Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Yaşamın ve sağlığın kaynağı: Su

        Yeterince su içmediğimizde vücudumuzda bazı sağlık sorunları ortaya çıkar. Yüzde 1 su azalması bizi susatır, yüzde 5 su azalmasında hafif ateş olur, yüzde 10 su azalmasında dil şişer, böbrekler biter, kaslarda spazm başlar, yürümek olanaksızlaşır, yüzde 20 su kaybında da cilt çatlar, organlar durur ve ölüm gerçekleşir. İşte bu yüzden su, yaşam kaynağıdır ve sağlıktır.

        Vücudun kaybettiği kadarını geri kazanın

        Hayatımızın sürekliliği için önemli olan su ihtiyacını, meyve ve meyve sularından, sütten, ayrandan, çay ya da kahveden karşılamaya çalışırız. Ancak temiz, berrak ve içinde sağlığa zararlı maddeler barındırmayan suyun yerini hiçbir içeceğin tutmasının mümkün olmadığı, uzmanlar tarafından da sıkça dile getiriliyor. Yaşamsal faaliyetlerin sürdürülebilmesi için vücuttan kaybedilen suyun, gün içinde mutlaka yerine konulması gerekiyor.

        Nelere dikkat etmelisiniz?

        İçme ve kullanma suyunun kalitesindeki bozulmalar çeşitli hastalıklara yol açar. Bu yüzden içme suyunun belirli özelliklere sahip olması gerekir. İşte o özellikler:

        • Hastalık yapıcı mikroorganizmalar içermemelidir.
        • Kokusuz, renksiz, berrak ve içimi hoş olmalıdır.
        • Sularda fenoller, yağlar gibi suya kötü koku ve tat veren maddeler bulunmamalıdır.
        • Yeterli derecede yumuşak olmalıdır.
        • Ne aşındırıcı olmalı ne de taş yapmalıdır.
        • Hidrojen sülfür, demir ve mangan gibi elementleri içermemelidir.
        • Suda sağlığa zararlı kimyasal maddeler bulunmamalıdır.

        Kalitesizse tüketmeyin

        Bol bol sıvı tüketmek uzmanlar tarafından da önerilir. Ama bol su içmekten önce önemli olan şey, içtiğiniz suyun güvenilir olmasıdır. İnsan vücudunun yüzde 70’i sudur. En çok suya ihtiyaç gösteren organımız ise beynimizdir. Az su içersek beynimiz de az çalışır.

        Uzmanlar sağlıklı bir insanın günde en az iki litre su içmesi gerektiğini söyler ama nasıl su içmesi gerektiğini söylemez. Sudaki kimyasalmaddeler, bakteriler, mikroorganizmalar, tenyalar, insan ve hayvan kalıntıları, kireç, klor vs. gibimaddeler insan yaşamını, sağlığını ve ekonomisini etkiler. Önemli olan su içmektir ama kaliteli ve güvenilir su içmektir.

        Kirli sular, sağlığınızı bozar

        Peki içtiğimiz suyun kalitesine dikkat etmezsek ve kirli su tüketirsek ne olur? Kirli su

        tüketimi, sağlığımızı nasıl etkiler?

        • Suyun içindeki aşırı kireç (sertlik) midede hazmı zorlaştırır.
        • Adale ve eklem kireçlenmesine sebep olur.
        • Klor içindeki trialometan kanserojen etkilere sahiptir.
        • Sayısız kemik hastalığının başlangıcıdır.
        • Çocukların kemik yapısını vaktinden önce sertleşmesine sebep olur, böylece kısa boylu nesiller neden olur.
        • Birçok romatizmal hastalığa sebep olur.
        • Kansızlığa yol acar.
        • Birçok mide ve bağırsak hastalığına yol açar.
        • İdrar yollarında kum ve taş oluşturur.
        • Diş taşı oluşumuna sebep olur, bu da ağız sağlını bozar.
        • Saç dökülmesi, göz kızarmasına sebep olur.
        • Ciltte sivilce, kaşınma, kızarıklık hatta egzamaya varan rahatsızlıklara sebep olur.
        • Suyun içindeki aşırı klor guatr hastalığına sebep olur.
        • Birçok romatizmal hastalığa neden olur.

        Bugün 22 Mart Dünya Su Günü

        BM Genel Kurulu Aralık 2003’te yaptığı 58. oturumunda aldığı karar ile 22Mart 2005’ten başlayarak 2015’e kadar dünya su günü temasının “Yaşamİçin Su” olmasını kararlaştırdı. BM, bu on yıllık sürenin “Eylem İçin On Yıl” olmasını tavsiye etti.

        Dünyada 2.3milyar kişi sağlıklı sudan yoksun!

        Dünyanın en önemli sorunları arasında olan sağlıklı suya erişebilirlik, özellikle az gelişmiş ülke halklarını vuruyor. Küresel ısınmanın da etkilediği dünyada 2.3 milyar kişi sağlıklı sudan yoksun.

        Sağlıklı suya erişemeyen nüfusun 2025 yılında 3 milyarın üzerine çıkacağı ifade ediliyor.

        Tüketilen suyun yüzde 36’sıyla duş alıyoruz

        Türkiye’de 100 litre olduğu belirtilen kişi başına günlük su tüketiminin yüzde 36 gibi önemli bir bölümü banyo, duş ve vücut bakımına harcanıyor. En az suyun kullanıldığı alan ise yüzde 4 ile yeme içme.

        Yapılan araştırmaya göre ortalama günlük tüketimin 100 litre olduğu Türkiye’nin gelişmiş kentlerinde suyun

        yüzde 36’sı ‘banyo, duş ve vücut bakımı’na gidiyor. Su tüketiminde en büyük ikinci kalemi, yüzde 27’yle ‘sifon’

        alıyor. Tüketimde üçüncü en büyük payı ise yüzde 12 ile ‘çamaşır yıkamak’ alıyor. Su tüketiminde en küçük kalemi yüzde 4 ile yeme-içme oluşturuyor.

        Kuraklık yaşamamak için tasarrufu elden bırakmayın

        Nüfusun artmasıyla su tüketimi de artıyor. Dengeyi bozmamanın yolu da tasarruftan geçiyor. Bu nedenle unutmamamız gereken şu: Dikkatli kullanalım, boşa harcamayalım ve su kaynaklarını korumaya çalışalım. Peki ama nasıl diyorsanız önerilerimize göz gezdirmenizde yarar var...

        • Çamaşır makinenizi ya da bulaşık makinenizi tam doluyken çalıştırın.
        • Duşunuzu kısa sürede alınız ve duşunuza akış debisi düşük olan başlıklar takın.
        • Tıraş olurken ya da dişlerinizi fırçalarken suyu açık bırakmayın.
        • Musluklarınızdaki su sızıntılarını önemseyin.
        • Sızıntı yoluyla israf olan su miktarları çok büyük miktarlara ulaşabilmektedir.
        • Armatürlerinizi ve tesisatınızı sızıntılara karşı kontrol ettirin.
        • Bahçenizde bitkilerinizi sabah serinliğinde, buharlaşmanın minimum olduğu saatte sulayın.
        • Tuvalet sifonları en çok su israfı yapılan yerlerden biridir. Sifonu, gerekmedikçe çekmeyin.
        • Suyu boşa akıtmak yerine soğutmak için buz kullanın.
        • Evlerinizde su tasarrufu sağlayacak özellikte armatürler kullanın.
        • Armatür satın alırken su tasarrufu sağlayıcı özelliği olup olmadığını araştırarak öğrenin.
        • Bulaşıklarınızı elle yıkadığınızda durulamak için direkt çeşmeden akan suyu kullanmayın.
        • Önce leğende köpüğü akıttıktan sonra musluğu kısık seviyede açın ve bu şekilde durulayın.
        • Durulamaya ara verdiğiniz durumlarda musluğu mutlaka kapatın, boşa akıtmayn.
        • Meyve ve sebzelerinizi çeşmeden akan su yerine uygun bir kapın içinde yıkamayı tercih edin.

        GAZETE HABERTURK

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa