Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Ruhban okulunu derin devlet açtırmıyor

        Patrik Bartholomeos'tan tartışılacak sözler: Ruhban Okulu'nu herhalde derin devlet istemiyor. Ekümenik unvanında ısrarlıyım. Papa'ya tepki AB'yi üzer.

        ATATÜRK ZAMANINDA AÇIKTI

        "Ruhban Okulu laikliğe ters" dediler. Ama 1971'e kadar açıktı. Atatürk devrinde de açıktı.

        ASIRLARDIR EKÜMENİKLİK VAR

        6'ncı asırdan beri bu unvanı taşıyoruz, taşıyacağız. Bunda ısrarcıyım, feragat edemem.

        PAPA ZİYARETİ BÜYÜK FIRSAT

        Papa dünya çapında etkin. Türkiye'nin imajı ve dinler arası diyalog için büyük fırsat.

        AB HIRİSTİYAN KULÜBÜ OLMASIN

        Papa'ya Türkiye'nin AB'ye girmesi mesajını vereceğim. AB Hıristiyan Kulübü olmamalı.

        TATSIZ ŞEYLER YAŞANMAMALI

        Papa'ya karşı tatsız şeyler olursa, aralıkta Brüksel'de konuşulur.

        "Altıncı asırdan beri bu unvanı taşıyoruz. Ekümenik sözünün siyasi bir içeriği yok. Benim ısrar ettiğim tek şey bu unvan. Bu unvandan asla feragat etmem. Heybeliada'daki Ruhban Okulu'nun açılmasına herhalde derin devlet izin vermiyor".

        * ÖZAL YAŞASAYDI OKUL AÇILIRDI: Ben gençken burası arı kovanı gibiydi. Şimdi hayalet okul. Dışarıdaki Atatürk büstünde 'Hayatta en hakiki mürşit ilimdir' yazıyor. Ne olurdu burada kendini ilime adamış 100 öğrenci olsaydı. Bir Müslüman ülke için gurur kaynağı olurdu. Özal yaşasaydı, açardı. Patrikhanemizin restorasyonu için 47 yıldır verilmeyen izni bir imzayla halletti. Özal'ın bambaşka bir dünya vizyonu vardı. Ben de zaman zaman mezarına gidiyorum, çiçek götürüyorum.

        * NEREDE LAİKLİK? Papa, dünya hükümetleri, İran ve Libya gibi Müslüman ülkeler dahil herkes bizimle yazışmalarında ekümenik unvanını kullanıyor. Kimsenin bir sorunu yok. Neden Türkiye'nin var? Türkiye laik bir devlet. Din ve devlet işleri ayrıysa, devlet makamları nasıl bir dini kurumun içişlerine karışıyor, bizzat ismine itiraz ediyor.

        * DEVLET OLMAYIZ: Devlet olma hayalimiz yok. Teklif edilse bile reddederim.

        * KIBRIS'IN BEDELİNİ BİZ ÖDEDİK: Bize karşı önyargılar var. Çünkü Rum Ortodoks Cemaati'nin durumu, Türk-Yunan ilişkilerine rehin bırakılmış vaziyette. Kıbrıs yüzünden yeterince çektik. Bedel ödedik. 180 binden 3 bine indik. Siz bir düşünün niye gitti bu insanlar? Neden yok olup evlerini, barklarını bıraktılar?

        * LAİK DEVLETTE AYRIMCILIK: Laik devlette hiç ayrımcılık olmamalıydı. Ancak laik devlette din ayrımcılığı var. Bu büyük bir tezat. Bu okul laikliğe ters dediler. Peki 1923'den 71'e kadar nasıl açıktı? Lozan'a göre okulun açık olması lazım. Lozan'a aykırı olsa kapatılırdı. Bu okul Atatürk döneminde de açıktı.

        * PATRİKHANE GİTSİN İSTİYORLAR: Bu demektir ki Türkiye, patrikhaneyi kapatmak istiyor. Kadromuz yok. Eğitim imkanı yok. Metropolitler 70-80 yaşında. Nüfusumuz azaldı. Yunanistan'dan yardımcı olsun diye genç arkadaşlar çağırdık. İkamet izni alamadık. Bu çözüm mü? Basbayağı bizi istemiyorlar. Biz nasıl ayakta kalacağız?

        * BEN ATİNA'DAN SORUMLU DEĞİLİM: Devlet kendi öz vatandaşlarına eziyet çektiriyor. Devlet babadan hakkımızı istiyoruz. Kıbrıs diyorlar, Batı Trakya meselesi diyorlar. Ben kendi haklarımı istiyorum devletten. Başbakan'la görüşmemizde, Atina'da cami açılmasını gündeme getirdi. Ben de açılması gerektiğini düşünüyorum. Ama burada benim kabahatim ne? Ben bir Türk vatandaşı olarak nasıl Atina'dan sorumlu olabilirim.

        * BURALARDAN GİTMEYİZ: Gitmeyiz. Biz 17 asırdır buradayız. Ve burası Ortodoks aleminin merkezi. Ortadoks dünyasının en önemli makamlarının Tük topraklarında olması bir nimettir. İstanbul medeniyetler beşiğidir diyoruz. İstanbul için önemli değil mi? Bize daha büyük saygı lazım.

        Vatikan ile Fener birleşir mi?

        Patrik Bartholomeos'a, Vatikan'ın uzun yıllardır Fener'e yönelik yaptığı "Hadi iki kiliseyi birleştirelim" teklifini soruyoruz. Bu ne kurumsal, ne de teolojik açıdan kolay değil. 11'inci yüzyılda başlayan bölünme, Haçlı Seferleri ile iyice perçinlendi. Bartholomeos'un cevabı şu oldu: "Bizde istiyoruz ama bazı şartlar var. En önemlisi Papa'nın tanrının elçisi olduğunu (primacy) kabul etmiyoruz. Hıristiyan Kilisesi üzerindeki hükümranlığını kabul etmiyoruz. Bize göre birinci episkopostur. Her zaman bütün Hıristiyanlığın birinci episkopusu sayarız ama tanrının elçisi olduğu (primacy) ve Mesih İsa'nın halefi olduğunu düşünmüyoruz.

        Patrik Bartholomeos'a, Vatikan'ın uzun yıllardır Fener'e yönelik yaptığı "Hadi iki kiliseyi birleştirelim" teklifini soruyoruz. Bu ne kurumsal, ne de teolojik açıdan kolay değil. 11'inci yüzyılda başlayan bölünme, Haçlı Seferleri ile iyice perçinlendi. Bartholomeos'un cevabı şu oldu: "Bizde istiyoruz ama bazı şartlar var. En önemlisi Papa'nın tanrının elçisi olduğunu (primacy) kabul etmiyoruz. Hıristiyan Kilisesi üzerindeki hükümranlığını kabul etmiyoruz. Bize göre birinci episkopostur. Her zaman bütün Hıristiyanlığın birinci episkopusu sayarız ama tanrının elçisi olduğu (primacy) ve Mesih İsa'nın halefi olduğunu düşünmüyoruz..

        ÖZGÜRLİKLER YARIM

        Peki din özgürlüğü? "Bu anlattıklarımdan sonra Türkiye'de dini özgürlüklerin tam olmadığını söyleyebiliriz. Yarısı var. Ben prensip olarak herkesin dinine saygılıyım. Müslümanlar, Hıristiyanlar, karşılıklı saygı ve anlayış içinde olmalı. Aşırılıktan hepimiz zarar görürüz. Birbirimizi daha iyi tanımalıyız. Din insanları birleştiren bir unsur. Din bir yanda kaba kuvvet diğer yanda

        Barthholomeos'a Papa'ya ne diyeceğini sorunca şu cevabı veriyor: Papa ziyareti çok önemli. Türkiye'nin imajı ve dinler arasındaki diyalog için büyük bir fırsat. Kendisiyle başbaşa görüştüğümde Türkiye'nin AB'ye girmesi gerektiği mesajını vereceğim. Türkiye Müslüman ülke olarak AB üye olması yanlış değil çünkü bu karşılıklı zenginlik getirecektir. AB Hıristiyan Kulübü kalmamalı.

        * PAPA GEZİSİ İMAJ ZEDELEMESİN: Papa'yı istemeyenler var. Bunlar düşüncelerini açıkça ifade etmekten çekinmiyor. Ama Türkiye Cumhuriyeti devleti istemiyoruz demedi. Ve eminim, geldiğinde Türk halkının misafirperverliğini gösterecek. Papa istenmeyen adam olmayacak. Bu Papa, alim sıfatıyla dünya çapında etkin. Önemsenmeyecek bir şahsiyet değil. Bu geziden faydalanmalıyız. Kötü kullanılırsa, Türkiye'nin imajı açısından zararlı olur. AB'ye üye olmak isterken, böyle bir imajdan kaçınmalıyız.

        BRÜKSEL'DE ETKİSİ OLUR: Papa bütün Katolik ülkelerinde etkili. Vatikan 'biz AB üyesi değiliz' diyor. Ama herkes biliyor ki, Katolik devlet adamları üzerinde etkileri var. Menfi ya da müspet, küçümsenmeyecek siyasi otoriteleri var. Psikolojik olarak tatsız şeyler olursa tabii ki Brüksel'de Aralık'ta konuşulur. Resmi olmasa bile kendi aralarında konuşurlar.

        SABAH

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa