"İstediğim hayatı yaşıyorum"

Yapımcılığını Müge Turalı ve Mehmet Karaca’nın üstlendiği Bando Yapım’ın yeni dizisi ‘Ruhumun Aynası’nda başrolleri paylaşan Tuba Ünsal ve Filiz Ahmet, diziyi ve haklarında merak edilenleri HT Magazin’e anlattı...

■ Tuba Hanım dizi projeleriniz olduğu halde sizinle ilgili ekrana veda ettiğinize dair bir algı oluşmuştu. Neden?
Evet, bu neden oluştu bilmiyorum. Bir kadının kariyerinde araya çocuk girdiği zaman insanların bakış açıları değişti. Sanki insanların hormonları değişiyor, benim değil. En son ‘Öyle Bir Geçer Zaman ki’nin setindeydim. Kısa süre sonra da bu dizinin hazırlıkları başladı.

■ Orada daha küçük bir rolünüz vardı. Fox TV’de yayınlanan ‘Ruhumun Aynası’nda başroldesiniz. Çocuklarınızla da ilgilenmeniz gerekiyor. Zorlanıyor musunuz?
İlk bölümde çok zorlandım. “Hâlâ loğusa sayılırım. Ben ne yapıyorum burada?” karamsarlığına kapıldım. Ama “İstediğim hayatı yaşıyorum. Bunun olması için çok çalıştım. Devam ettirmeliyim” dediğimde, pozitif olmayı başarabiliyorum.

■ Oyunculuğa başladığınızda bir genç kız olarak karşımızdaydınız, şimdi anne oldunuz. Seyirci bu değişimi nasıl karşılıyor sizce?
Her zaman şuna inanıyorum. Hayatınızda hiçbir perde olmadan her şeyi olduğu gibi yansıtıyorsanız herkesçe öyle kabul görür.

■ Çocuklarınızla birlikte settesiniz. Zor olmuyor mu?
Çok zor oluyor ama şu kararı vermem gerekiyordu: Ya hayatımdan oyunculuğu çıkaracaktım ya da zor da olsa yeni hayatımı buna adapte edecektim. Yavaş yavaş oturuyor diyebilirim.

"BİR DÜZEN OTURTTUM"

■ Çocuklar her gün sizinle mi?
Mecburen birlikte geliyoruz. Sağolsunlar yapım şirketi ve tüm ekip müsamaha gösteriyor. Yoksa göremezdim onları. Burada bir düzen oturttum.

■ Setin dışındaki zamanlarda, özel hayatınızda çocuklarınızla neler yapıyorsunuz?
Televizyon projelerinde bulunmuyorken çok eğlenceli şeyler yapıyorduk. Civan’ın bir düzeni vardı. 2 hafta öncesine kadar onu emziriyordum. O aralarda oyunlar, aktiviteler tamamen onlarlaydım. Sare zaten şahsına münhasır bir çocuk. Parka gideriz, yeni şeyler keşfederiz. Aslında bulunduğumuz yer neresiyse oraya ayak uydurabiliyoruz.

"ÜZERİME YAPIŞAN ROLLER OLSAYDI OYUNCULUĞU BIRAKIRDIM"

■ Sizi ‘Elveda Rumeli’ dizisiyle tanıdık. Öncesinde neler yapıyordunuz Filiz Hanım?
Üsküp’te dedemin kurduğu tiyatroda büyüdüm. Sahne tozunu 6 yaşında yuttum. 15 yıl maaşlı şekilde Üsküp Devlet Tiyatrosu’nda çalıştım.

■ Aklınızda Türkiye’de yaşamak ve çalışmak var mıydı?
Yazları Türkiye’ye geliyordum ama burada oyunculuk yapmak aklımda yoktu. ‘Elveda Rumeli’de oynamama sebep olan Ertan Saban’dır. “Türkiye’de bir rol var. Seni tavsiye ettim. Gel görüş” dedi. Kamera önünde çekingenliğim vardı. Tiyatroyu bahane ediyordum. “Bir deneyeyim” dedim. İyi ki yaptım, arkası geldi.

■ Son olarak ‘Muhteşem Yüzyıl’da Nigâr Kalfa’yı canlandırmıştınız. Bu kez bir komediyle ekrandasınız. Bu, bilinçli bir seçim mi, öyle mi denk geldi?
‘Muhteşem Yüzyıl’ çok fazla dram yüklüydü. Ağlamam gereken sahnelerde ağlayamadığım zamanlar oldu. Ağlamak için kötü şeyler düşünüyordum ve bu beni fazlasıyla etkiliyordu. Setteki kostümü bile eve taşıyordum, fazla yorucuydu. Komedide oynamayı istiyordum, şansıma bu kez komedi geldi. Ağlamalı sızlamalı rollerden sonra gülmeyi tercih ettim.

‘KOMEDİ DE DRAM DA İŞİM’

■ Tiyatroda da komedi oyunlarını mı tercih ederdiniz?
Kendimi bir kalıba sokmak asla istemem. Hiçbir zaman tek düzey bir karakter oynamadım. Komedi de dram da benim işim. Üzerime yapışan roller olsaydı oyunculuğu bırakırdım.

■ Set dışında İstanbul’da nasıl vakit geçiriyorsunuz?
Set genelde bütün vaktimizi alıyor. Kendimi rahatlatmaya yönelik bazı uğraşlarım vardır. Bunlar kitap okumak, müzik dinlemek ve film izlemek gibi standart şeyler.

"SENARYOYU ÇOK BEĞENDİK"

Ruhumun Aynası’nda rol almanızı sağlayan faktörler nelerdir?
Tuba Ünsal: Bando Yapım’la 3 film yaptım, çok keyifliydi. Dizinin senaryosunu çok beğendim. Harika bir kadroyla ve Bülent İşbilen gibi değerli bir yönetmenle çalışmak da büyük fırsattı.
Filiz Ahmet: Ben de senaryoyu çok beğendim. Ekip de güzel olduğu için hiç düşünmeden kabul ettim.

■ Dizideki karakterlerinizden biraz bahseder misiniz?
T.Ü: Elçin genç yaşında çok çalışıp her şeyi başarmış, iyi niyetli bir kadın. Sadece özel hayatını yola koyamıyor.
F.A.: Benim canlandırdığım Gülpare mahalle kültürüyle büyümüş biri. Elçin’in yanında çalışan, meraklı bir karakter.