Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem İlber Ortaylı ve İlker Başbuğ Habertürk TV'de

        30 Ağustos Zafer Bayramı'nın 96. yılı tüm yurtta kutlandı. Büyük zaferin 96. yıl dönümünde ünlü tarihçi İlber Ortaylı ve eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ Habertürk TV'de yayınlanan Türkiye'nin Nabzı programına konuk olarak Didem Arslan Yılmaz'ın sorularını yanıtladı.

        Ağustos ayının önemine değinen Başbuğ, "26 Ağustos tarihini Atatürk'ün bilinçli seçtiğini düşünüyorum. Sakarya Meydan Muharrabesi'nde kritik günler var. 26 ve 27 Ağustos. Yunan saldırıları çok şiddetli devam ediyor. Ankara'yı boşaltıp Kayseri'ye gitme gibi konuşmalar var. Sakarya Meydan Muharrabesi'nin şekli 27'sinde belli oluyor. 30 Ağustos Zaferi'de 27'sinde şekilleniyor. Mustafa Kemal 27'sinde çok önemli bir emir veriyor. Mevzilerinizi boşaltmayacaksınız. Mustafa Kemal üzerinde Sakarya Meydan Muharrabesi'nin 27'sinde şekillenmesinin etkisi olduğunu düşünüyorum. Ben böyle düşünüyorum." dedi.

        Falih Rıfkı'nın 'Çankaya' kitabından bir bölümü okuyan Didem Arslan Yılmaz gözyaşlarını tutamadı.

        "BİRİNCİ DÜNYA HARBİ'NDEN DERS ÇIKARMAMIZ GEREKEN NOKTA..."

        Paşaların kıdemlerine değinen Başbuğ, "Mustafa Kemal Paşa'dan, Enver Paşa 2 sene öndedir. Fethi Bey de ondan 1 sene öncedir. Mustafa Kemal'den bir sene geride Kazım Karabekir Paşa var. 2 sene geride de İsmet İnönü var. Bunları anlamak lazım. 78 Harbi'nde Osmanlı'yı İngiltere kurtarıyor. 2. Abdülhamit o zamana kadar İngiltere'den destek almıştır. Muhafazakar Parti Rusya'nın karşısındadır. Liberal Parti ise ilişkileri daha sıcak tutmaktan yanadır. İngiltere'de Muhafazakarlar kaybediyor. Seçilenler Rusya ile ilişkilere ağırlık veriyorlar. Abdülhamit akıllı bir insan. Abdülhamit'te bir eksen kayması oluyor. İngiltere ekseninden Almanya eksenine kaymaya başlıyorlar. Osmanlı'nın Almanya ile ilişkisi aslında 2. Abdülhamit ile başlıyor. Savaşa girilmeyebilir miydi? Bu çok açık bir tartışma. Çok kimse 1.Dünya Harbi'nden kaçınılamayacağı görüşünde. Cemal Paşa Fransa ile ittifak yapılabilir mi diye düşünüyor. En güçlülerden Talat Paşa Rusya ile ittifak yapılabilir mi diye düşünüyor. Birinci Dünya Harbi'nden ders çıkarmamız gereken nokta şu; Osmanlı'yı yönetenler bir ittifakla ancak imparatorluğu düzlüğe çıkarılabileceğini düşünüyor. Ama Mustafa Kemal Paşa'da bu yok. O milletin kendisinde arıyor." diye konuştu.

        REKLAM

        "OSMANLI'NIN YIKILMASI KAÇINILMAZDI"

        "Osmanlı'nın yıkılması kaçınılmazdı" diyen Ortaylı,"Bu kaçınılmazlık bize ağır ödetildi. Yenilenlerle yapılan hiçbir anlaşma Serv kadar korkunç değildi. Biz Serv'i reddettik bu açık. En ağır bedeli Osmanlı ödedi. Böyle bir işgal statüsü yok." ifadesini kullandı.

        "DURAKLAMA VE ÇÖKÜŞÜ ANLAYAMAZSAK 30 AĞUSTOS'UN ÖNEMİNİ ANLAYAMAYIZ"

        Başbuğ, Büyük zaferin sürecini şöyle anlattı:

        "Osmanlı İmparatorluğu, kuruluş evresi var, bir yükseliş var. Sonra bu imparatorluğun bir duraklama dönemine geçtiğini görüyoruz ve çöküş dönemi var. Bu duraklama ve çöküşü iyi anlayamazsak 30 Ağustos'un önemini anlayamayız. Aslında bana göre Osmanlı tarihinde kırılma noktaları Viyana kuşatması. Bu dönüm noktası. Karlofça AnlaşmasıOsmanlı'nın duraklama ve çöküşe girmesi. Osmanlı devamlı toprak kaybedecek. 1700'den 1900'e gelinceye kadar hep toprak kaybediyorsunuz. Artık neredeyse Anadolu'yu da kaybediyorsunuz. Sakarya'da bir yıl evvel durdurdunuz fakat Anadolu'da kaybettiğiniz toprakları ele geçiremediniz. Sakarya ile başlayan bir süreç var. Kanuni zamanında Avusturya ordusu Osmanlı ordusu ile karşılaşmamak için bahaneler arıyor. Osmanlı çaresiz anlaşma yapmak mecburiyetinde kalıyor. Osmanlı bütün anlaşmaları dikte eder karşı tarafa. Ama bundan sonra Osmanlı'nın kendisine dikteedilen bir duruma geldiğini görüyoruz. Küçük Kaynarca burada önemli. 78 harbi. İstanbul'a gelecekler neredeyse."

        Mustafa Kemal ile Enver Paşa arasında nasıl bir ilişki vardı?

        Ortaylı, "Enver Paşa mevzileri geçiyor. Anafartalar'a uğramıyor." dedi.

        "MUSTAFA KEMAL'İN HAYATINI KISALTAN ŞEYİN SITMA OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM"

        Başbuğ, "Enver Paşa ile Mustafa Kemal Paşa arasında bir çekişme var. Mustafa Kemal bir kez Enver Paşa ile çalışmıştır. Trablusgarp'ta. Anafartalar Grup Komutanlığı'na gelmediziyaret etmedi. Mustafa Kemal sıtmadan yatıyor, hasta. Bir taraftan mücadele, mücadele, mücadele. Göz rahatsızlığı, Trablusgarp'ta göz rahatsızlığı yaşıyor. Ondan sonra böbrek rahatsızlığı. Cumhuriyet döneminde kalp krizleri geçirecek. Onun hayatını kısaltan olay ben sıtma olarak görüyorum. Sıtma nöbetleri geçiriyor. Hasta, sıtmadan yatan bir insanı ilk ziyaret etmeniz gereken bu olmalı." diye konuştu.

        "ÇANAKKALE SAVAŞI'NIN YILDIZI MUSTAFA KEMALDİR"

        İlker Başbuğ, "Enver Paşa'nın Kurtuluş Savaşı'nda bence payı var. Balkan Savaşı'ndan sonra yapılanan ordu ilk savaşını Çanakkale'de verecektir. Çanakkale Savaşı’nın yıldızı Mustafa Kemal’dir, hiç tartışmasız. Kaderini değiştiren." ifadesini kullandı.

        Atatürk, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkmadan önce İstanbul’daki o kritik 6 ayda neler yaşadı?

        Başbuğ, "18 Kasım 1918'de Mustafa Kemal'in Haydarpaşa'da trenden inmesiyle Kurtuluş Savaşı başlamıştır. İstanbul’da 6 ay geçirecek. Hazırlık süreci. Çok önemli. Rıza Paşa yeni hükümet kuracak. İzzet Paşa alternatifi ne oldu o yok. Atatürk'ün ikinci düşüncesi 'Ben Vahdettin ile bir şey yapabilir miyim?' İstanbul'da Vahdettin ile defalarca görüşecek. Ama bakacak ki Vahdettin ileherhangi bir şey yapma olasılığı yok. ve diyor ki 'Ben Anadolu'ya gitme kararını verdim.'" dedi.

        "İKİ DÜNYAYI TANIYAN ENTELEKTÜEL SINIFI YOK ETTİK"

        Ortaylı sözlerini şöyle sürdürdü:

        "Balkan'dan beri bunlar hep harp ediyorlar. Balkanlar'dan beri bu Anadolu göç kitleri ile doldu. Birinci harp feci şekilde insan yedi. İki dünyayı (doğuyu ve batıyı) tanıyan entelektüel sınıfı yok ettik. Bu çok ilginç burada en mühim şey halk nedir, halkın önüne kim düşecek. Halkın önüne kim düşecek bugün bile tartışıyoruz. Laikler var, ittihatçılarınarkasındaki Anadolu var. İttihatçılar karar vermiş kimi artık 'bitmiş bu iş' diyor bu tarafa geçiyorlar. Kimisi hala Enver gelecek diyor. 'Sakarya'yı kazandık bundan fazla bunlar yapamaz Enver gelsin' diyorlar. Böyle bir durum var entelektüeller var. Halk arasında da böyle saltanat mı bunlar mı? Kimse bu durumda savaşmak istemez ama buna mecbur kalır. İlk defa hakikaten Çukurova, Güneydoğu Anadolu bölgesinde Fransızların Ermeni kullanmasıürküttü. İngiltere'nin çok adil idaresinden yerel kurallara dikkat eden idaresindenbahseder. Anadolu'dakiişgal komiserliği öyle değildir. Nefret ettirdi milleti."

        BAŞBUĞ: MUSTAFA KEMAL VE İSMET PAŞA DÜZENLİ ORDU İSTİYOR

        Başbuğ, Kuva-yi Milliye'nin kurulmasına ilişkin, "Yunan işgali İzmir'de başladığı andan itibaren Ege bölgesinde halkın kendi kendine bir yapılanması var. Bölgesel bölgesel. Bunu Kuva-yi Milliye'nin başlangıcı olarak görüyoruz. Nereye geliyoruz Sivas Kongresi'ne geliyoruz. Orada karar alınıyor. Kuva-yi Milliye'nin kurulması. Burada önemli olan bu devam edecek. Kuva-yi Milliye ile mi Kurtuluş savaşı devam edecek yoksa düzenli ordu ile mi? Düzenli orduyu düşünen iki kişi var. Mustafa Kemal ve İsmet Paşa. Ali Fuat Paşa Batı cephesi kurulacak ilk komutan budur. Buradan bir düzenli orduya gidilecek. İnönü savaşları hiç tartışmasız başarıdır" ifadesini kullandı.

        "KOMUTANI DAHİLEŞTİREN ŞEY GERİ ÇEKİLME HAREKATIDIR"

        Başbuğ, "Komutanı dahileştiren şey geri çekilme harekatıdır. Sakarya’nın doğusuna çekilme kararını Mustafa Kemal'den başka hiçbir komutan veremezdi." dedi.

        "ATATÜRK'ÜN GÜYA DUBLÖRÜ BULUNMUŞ"

        Ortaylı, "Belgelendiremediğim için bu hatırattan bahsetmek durumundayım. Atatürk’ün güya dublörü bulunmuş. Bir orada görünüyor, bir burada görünüyor. Atatürk’ün güya dublörü bulunmuş. Ama belgelenene kadar bunu bir kenara bırakıyoruz." diye konuştu.

        BAŞBUĞ: ATATÜRK'ÜN MECLİS'TE YAPTIĞI KONUŞMA ÇOK ÖNEMLİ

        Başbuğ, sözlerini şöyle sürdürdü.

        "1922'ye geliyoruz. Meclis'te büyük tartışmalar var. 'Hala neden taaruz etmiyoruz'. Atatürk’ün Meclis’te yaptığı konuşma çok önemli. Atatürk, 'Taaruz için tam hazılığa girmemiz lazım, görmem lazım' diyor. Kastı ne? 'Ben 3 vasıtaya bakarım, bu 3 vasıta hazır mı , değil mi? Türk mileti taaruza bütün varlığı ile katılmaya hazır mı? Bunu görmem lazım.' Milletin desteği... Millet askere gidecek, orduyu destekleyecek. Önemli olan ümit. Birinci dayandığı nokta millet. İkincisi 'Meclis'in kararlılığını görmem lazım'. Üçüncüsü 'Ordu hazır mı?' diyor. Bunların hazır olduğunu görünce elbet taaruz edeceğiz diyor. O zamanın hainleri şöyle diyor. 'Bu ordunun taaruza imkan ve gücü yok' diyor. Karşı taraf, Yunanlılar da buna inanıyor. Ciddi bir insan grubu 'Biz bu işi savaşla çözemeyiz, barış ile çözelim' fikirleri var. Meclis'te bu konuşmayı yapacak ertesi gün bütün birlikleri denetleyecek. Bu 1 ay hergün acı çekiyıor. Hastalığı böbrek rahatsızlığı, kalp rahatsızlığı çekecek. Akşehir'e gidinceye kadar su yok. Süngerle vücudumu sildim diyor. 'Haziran'da ben taaruza karar verdim' diyor. Bunu sadece kime söylüyor. Fevzi Çakmak'a, İsmet Paşa'ya ve Meclis başkanına söylüyor. Başka kimseye söylemiyor."

        Şurada Paylaş!
        Yazı Boyutu

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ

        Habertürk Anasayfa