sözleri sadece kendinize mi saklıyorsunuz?

        Şimdilik kendim için. Çıkardığım bazı şarkıların sözleri bana ait. Birkaç dizi için de söz yazdım, yayınlandı. Yazmak yazdıkça gelişiyor. Hakkını vermek için uğraşıyorum. Günün birinde biri beğenirse elbette veririm. Söylediğiniz sözün esiri olmamak lazım. Paylaşmalı.

        BURÇLAR

        Şurada Paylaş!
        Yazı Boyutu

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ

        Habertürk Anasayfa