Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık OECD ülkeleri Sağlık Bakanı Recep Akdağ anne ve çocuk sağlığı

        Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Türkiye'de anne ve çocuk sağlığı alanındaki hizmetler ve anne bebek ölümlülüğü konusundaki ilerlemelerin çok hızlı olduğunu belirterek, ''OECD ülkelerinin, Türkiye hariç, 30 yılda aldığı mesafeyi biz yaklaşık 8 yılda aldık'' dedi.

        Akdağ, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kongre Merkezi'nde düzenlenen ''Nörogelişim Bozukluklarda Yeni Ufuklar'' konulu sempozyumda, otizm konusunda uluslararası bir toplantı için bir araya geldiklerini söyledi.

        Türkiye'de çok da alışılmamış bir biçimde Sağlık Bakanlığı görevini 10 yıldır sürdürdüğünü belirten Akdağ, bu sürede herkesi mutlu eden önemli gelişmelerin yaşandığını ifade etti.

        Akdağ, Türkiye'de 2002'de göreve geldiği zaman binde 30 civarında olan bebek ölümlerini, şimdi tek rakama, binde 9'lara indirdiklerini vurgulayarak, şöyle konuştu:

        ''Bu henüz uluslararası kaynaklara tam olarak böyle girmedi. Çünkü uluslararası kaynaklar, genelde birkaç yıl gerisinden kendi istatistiki kaynaklarına verileri aktarabiliyorlar. Oysa Türkiye'deki ilerlemeler çok hızlı. Türkiye'de anne ve çocuk sağlığı alanındaki hizmetler ve anne bebek ölümlülüğü konusundaki ilerlemeler o kadar süratli oldu ki OECD ülkelerinin, Türkiye hariç, 30 yılda aldığı mesafeyi biz yaklaşık 8 yılda aldık. Bu, çok büyük bir gayret gerektirdi. Elbette Başbakanımız olmak üzere bu konuya hükümet olarak verdiğimiz önem, Sağlık Bakanlığı olarak ortaya koyduğumuz dönüşümün çerçevesi ve ruhu bu işin lokomotifi olmuştur. Ama çok net olarak ifade etmeliyim ki bu işin gerçek kahramanları sağlık çalışanlarıdır. Bu başarı, tüm Türkiye'deki sağlık ailesinin başarısıdır. Aslında Türkiye'de sağlık çalışanlarının üzerinde çok büyük bir iş yükü var. Biz bu iş yüküne rağmen bunu başardık.''

        AŞILAMA ORANI ARTTI

        Akdağ, Türkiye'nin bugün aşılamalar konusunda dünyanın en önde gelen, en başarılı ülkelerinden birisi olduğuna işaret ederek, aşılama oranlarının yüzde 97'lere ulaştığını vurguladı.

        Türk çocuklarının, bugün dünyanın en gelişmiş aşı firmalarının aşılarıyla ücretsiz aşılanabildiğini dile getiren Akdağ, ''Hem de Ankara'nın merkezindeki çocuklarımız değil Ardahan'ın bir köyünde ya da Şırnak'ın bir ilçesindeki çocuklarımız da aşılanabiliyorlar'' dedi.

        ERKEN TEŞHİS ÖNEMLİ

        Akdağ, psikososyal gelişim bozukluğu rahatsızlığı bulunan çocukların erken teşhisinin çok önemli olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:

        ''Erken teşhisin çocukların ve ailelerin hayatını nasıl değiştirdiğini, değiştirebileceğini çok iyi biliyoruz. Yalnız burada bir handikabımız var. Bu handikap da buz dağının altında kalan kısım. Buz dağının yüzeye çıkmaya başlamasıyla artan hem de hızla artan insan gücü ihtiyacımız. Elbette otizmli bir çocuğu, erken dönemde tespit etmek, tanımak, onun eğitimine, rehabilitasyonuna erken başlamak son derece önemli. Bunu kimle yapacaksınız? Bunu çocuk uzmanlarıyla, çocuk psikiyatrileriyle, çocuk psikologlarıyla yapacaksınız. Eğer sayınız yetersizse buz dağının çıkardığınız bölümünde, işiniz zorlaşmaya başlıyor.

        Çocuk psikologları, psikiyatrileri, Sağlık Bakanlığı, üniversiteler ve aile hekimlerimizle birlikte Milli Eğitimi de bu işe katarak hareket etmek durumundayız. Öğretmenlerimizin bu konuda çok çok iyi eğitilmesi lazım. Disleksili bir çocuk okula gittiğinde öğretmen bunun farkında değilse aile nereden farkında olsun? Zaman kaybettikten sonra herkesin işi tabiatıyla zorlaşmış oluyor. Dolayısıyla bu süreçte aile hekimlerimizi ve pediatristleri de kapsayan entegre modeller geliştiriyoruz.''

        TARAMA ÇALIŞMALARI BAŞLIYOR

        Akdağ, zaman kayıplarının çocukların ve ailelerin kayıpları olacağını belirterek, ''Anne ve bebek ölümlülüğü yüzdelerindeki başarıyı, neden çocukların psikososyal gelişim bozuklukları konusunda da yakalayamayalım? Bunu yakalayabilecek durumdayız'' diye konuştu.

        Üniversitelerin kendi başarılarının, yaptıkları güzel işlerin, fildişi kulesine hapsolmaması gerektiğine dikkati çeken Akdağ, şunları kaydetti:

        ''İhtiyaçların karşılanmasının öncüsü de mutlaka bilim insanları olmalıdır. O zaman işler daha kolay yürüyecektir. Önce çocuk sonra aile, anne, baba ve son olarak da toplum için hiçbir kör nokta bırakmamak durumundayız. Nerede eksik kalmışsa o eksiklikleri tamamlamaya başlıyoruz. Göreve başladığımızda kızamıktan çocukları kırılan bir ülkenin sağlık bakanıydım. Belki o zaman geriye dönüp otizme dikkatimizi de veremiyorduk. Şimdi enerjimizi bu alanlara yoğunlaştırmak için zamanımız da imkanımız da daha çok. Türkiye'de kısa zaman içerinde ilimsel yönden çok sağlam tarama çalışmalarına başlayacağız. Buna paralel olarak ortaya çıkarılan psikososyal gelişim bozukluklarını rehabilite edebilecek ya da bu çocukları eğitebilecek yapıyı da birlikte kurmaya gayret ediyoruz.''

        AA

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa