Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Magazin Murat Şeker: ‘Seri filmlerini bizim kadar düzenli yapabilen yok’

        ‘Çakallarla Dans 4’ü neden çektiniz?

        Murat Şeker: İki nedeni var. Birincisi, sinemamızdaki en büyük eksiklerin başında istikrar ve devamlılık geliyor. Bu eksikleri gidermek için bir kez daha “Motor” dedik. Ne kadar izlenirsek izlenelim bu durum bizi Türk sinemasında özel bir noktaya taşıyor. 20-30 yıl sonra ‘Çakallarla Dans’ önemli bir olgu olarak kalacak. İkincisi de seyircinin bizi yönlendirmesi. Serinin son filmini 1.666.330 kişi izledi. Sinemaseverler bize devam edin mesajını verdi. Ekip olarak da gücümüzün farkında olduğumuz için çekinmeden yola koyulduk.

        Oldukça iddialı gördüm sizi...

        İddia ve inanç olmadan bir şey olmaz. Seri filmlerini bizim kadar düzenli ve sistematik yapabilen yok. 2010’dan bu yana iki yılda bir film çekmişiz. Halk, okullu bir yönetmene ve konservatuvar mezunu oyuncuların yer aldığı bu filme sahip çıkıyor. Kanıksadılar.

        ‘Recep İvedik’ ve ‘Kolpaçino’ serilerine gösterilen rağbeti göz ardı edebilir misiniz?

        Göz ardı edemeyiz, etmemeliyiz ama biri Şahan Gökbakar’ın, biri de Şafak Sezer’in bireysel olarak beyazperdeye taşıdıkları bir nevi tek kişilik gösteri. Unutmayalım ki sinema kolektif ruhu olan bir sanat dalıdır. Biz bu mantıkla besliyoruz. Ben bu işin matematiğini biliyorum, gökten zembille düşmedim.

        ‘Sette ırgat gibi çalıştım’

        ‘Çakallarla Dans’ filmlerinde yer almak kariyerinize nasıl etki etti?

        Derya Şensoy: Kariyerim açısından milat diyebilirim. İlk sinema filmimde kötü bir karakteri oynadığım için mimlenmekten korkuyordum ama seyirci Mihriban ile Del Piero Hikmet’in hikâyesini çok sevdi.

        Beyazperdede ilerlemek nasıl bir duygu?

        Sinema benim için huzurlu bir liman. Oyuncu için bir avantaj. Filmde sen karakterini bir yerden bir yere taşıyabiliyorsun ama ekranda reytingler sonucunda senaristler taşıyor. Kariyerimi hayaller ve hedefler koyarak şekillendirmiyorum. Her şeyi akışına bıraktım.

        Sette canını dişine takarak çalışanlardan mısınız, bir süre sonra rutine bağlayanlardan mı?

        Rutine bağlamak mı? Herkes tatil yaparken çalışıyorum. Çalışarak zinde kalanlardanım. Her sette olduğu gibi bu sette de ırgat gibi çalıştım. Ailemin desteğini arkamda hissetmek de güzel tabii.

        ‘Çakallık bizim DNA’larımızda var’

        Köfte Necmi’ karakteriyle 4. kez beyazperdede boy gösterecek olmak nasıl bir his?

        Timur Acar: Böylesine çılgın ve romantik bir adamı canlandırdığım için mutluyum. Madde kullanımı konusunda yaşadığı problemi atlatması bakımındansa bir örnek teşkil ettiği kanaatindeyim.

        Çekim süreci sizin açınızdan nasıldı?

        Ekip olarak göz hareketlerimizden kimin ne yapacağını rahatlıkla anlıyoruz artık. Set benim için tatilden farksızdı. Barcelona futbol takımının liginde oynadığı bir maç nasıl geçiyorsa bizim set sürecimiz de öyle geçti. Barcelona’nın İstanbul şubesi gibiyiz.

        Her geçen gün daha da kirlenen dünyada çakallık yapmadan yaşamak mümkün mü?

        Dünyada da ülkemizde de çakallık yapmadan yaşamak çok zor. İnsanoğlu sadece kendisine çıkar sağlayacak işlerin peşinde koşar oldu. Yaşadığımız coğrafya itibarıyla çakallık bizim DNA’larımızda var. Bu durum değişse kimse keyif almaz gibime geliyor.

        Arif HÜR /HABERTÜRK MAGAZİN

        BURÇLAR

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa