Gecenin kralı onlar

GAZETE HABERTURK- HT MAGAZİN

Eğlence hayatında son dönemlerde değişik mekânlarda partiler yapılmaya başlandı. Partinin gününün değil, bu işi yapan genç işletmecilerin ne kadar önemli olduğunu gördük. Bu genç yetenekler, gece hayatının gözdeleri oldular; düzenledikleri partilere 400500 kişilik katılımlar oluyor. Mekân ayırmaksızın parti yapanlar arasında Mert Vidinli, Mehmet Davran ve Cihanna yer alıyor. Hepsinin birbirinden farklı özelliği var, son günlerde yapılan bütün partilerde bu üçlünün adlarını duyuyorum. İlk olarak Blackberry partisiyle adını duyuran Mert Vidinli, bu işin mutfağında yetişmiş biri.

Uzun süre İzzet Çapa’yla birlikte çalışan, çok sayıda parti organize eden Mert Vidinli, artık tek başına uçmaya karar verdi. Yakın arkadaşı Çağla Gürsoy’la konsept partiler yapıyor. Birçok yerde dönüşümlü olarak parti veren Vidinli, son olarak Emre Ergani’nin W adlı gece kulübünde salı günleri ‘Richie Rich’ partileri yapıyor. Sosyete ve sanat dünyası bu partiye büyük ilgi gösteriyor. Salı olmasına rağmen mekân dolup taşıyor. Geleneksel hale gelen partiler, son hızıyla devam ediyor. Hatta Kıbrıs’ta Mert Vidinli’nin adını kullanarak sahte partiler yapanlar bile ortaya çıkmıştı. Bu sahte parti bile çok iş yapmıştı. Sahtesi iş yapıyorsa aslı ne kadar iş yapıyor siz tahmin edin. Birkaç kere bu partilere gitme fırsatım oldu. Hepsi çok başarılı geçiyor. Umarım hep böyle devam ederler. Bu işi kurumsal olarak yaptıkları için önleri açık. Büyük şirketlerin de birçok partisi oluyor ama eski kafayla yaptıkları için yüzlerine gözlerine bulaştırıyorlar. O yüzden bu genç yeteneklere şans tanımak lazım.

PARTİ FENOMENİ

Son günlerde nereye gitsem Cihanna adını duyuyorum. Gece hayatında çok bilinen ve sevilen bir insan. Daha önce Cevahir Otel’de satış müdürüydü. Geçtiğimiz aylarda işi bırakıp Londra’ya gitti. Dönüşte yeni kararlar alıp eğlence işi yapmaya karar verdi. Perşembe geceleri son günlerin popüler mekânı Nişantaşı Sess’te parti düzenlemeye başladı. Aynı zamanda Uludağ’da Yazıcı Otel’in eğlence müdürlüğünü yapıyor. Yaz aylarında Bodrum Yazıcı’da işine devam ederken aynı anda partiler verecek. Bodrum’da sürpriz bir mekânda haftada iki gün parti yapmak için anlaşmış. Bence bu sene en iyi partiler, Cihanna’nın yaptığı partiler olacak. Çünkü Bodrum bu sene biraz boş. Emre Ergani Çeşme’yi mesken tuttu. Bodrum’da bu sene sürpriz mekânlar çıkabilir. Cihanna, yaz boyunca Bodrum’da olacak. Önümüzdeki sene adını çok duyacaksınız. Çünkü sanat dünyasıyla çok yakın, herkes onu çok seviyor.

KENDİNE YENİ YOL ÇİZDİ

Mehmet Davran, nam-ı diğer Memo da Mert Vidinli gibi İzzet Çapa ekibinde yetişmiş biri. Gece hayatını çok iyi biliyor ve çok yerde çalışmış. Genç kesim tarafından çok seviliyor. Birçok yerde hem işletmecilik yaptı hem de partiler düzenledi. En son Kaff’ta yaklaşık bir yıl çalıştı. Daha sonra mekân sahipleriyle anlaşamayınca işi bıraktı. Geçtiğimiz günlerde Eksen Grup’a transfer oldu. Şimdilik kışlık Sortie’de partiler düzenliyor. Yaz aylarında ise Bodrum Kuum Otel’in içinde Eksen Grup’un mekânlarında işletmecilik yapacak. Her yaptığı partiye yaklaşık 400 kişi katılıyor. İşin mutfağından geldiği için piyasada herkes tarafından tanınıyor. Partilerine sosyete ve sanat dünyası büyük ilgi gösteriyor.

KİMSEYE SOĞAN KADAR FAYDALARI YOK

Yeme içme sektöründe “Biz çok büyüyüz” deyip ortalarda gezenlere sektör hakkında yazılar yazan biri olarak sinir oluyorum. Zaman zaman köşemde iyi yazdığım yerlerin yanında, olumsuz taraflarını eleştirdiğim mekânlar da oluyor. İyi yazılarımdan sonra aramazlar, ama bir yeri eleştirdiğimde hemen eş-dost devreye sokulup beni patronlara şikâyet ederler. Yılda 120 milyon TL ciro yapıp altında lüks araçlarla gezen, yalıda oturan ve yılın 4 ayını yurtdışında geçirenler beni şikâyet edeceklerine gitsinler topluma faydalı işler yapsınlar. Şimdiye kadar eğlence hayatında birinin okul yaptığını duydunuz mu? Ben duymadım. Hep laf kalabalığı! Sanki dünyayı onlar yaratmış havalarında gezerler. Herkese tepeden bakarlar. Ancak mekânlarına Mustafa Koç, Hüsnü Özyeğin gibi büyük patronlar gittiği zaman masaya gidip yalakalık yaparlar. Onun dışında hiçbiri ortada olmaz. İndirim yapacaklar diye ödleri kopar. Kimseye bir kahve dahi ikram etmezler. En son Beymen Brasserie’de, Milliyet yazarı Ersin Süzer arkadaşıma bir kahve ısmarladı diye Metin Fadıllıoğlu’nun barmeni kovduğunu okumuştum. Belki bunun gibi birçok örnek vardır, ama biz bilmiyoruz.

ŞİKÂYET ETMEYE DEVAM EDİN

Her şeyi bilen bu mekân sahiplerinin reklama hiç yatırım yapmadan işleri tıkır tıkır işliyor. 120 milyon TL ciro yapan bir şirketin en az 5 milyon TL reklam gideri ayırması lazım. Ama hiçbirinin böyle bir kaygısı yok. Gazetelerde boy boy fotoğrafları kullanılıyor. Sonra da şikâyet etmeleri beni üzüyor. Sanki benim reklam verenim onlar. Sanki maaşımı onlar veriyor. Öyle triplere girmişler ki oturup beş dakika sohbet edemiyorsun. İlk anlattıkları şey nereye tatile gittikleri, ne yaptıkları. Anladık kardeşim, iyi para kazanıyorsunuz ama bunu gözümüze sokmanıza gerek yok. Üç-beş çocuk okutup, onları bana anlatsanız daha memnun olurum. Ama nerede... Nafile, hepsi hava cıva peşinde. Birkaç kişiyi kendilerine bağlamışlar, o arkadaşlar bu mekân sahiplerine ajans gibi çalışıyor. Her şey güllük gülistanlık; zaten birlikte yiyip içtikleri için haklarında hep iyi haberler çıkıyor. Onları eleştirdiğim için ise en nefret ettikleri insan benim. Doğruları yazmaktan hiçbir zaman çekinmeyeceğim. İstediğiniz yere şikâyet edin. Ben doğruları yazıyorum. Siz kendinizi düzelteceğinize beni şikâyet ediyorsunuz. Masaya iki tabak yemek koyarak büyük adam oldunuz. Bu sektörde kimler geldi kimler geçti, biz hepsini gördük.