Habertürk
Yerel Haber Hattı 0536 266 79 69
KONUŞMAYI BAŞLAT
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

 

Rosalind Franklin

 

 

Rosalind Franklin Watson ve Crick’in DNA’nın yapısını keşfetmeye yönelik yaptığı X- ışını kırınımı çalışmalarıyla bilinmektedir.  Ayrıca tütün ve mozaik virüsü üzerinde çeşitli çalışmalar yapmıştır.

Rosalind Franklin, 1958'de zatürre ve takiben karsinomatozis ve yumurtalık kanserinden hayatını kaybetmiştir.

 

 

Hayatı

 

25 Temmuz 1920’de  Londra’da doğan  Rosalind Elsie Franklin İngiltere’de fizik ve kimya alanında eğitim veren okullar arasında çalışkanlığı ve bilgisiyle daha o dönemlerde ön plana çıkıyordu. Rosalind Franklin, 15 yaşına geldiğinde ise ilerde bilim kadını olacağının kararını vermişti.  Fakat bu duruma babası karşı geliyordu. Çünkü babası kızının yüksekokula gitmesini istemiyordu. Kızının okuması yerine onun yardım kuruluşlarında sosyal güvenlik uzmanı olmasından yanaydı.  Fakat kızının ısrarlarına daha fazla dayanamayarak Rosalind Franklin’in 1938’de Cambridge'de bulunan Newnham Koleji'ne gitmesine izin verdi.  Rosalind Franklin burada fiziksel kimya eğitimini 1941 yılında tamamladı.

Okuldan mezun olduktan sonra okulun mezunlar derneğinde 1941 yılında çalıştı. Bir yıl sonra İngiliz Kömür Araştırmaları Birliği’ne girerek aktif olarak çalışmaya başladı. Burada kömürün soğurma özelliklerine karşı çalışmalar yaptı. Kömür üzerine yaptığı bu çalışmalar daha sonra yapacağı doktora çalışmaları için zemin hazırladı. 1945 yılında Rosalind Franklin Cambridge Üniversitesi'nden titizlikle sürdürdüğü çalışmalarıyla fiziksel kimya dalında doktora derecesi yaptı.

 

 

Kariyeri

 

Avrupa'da II. Dünya Savaşı sona ermiş, yıkım dolu günlerin ardından bilimsel çalışmalar yeniden hız kazanmaya başlamıştı. Rosalind Franklin, Cambridge'te geçirdiği yılların ardından geldiği Fransa'da, çok üretken üç yıl geçirecekti. 1947-1950 yılları arasında Paris'te Jacques Mering ile birlikte Devlet Kimya Hizmetleri Merkez Laboratuvarı'nda X ışınları kırınımı yöntemi üzerinde çalıştı. Bu yöntemle, bir maddenin atomlarına X ışınları kullanarak baktığınızda onların kristal yapısını görebiliyordunuz. Bu çalışmaların etkisiyle, ısıtılan karbonlarda grafit oluşumundan kaynaklanan yapısal değişiklikleri araştırarak kok kömürü sanayii ve atom teknolojisi açısından değerli bulgular elde etti.

 

Rosalind Franklin, 1951'de yeniden İngiltere'ye döndü. Londra'da Kings kolej'a bağlı laboratuvarlarda John Randall'la birlikte çalışacaktı. Burada, ileride Nobel Ödülü alacak Maurice Wilkins ile tanıştı. Her ikisi de DNA üzerinde çalışmalarına karşın iki ayrı ekipte, iki ayrı proje üzerine çalışıyorlardı. John Randall, Franklin'e DNA üzerinde çalışmasını söylemişti. Genç bilim kadını, burada Fransa'da öğrendiği X ışınları kırınım yöntemini kullanarak DNA'nın yoğunluğunu, sarmal biçimini ve başka önemli özelliklerini saptadı. 1951'den 1953'e dek süren çalışmaları sırasında Rosalind Franklin'in konumu erkek meslektaşlarının yanında sönük kalmıştı. O dönemde bilim kadınlarının çok fazla ön plana çıkmaması önemli ölçüde erkeklerin kadınlara önyargıyla bakmasından kaynaklanıyordu. DNA sarmalına ilişkin çalışmalarından yararlanan ve bu çalışmalarıyla Nobel Ödülü alan James Watson ve Francis Crick, çalışmalarına öncülük eden kişi olan Franklin'den çok Wilkins'in adını anıyorlardı.

 

Rosalind Franklin, 1953 - 1958 yılları arasında çalışmalarını Londra'daki Brickbeck Laboratuvarları'nda sürdürdü. Buradaki çalışmaları sırasında artık kömür üzerinde yaptığı çalışmaları tamamlamıştı. Yeni görev yerinde Franklin, tütün mozaik virüsünün moleküler yapısını inceliyordu. Bu virüsteki ribonükleik asitin (RNA), virüsün ortasındaki boşlukta değil, protein bölümü içinde bulunduğunu ve gelişmiş canlıların DNA'sında olduğu gibi ikili değil, tek kollu sarmal olduğunu gösteren çalışmalara katıldı.

 

 

Nobel Ödülü

 

1956 yılının yaz aylarında Rosalind Franklin kanser olduğunu öğrendi. İki yıldan kısa bir sürede 16 Nisan 1958'de henüz 37 yaşındayken yaşama gözlerini yumdu. 1962 yılında Watson, Crick ve Wilkins DNA çalışmalarından dolayı Nobel Ödülü alırlarken Franklin'in adı bile anılmadı. Buna, kimi çevreler ölmüş kişilerin ödüle aday gösterilemeyeceği nedenini gösterdiler, kimileriyse Franklin'in hakkının yenildiğini söylediler. Her ne olursa olsun bugün bilim çevreleri, DNA çalışmaları üzerinde Rosalind Franklin'in önemli katkıları olduğunu ve öncü çalışmalar yaptığını kabul ediyor.