Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem İnanç İstanbul Cuma saati 24 Ocak 2020! Diyanet namaz vakitleri: Ankara, İzmir, İstanbul Cuma namazı saat kaçta?

        Cuma namazı saat kaçta? sorusu İslam dünyası için önemli olan bu günde camileri dolduracak vatandaşların gündeminde. İstanbul Cuma namazı saati, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yayınladığı haftalık ezan ve namaz saatleri tablosunda yer alıyor. Tüm camilerde hazırlıklar yavaş yavaş tamamlanıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı da tüm ülkedeki camilerde okutulmaküzere "Sorumluluk Sahibi Bir Baba Olabilmek" konulu Cuma Hutbesi'ni yayınladı. İl il Cuma namazıvakti ve İstanbul Cuma saati haberimizde.

        İSTANBUL CUMA SAATİKAÇTA? 24 OCAK

        Diyanet İşleri Başkanlığı'na göre İstanbul'da Cuma namazı bugün saat 13.21'da okunacak öğle ezanıyla birlikte kılınacak. İstanbul'un haftalık ezan ve namaz saatleri takvimi ise şöyle:

        İL İL CUMA NAMAZI SAATLERİ İÇİN TIKLAYIN
        Miladi Tarih İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı
        24 Ocak 2020 Cuma 06:46 08:15 13:21 15:53 18:17 19:40
        25 Ocak 2020 Cumartesi 06:46 08:15 13:21 15:54 18:18 19:41
        26 Ocak 2020 Pazar 06:45 08:14 13:21 15:55 18:19 19:42
        27 Ocak 2020 Pazartesi 06:45 08:13 13:22 15:56 18:20 19:43
        28 Ocak 2020 Salı 06:44 08:12 13:22 15:57 18:22 19:44
        29 Ocak 2020 Çarşamba 06:43 08:11 13:22 15:58 18:23 19:45
        30 Ocak 2020 Perşembe 06:43 08:10 13:22 16:00 18:24 19:46

        CUMA NAMAZI KAÇ DAKİKA SÜRÜYOR? NE ZAMAN BİTİYOR?

        Cuma namazı ortalama 45 dakika ile 1 saat arası sürebilmektedir. Aşağıdaki cuma namazı saatlerine bakıp cuma namazı bitiş süresini hesaplayabilirsiniz.

        CUMA NAMAZININ HÜKMÜ NEDİR?

        Cuma namazı farz-ı ayındır. Farz oluşu Kur’an-ı Kerim, Sünnet ve İcma ile sabittir. Yüce Allah, “Ey inananlar! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığında, alışverişi bırakıp hemen Allah’ı anmaya koşun. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır. Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfundan nasibinizi arayın. Allah’ı çok zikredin ki kurtuluşa eresiniz.” (Cum’a, 62/9-10) buyurmaktadır. Hz. Peygamber (s.a.s.) de, “Cuma namazına gitmek, ergenlik çağına ulaşmış her müslüman erkeğe farzdır.” (Ebû Dâvûd, Tahâret, 130; Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ, III, 245-246) buyurmuştur. Cuma namazı, Hz. Peygamber (s.a.s.) döneminden günümüze kadar kılınagelmiş ve bunun farz olduğu konusunda herhangi bir farklı görüş ortaya çıkmamıştır.

        CUMA NAMAZI KAÇ REKÂTTIR?

        Cuma namazının farzı iki rekâttır. Bunun yanında farzdan önce dört rekât, farzdan sonra dört rekât olmak üzere sekiz rekât da sünneti vardır (Kâsânî, Bedâî’, I, 269).

        İmam Ebû Yusuf’a ve İmam Muhammed’e göre ise farzdan sonra kılınacak sünnet bir selamla dört ve bir selamla iki rekât olmak üzere toplam altı rekâttır. Bu görüşün Hz. Ali’den rivayet edildiği nakledilmektedir (Kâsânî, Bedâî’, I, 285).

        CUMA HUTBESİ 24 OCAK 2020:"SORUMLULUK SAHİBİ BİR BABA OLABİLMEK"

        MuhteremMüslümanlar!

        Yüce Rabbimizin insanoğluna lütfettiği en kıymetli nimetlerden biri aile olmaktır. Zira aile güvendir, dayanaktır, sığınaktır. İyilikte yardımlaşmak, el birliğiyle kötülüğe engel olmaktır. Aile aynı zamanda insanı geleceğe hazırlayan en önemli kurumdur. İnsan ilk eğitimini ailesinden alır. Karakteri aile ocağında şekillenir. Sevgiyi, saygıyı, dürüstlüğü önce anne babasından öğrenir.

