Habertürk
Yerel Haber Hattı 0536 266 79 69
KONUŞMAYI BAŞLAT
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

NAZIM HİKMET RAN

Kendi deyimi ile;

"Ben, bir insan,
ben, Türk şairi komünist Nâzım Hikmet ben,
tepeden tırnağa iman,
tepeden tırnağa kavga, hasret ve ümitten ibaret ben..."

Dünyaca ünlü Türk şairi, oyun, anı, roman, hikâye yazarı 'romantik komünist' Nazım Hikmet Ran

 

Nazım Hikmet'in Hayatı ve Eğitim Yılları

Nazım Hikmet, 15 Ocak 1902'de Selanik'te doğdu. Babası Hikmet, annesi Celile Hanım'dır. Babası Hikmet Bey, Mutbuat Umum müdürlüğü ve Hamburg konsolosluğu yapmıştır. Annesi Celile Hanım ise dönemin çağdaş kadınlarındandır. Piyano çalar, resim yapar ve ileri düzeyde Fransızca biliyordur. Nazım Hikmet Ran, ortaokulu Mekteb-i Sultan'da okudu. Ortaokulunda okurken ilk şiiri Feryad-ı Vatanı'yı yazdı. Ortaokuldan sonra eğitimini Bahariye Mekteb'inde tamamladı. 1925 yılında Heybeliada Bahriye Mektebine girdi ve 1918'te 26 kişi içerisinden 8. olarak mezun oldu. Mezun olduktan sonra stajını Hamidiye Gemisinde yaptı. 1920 yılında ailesinden habersiz arkadaşı Vala Nureddin ile Milli Mücadele'ye katılmak için Anadolu'ya gitti. Bu sırada Bolu'da öğretmenlik yaptı ve 17 Mayıs 1921'de aşırıya kaçan halleri sebep gösterilerek ordu ile ilişiği kesildi. Daha sonra Moskova'ya giden Nazım Hikmet, Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi'nde Siyasal Bilimler ve İktisat okudu.

Nazım Hikmet'in Davaları ve Sürgün Yılları

Nazım Hikmet Siyasal Bilimler ve iktisat okuduğu dönemde Moskova'daki devrimin ilk yıllarına tanıklık ederek komünizm ile tanıştı. Nazım Hikmet'in Moskova'da bulunduğu dönemlerde ilk şiir kitabı "28 Kanunisani" sahneye konuldu. Daha sonra Türkiye'ye dönen Nazım Hikmet, bir dönem Aydınlık Dergi'sinde çalıştı. Fakat dergide yayınladığı yazıları ve şiirlerinden dolayı 15 yıl hapsi istendi ve tekrar Moskova'ya gitmek zorunda kaldı. 1928 yılına kadar sürgünde kalan Nazım Hikmet Af Kanunundan yararlanarak Türkiye'ye dönüş yaptı. Döndükten sonra Resimli Ay dergisinde çalışan Nazım Hikmet yine yazdıklarından dolayı yirmi sekiz yıl hapis cezasına çarptırıldı. Tutukluğu süresince İstanbul, Çankırı, Ankara ve Bursa ceazeevlerinde 12 yıl kalmıştır. Tutukluğu sona eren Nazım Hikmet çürüğe ayrıldığı halde 48 yaşında tekrardan askerlik yapmaya çağrılmıştır. Bu sırada öldürüleceğine dair gelen haberler sonucu artık daha fazla dayanamayan Nazım Hikmet Sovyetler Birliği'ne gitmiştir. 1951 senesinde ise Bakanlar Kurulu Nazım Hikmet'i Türk vatandaşlığından çıkartmıştır. Ardından Polonya'ya geçen Nazım Hikmet burada Borzecki soyadını alarak Polonya vatandaşlığına geçmiştir.

Nazım Hikmet'in Vefatı 

1951 yılında Türk vatandaşlığından çıkarılmasının ardından Moskova yakınlarında yaşamaya başlayan Nazım Hikmet Mısır, macaristan, Bulgaristan, Küba, Fransa gibi birçok memleket gezmiş buralarda konferanslara konuşmacı olarak katılmıştır. Eperyalizm ve savaş karşıtı birçok eyleme de katılan Nazım Hikmet radyo programları da yapmıştır. 3 Haziran 1963'te gazetesini almak için aşağı indiğinde kalp krizi geçirmiş sabah 06:30 sularında hayata gözlerini kapamıştır. Sovyet Yazarlar Birliğinde yapılan cenaze törenine birçok şair, yazar sanatçı katılmıştır. Novodevici Mezarlığı'na defnedilen Nazım Hikmet'in mezar taşı şiirinde yazmış olduğu "Rüzgara karşı yürüyen adam" figürüdür.

Nazım Hikmet'in Türk Vatandaşlığına Tekrar Alınması

5 Ocak 2009'da "Nâzım Hikmet Ran'ın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkartılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararının yürürlükten kaldırılmasına ilişkin önerge" Bakanlar Kurulu'nca oylanarak kabul edildi. 10 ocak 2009'da Resmi Gazete'de yayınlandıktan sonra Nazım Hikmet Ran 58 yıl sonra tekrardan Türk vatandaşı oldu.

Nazım Hikmet'in Eserleri

Dağların Havası (Osmanlıca, 1925), Güneşi İçenlerin Türküsü (1928), 835 Satır (1929), Jokond ile Si-Ya-U (1929), Varan 3 (1930), 1 + 1 = 1 (1930), Sesini Kaybeden Şehir (1931), Gece Gelen Telgraf (1932), Benerci Kendini Niçin Öldürdü? (1932), Bir Ölü Evi yahut Merhumun Hanesi (1932), Kafatası (1932), Orman Cücelerinin Sergüzeşti (1932), Unutulan Adam (1934), Portreler (1935), Taranta Babu'ya Mektuplar (1935), Simavne Kadısı Oğlu Şeyh Bedreddin Destanı (1936), İt Ürür Kervan Yürür (1936, Orhan Selim adıyla), Milli Gurur (1936), Sovyet Demokrasisi (1936), Alman Faşizmi ve Irkçılığı (1936), Kurtuluş Savaşı Destanı (1937), Yeşil Elmalar (1938), La Fontaine'den Masallar (1949)

Öldükten Sonra Yayınlanan Eserleri

Saat 21-22 Şiirleri (1965), Enayi (1965), Ferhad ile Şirin (1965), İnek (1965), İstasyon (1965), Kan Konuşmaz (1965), Şu 1941 Yılında (1965), Yolcu (1965), Yaşamak Hakkı (1966), Dört Hapishaneden (1966), Bu Bir Rüyadır (1966), Ocak Başında (1966), Rubailer (1966), Sabahat (1966), Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim (1966), Memleketimden İnsan Manzaraları (1966-1967), Allah Rahatlık Versin (1967), Evler Yıkılınca (1967), İnsanlık Ölmedi ya (1967), Yusuf ile Menofis (1967), Cezaevinden Memet Fuat'a Mektuplar (1967), Kemal Tahir'e Mapushaneden Mektuplar (1968), Kuvâyi Milliye (1968), Sevdalı Bulut (1968), Yeni Şiirler 1951-1959 (1969), Son Şiirleri 1959-1961 (1969), Bursa Cezaevinden Vâ'Nû'lara Mektuplar (1970), İlk Şiirleri 1913-1927 (1971), Demokles'in Kılıcı (1974), Faşizm Sınıflar ve Emperyalizm (1975), Nazım ile Piraye (1975), Aydınlıkçı Yazar Aydınlıkçı Şair (1976), Yazılar (1976), İvan İvanoviç Var mıydı Yok muydu? (1985), Çeviri Hikâyeler (1987), Her Şeye Rağmen (1990), Kadınların İsyanı (1990), Kör Padişah (1990), Tartüf-59 (1990), Yalancı Tanık (1990), Hikâyeler (1991), Konuşmalar (1991), Masallar (1991), Sanat, Edebiyat, Kültür, Dil (1991), Yatar Bursa Kalesinde (1991), Yazılar 1924-1934 (1991), Yazılar 1935 (1991), Yazılar 1936 (1991), Yazılar 1937-1962 (1991), Piraye'ye Mektuplar 1 (1998), Piraye'ye Mektuplar 2 (1998), Sanat ve Edebiyat Üstüne (1998), Nâzım Hikmet Şarkıları (2001), Bizim Radyoda Nâzım Hikmet (2002), Bütün Şiirleri (2007), Henüz Vakit Varken Gülüm (seçme şiirler, 2008), Öteki Defterler (2008), Çankırıdan Piraye'ye Mektuplar (2010), Büyük İnsanlık (kendi sesinden şiirler, 2011)