HDP Sözcüsü Baydemir'den müftülere nikah yetkisi veren düzenlemeye eleştiri
HDP Sözcüsü ve Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir, müftülüklere nikah yetkisi ve görevi öngören düzenlemeye ilişkin, "Bu, bir algı operasyonudur, bir manipülasyon çabasıdır. Bu ülkenin böyle bir gündemi yok. Bu bir gündem saptırma operasyonudur." dedi
Baydemir, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Somali'nin başkenti Mogadişu'daki terör saldırısını kınadıklarını ve lanetlediklerini belirterek, HDP'nin, dünyanın neresinde ve hangi zihniyet tarafından yapılırsa yapılsın, sivillere ve yaşam hakkına yönelik saldırıların karşısında durmaya devam edeceğini dile getirdi.
HDP'nin, Cumhuriyet tarihinin en büyük ve çoğulcu emek ve demokrasi bloğunu oluşturduğunu anlatan Baydemir, "Bir kez daha açığa çıktı ki bu ülkede artık iki siyaset çizgisi var, bir tanesi HDP, bir diğeri de diğerlerinin tümüdür." ifadesini kullandı.
HDP eş genel başkanlarının 348 gündür tutuklu olduğunu anımsatan Baydemir, bayrağı yere düşürmediklerini ve onurla taşıdıklarını söyledi. HDP'li Ayhan Bilgen'in tahliye edildiğini hatırlatan Baydemir, parti sözcülüğünün de tekrar Bilgen'e devredileceğini bildirdi.
Demirtaş'ın, yargılanacağı davada, mahkeme salonuna getirilmeden SEGBİS ile ifadesinin alınacağına dikkati çeken Baydemir, "Çünkü yargılamanın olmasını istemiyorlar. Çünkü o mahkemede 7 Aralık'ta duruşma salonunda yargılananın Demirtaş olmayacağını, yargılayanın Demirtaş olacağını çok iyi biliyorlar." değerlendirmesinde bulundu.
OHAL'in uzatılmasını da eleştiren Baydemir, "Bir siyasi parti, bir hükümet, neredeyse hem Anayasa'yı, hem yasayı değiştirme gücüne sahip olan bir hükümet neden OHAL rejimine ihtiyaç duyar ki?" sorusunu yöneltti.
"ÜLKE CEZAEVİNE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ"
"Ülkenin, bir cezaevine dönüştürüldüğünü" ileri süren ve cezaevlerinde 300 bini aşkın kişinin bulunduğunu vurgulayan Baydemir, dünyada kayyum atanan tek ülkenin ise Türkiye olduğunu söyledi.
Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın, neredeyse iki yıldır ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmediğini ve tecrit uygulandığını ifade eden Baydemir, Öcalan'ın ailesi, avukatları veya bir heyetle görüştürülmesini istedi. Baydemir, "Bu ülkenin kurtuluşu, selameti için herkesin hayrı tecritte değil, özgürlüktedir, çatışmada değil diyalogdadır, ölmekte ve öldürmekte değil müzakerededir." dedi.
"Kürt sorununa dair belirlemeler içeren bazı kitapların yasaklandığını" ve bazı kitapların da değişik gerekçelerle cezaevlerine alınmadığını anlatan Baydemir, "Kitaba düşmanlık ancak ve ancak kitapsızların işidir. Kitaba düşmanlık etmeyin, sizin de bir kitabınız olsun, okuyacak bir kitabınız olsun." diye konuştu.
"ATTIĞINIZ HER ADIM BU ÜLKEYE KAYBETTİRDİ"
Dış politika konusunda da eleştirilerini sıralayan ve Türkiye'nin adım adım büyük bir felakete doğru sürüklendiğini ileri süren Baydemir, "Attığınız her adım bu ülkeye kaybettirdi. Hem evlatlarını, hem itibarını kaybettirdi." iddiasında bulundu.
Suriye ve Irak'a ilişkin de yanlış politikalar izlendiğini savunan Baydemir, "Türkiye, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi ve Irak Hükümeti arasındaki ihtilafta Kürt halkının haklarını ihlal edecek her türlü sınır ötesi askeri harekattan ve içişlerine müdahale etmekten bir an önce vazgeçmelidir." açıklamasında bulundu.
"BU KABİLE DEVLETİNDE GÖRÜLMEZ"
"Hükümetin dış politikadaki en önemli çabasının ve gayretinin Reza Zarrab'ı kurtarmak olduğunu" iddia eden Baydemir, ABD ile yaşanan vize krizinin birinci dereceden mağdurunun ise halk olduğunu dile getirdi.
Baydemir, "Şimdi çıkmışsınız diyorsunuz ki 'Biz kabile devleti değiliz'. Biz kabile devleti değilsek o zaman bu şantaj politikası ne? 'Sen onu tutukladın, ben de bunu tutukluyorum'. Vallahi billahi bu, kabile devletinde de görülmez. Katılıyorum, bu kabile devletinde de görülmez." diye konuştu.
Eğitim sistemindeki değişiklikleri de eleştiren Baydemir, eğitim zihniyetinin değiştirilmesi gerektiğini söyledi.
Müftülüklere nikah yetkisi ve görevi öngören düzenlemeye de değinen Baydemir, şunları kaydetti:
"Her şeyden önce bu ülkenin bütün sorunları bitti, hiçbir sıkıntısı kalmamıştı, bir tek bu sıkıntı mı var. Bu, bir algı operasyonudur. Bu bir manipülasyon çabasıdır. Bugün bu ülkede belediyenin kıymış olduğu nikahtan önce veya sonra 'İmam nikahı kıymak istiyorum ve engelleniyorum' diyen tek bir yurttaş bana gösterin, ben bu görevi bırakırım. Bu ülkenin böyle bir gündemi yok. Bu bir gündem saptırma operasyonudur. Buradaki maksat, gaye, ajanda çok farklıdır."