        Ailede anne ile birlikte babaya da önemli görevler düşmektedir. Babanın sorumluluğu ailesinin maddi ihtiyaçlarını karşılamaktan ibaret değildir. Merhamet eğitimi almış, güzel ahlakla donanmış, değerlerini benimsemiş bir nesil yetiştirmek her babanın öncelikli sorumluluğudur.Hutbemin başında okuduğum hadis-i şeriftePeygamberimiz (s.a.s) şöyle buyurmaktadır: “Bir baba çocuğuna güzel ahlâktan daha değerli bir miras bırakmış olamaz.”

        Aziz Müminler

        Baba olmak, Hz. Nuh misali evladının imanla şereflenmesi için gayret göstermektir. Onun dünya ve ahiret saadetini kazanması için çırpınmaktır. Hz. Nuh, tevhit gemisine binmeyi reddeden oğluna son bir umutla şöyle seslenmişti: “…Haydi yavrum gel, sen de bizimle birlikte gemiye bin, kâfirlerle beraber olma!”

        Kıymetli Müslümanlar!

        Baba olmak, Hz. İbrahim misali duayı dilinden düşürmemektir. İtaatkâr bir kul olabilmek içinAllah’a sığınmaktır. Salih bir nesil için O’na yalvarmaktır. Nitekim İbrahim (a.s) Rabbine şöyle niyaz etmişti: “Ey Rabbimiz! Bizi sana teslim olanlardan eyle, soyumuzdan da sana teslim olacak bir ümmet çıkar. Bize ibadet usullerimizi göster, tövbemizi kabul et. Şüphesiz tövbeleri kabul eden, merhameti bol olan yalnız sensin.” “Rabbim! Beni ve soyumdan gelecek olanları namaza devam edenlerden eyle! Ey Rabbimiz, duamı kabul eyle!”

        Değerli Müminler!

        Baba olmak, Hz. Yakup gibi zorluklar karşısında metanetini korumaktır. Ne kadar ağır olursa olsun dünya imtihanını sabır ve tevekkülle karşılamaktır. Evladına daima sevgiyi, merhameti, adaleti ve şefkati aşılamaktır. Yanlış yaptıklarında onları uyarmak ama hiçbir zaman onlardan ümidini kesmemektir. Hz. Yakup, kıskançlıkları sebebiyle kardeşleri Hz. Yusuf’u kuyuya atan çocuklarına şöyle seslenmiştir: “…Hayır! Nefsiniz sizi kötü bir iş yapmaya sürüklemiş; artık bana düşen güzelce sabretmektir. Anlattığınız şeyler karşısında, bana yardım edecek olan ise ancak Allah’tır.”

        Aziz Müslümanlar!

        Baba olmak, Hz. Lokman gibi evladına şefkatle öğüt vermektir. Ona doğruyu ve yanlışı, haramı ve helali öğretmektir. Hz. Lokman, oğluna şu güzel nasihatlerde bulunmuştur: “Yavrucuğum! Allah’a ortak koşma; çünkü O’na ortak koşmak elbette büyük bir zulümdür.” “Yavrucuğum, namazını özenle kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış, başına gelen musibetlere sabret.” “Gurura kapılarak insanlara burun kıvırma, yeryüzünde böbürlenerek yürüme; unutma ki Allah gurura kapılıp kendini beğenen hiç kimseyi sevmez.” “Yürüyüşünde ölçülü ol, sesini de yükseltme…”

        Değerli Müslümanlar!

        Baba olmak, âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimizin sünnetinin izinde yürümektir. Allah Resûlü (s.a.s), örnek bir aile babasıydı. Çocukları arasında hiçbir ayrım yapmazdı. Kızı Fatıma’yı görünce ayağa kalkar, elinden tutar, şefkatle öper ve kendi yerine oturturdu. O sadece kendi yavrularına değil bütün çocuklara anlayışlı davranırdı. Peygamberimizin terbiyesinde büyüyen Hz. Enes, Resûl-i Ekrem’den şöyle bahseder: “Resûlullah’a on sene hizmet ettim. Vallahi bana bir kez olsun ‘Öf!’ bile demedi.”

        Muhterem Müminler!

        Çocuklarımız bizden ilgi ve şefkat bekler. Yanımızda değerli olduklarını hissetmek ister. Hayatı öğrenirken, kendilerine rehberlik edecek pusula, sığınacakları liman olmamızı arzu eder. Öyleyse günlük hayatın koşuşturması ve geçim telaşı içinde çocuklarımızı ihmal etmeyelim. Dinine, vatanına ve bütün insanlığa faydalı nesiller yetiştirmek için her türlü fedakârlığı gösterelim. Yavrularımızı sevgimizden, ilgimizden ve duamızdan mahrum bırakmayalım.

        Haberi Hazırlayan: Helin Genç
        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa