Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Bahçeli'den Büyükanıt'a gönderme

        MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, parti grubunda konuştu

        MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Anayasa Mahkemesi’nin türban kararıyla ilgili hem AKP’yi hem de Anayasa Mahkemesi’ni eleştirdi. Anayasanın herkes ve her kurum için bağlayıcı ve emredici olduğunu ifade eden Bahçeli “demokratik hukuk devletinde kaynağını Anayasa’dan almayan bir yetkiyi kullanmaya yer yoktur. Anayasal denetim, parlamento kayyumluğu değildir” dedi.

        MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Anayasa Mahkemesi’nin türban kararı ve sonrasında yaşanan gelişmeleri partisinin Meclis grup toplantısında değerlendirdi. Anayasa Mahkemesi’nin kararının ciddi sonuçları olacak ve etkileri uzun süre hissedilecek bir süreci harekete geçirdiğini ifade eden Bahçeli, AKP hakkındaki kapatma davası sonrasında yaşanan kargaşa ortamının Türkiye’yi çok ağır risklerle karşı karşıya bıraktığını söyledi. Bahçeli, “çok geniş bir yelpazeye yayılan bu risklerin özellikle ikisi, doğuracağı vahim sonuçlar bakımından hayati önem taşımaktadır. Birinci risk, yönetilemeyen siyasi krizin ağırlaşarak Anayasa krizine dönüşmesi ve bunun sonucu demokrasinin geleceğini tehdit eden bir rejim bunalımının yaşanması ihtimalidir. Siyaset kurumunun en önemli ve en acil görevi, demokrasiyi içine girdiği darboğazdan çıkarmak ve gelişmelerin bir rejim bunalımına yol açmasını önlemektir. Hiçbir siyasi düşünce ve hesap demokratik rejimin geleceğini kurtarmaktan daha önemli ve öncelikli değildir. Bu konuda en büyük özen ve sorumluluğu göstermesi gereken de kapatma davasının muhatabı Başbakan Erdoğan ve partisidir. İkinci risk ise; toplumsal cepheleşmelerin derinleşmesi ve bunun milli birliğimizin siyasi, sosyal ve kültürel temelleri üzerinde yaratacağı ağır tahribattır” diye konuştu.

        “BAŞÖRTÜSÜ SORUNU TÜRK MİLLETİNİN İNANÇ TEMELİNDE BÖLÜNMESİNİN SONUCU”

        Bahçeli, Türk milletinin inançlarını ve Cumhuriyetin temel değerlerini sürekli kavga, gerginlik ve çekişme konusu yapan ve bunun üzerinden kendisine siyasi yaşam alanı açmayı amaçlayan zihniyetlerin bugün içine saplanılan kör çıkmazın mimarları olduğunu belirterek “başörtüsü sorunu etrafında bugün yaşananlar, Türk milletinin inanç temelinde bölünmesinin ve manevi değerlerin istismar ve çatışma aracı olarak kullanılmasının sancıları ve sonuçlarıdır” dedi. Türban konusunda gelinen üzücü noktanın bu iflah olmaz siyasi zihniyetlerin ortak eseri olduğunu dile getiren Bahçeli CHP’yi de “Cumhuriyet Halk Partisi de, işlerin bu noktaya gelmesindeki sorumluluğu üzerinde şimdi samimi ve dürüst bir vicdan muhasebesi yapmalı ve Türkiye’yi germenin kendisine de hayır getirmeyeceğini anlamalıdır” sözleriyle eleştirdi.

        “AKP TOPLUMA İNANDIRICI GÜVENCELER VEREMEDİ”

        AKP’nin türban konusunda ortaya koyduğu tutumun samimiyet ve güvenilirlik bakımından birçok soru işaretini bünyesinde barındırdığını söyleyen Bahçeli, şöyle konuştu: “AKP başörtüsü düzenlemesinin ilerde ilk ve orta öğretime yaygınlaşacağı ve kamu hizmetlerinde çalışanların da bu haktan yararlanacağı yolundaki endişeler karşısında Türk toplumuna inandırıcı güvenceler verememiştir. AKP’nin ikinci yanlışı ve yanılgısı başörtüsü konusunda iki parti arasında varılan mutabakatın yasal düzenlemeler kısmını uygulamaya koymaktan cayması olmuştur. Anlaşmaya rağmen AKP yöneticileri ek 17’den cayarak süreci topal bırakmışlardır.”

        “MALUMUN İLANI DEĞİL MAKULÜN İLANI”

        Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararla yetkisini aştığı ve siyasi bir karar verdiği değerlendirmesini yineleyen Bahçeli, “yetkisini aşarak yasama organının görev alanına giren anayasal yargı, siyasi tartışmaların içine çekilerek yıpranmış ve marjinal bir azınlık grubu dışında, cumhuriyetin temel değerlerini yürekten benimseyen, hem cumhuriyeti ve demokrasiyi, hem de dini inançlarını birlikte yaşama ve yaşatma iradesine sahip olan kitliler rencide olmuştur. Anayasa Mahkemesi kararlarının nihai ve bağlayıcı olduğu, herkesin buna saygı duyması gerektiği bir vakıadır. Ancak bu konudaki anayasal düzenlemelerin iptal edilmesi sonucu, Türk toplumunun sosyolojik bir gerçeği olan başörtüsü sorunu ortadan kalkmamıştır. Sadece kanayan yara daha da deşilerek kangren haline getirilmiştir” dedi. Bahçeli, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’tan kararla ilgili gelen “malumun ilanı” şeklindeki açıklamasını da üstü kapalı eleştirerek “Türkiye’nin sorunlarına çözüm aranacak yegane yer Yüce Meclis’tir. Sorunların çözümünde rehber olacak ilke de; çözümsüzlüğü ‘malumun ilanı’ mantığıyla kabullenmek değil, toplum vicdanının kabul edeceği çözümleri ‘makulün ilanı’ haline getirebilmek basiretidir” dedi.

        Anayasa Mahkemesi’nin kararının Türk toplumunun inanç temelinde cephelere bölünmesini ve devletle milletin karşı karşıya geldiği ve kavgalı duruma düştüğü görüntüsünün ortaya çıkmasını amaçlayan odaklara yeni bir istismar ve tahrik malzemesi verdiğini savunan Bahçeli, şunları söyledi: “Anayasa Mahkemesi’nin hukuki olmaktan ziyade siyasi düşünce ve Saiklere dayanan iptal kararı, yetki aşımı ve gaspı tartışmalarına yol açmış ve yasama organının görev alanına müdahale eden Yüce Mahkeme’nin meşruiyeti sorunu gündeme gelmiştir. Kuvvetler ayrılığı ilkesi parlamenter demokratik sistemin vazgeçilmez ön şartı ve hayatiyet kaynağıdır. Devletin üç temel fonksiyonunun birbirinden kopuk şekilde görev icra etmelerinin ve birbirlerinin yetki alanına girmelerinin, toplumsal ve siyasi tıkanıklıklara yol açması mukadderdir. Türkiye’de siyaset kurumu ile yargı arasındaki ilişkiler her dönemde sorunlu olmuştur.”

        “ANAYASAL DENETİM PARLAMENTO KAYYUMLUĞU DEĞİLDİR”

        Anayasa’nın 148 ve 153’ncü maddeleriyle Anayasa Mahkemesi’nin yetkilerine açıklık getirildiğini, buna göre Yüksek Mahkeme’nin anayasa değişikliklerini şekil yönünden denetim yetkisinin sınırlarını aştığını kaydeden Bahçeli, “Anayasa değişikliklerini sadece şekil yönünden denetleyebileceği açık bir anayasa hükmüne bağlanmışken, bunun dışına çıkarak esasa girmesi, Anayasa Mahkemesi’nin kararına siyasi nitelik kazandırmıştır. Bu tespiti herkes doğru yapmalı, konuyu hamasi sloganlarla başka alanlara saptırmaktan vazgeçmeli ve çok uç örneklerden hareketle bu karara haklılık temeli kazandırma çabalarından medet ummayı bırakmalıdır. Anayasa herkes ve her kurum için bağlayıcı ve emredicidir. Demokratik hukuk devletinde, kaynağını anayasadan almayan bir yetkiyi kullanmaya yer yoktur. Anayasal denetim, parlamento kayyumluğu değildir.” diye konuştu.

        Anayasa Mahkemesi’nin yıpratılmaması, iç politikada tartışma malzemesi yapılmamasının demokratik rejimin geleceği bakımından hayati öneme sahip olduğunu vurgulayan Bahçeli, Anayasa Mahkemesi’nin de kuvvetler ayrılığı ilkesini”kuvvetler hiyerarşisine” dönüştürmemesi gerektiğini söyledi. Bahçeli, “bu yol açıldığı ve sistematik bir uygulamaya dönüştürüldüğü takdirde, kuvvetler ayrılığı ilkesine dayalı parlamenter rejim çok ağır bir yara alacak ve bundan sonra demokrasi ve milli iradeden söz etmek imkanı kalmayacaktır. Bu konunun AKP’ye yakın bazı çevrelerin savunduğu gibi anayasal yargıya ‘savaş açma’, yargılı ‘vesayet altına alma’ veya ‘siyasi iradeye ram etme’ mantığı ve anlayışla ele alınamayacağı açıktır” dedi.

        “PARLAMENTO’NUN KENDİ HUKUKUNA SAHİP ÇIKMASINDAN NEYİ KAST EDİYORSUNUZ?”

        Bahçeli, AKP’nin Anayasa Mahkemesi’nin türban kararının ardından AKP’den gelen tepkilerin “cılız ve ürkek” olduğunu belirterek AKP’nin konuyu Meclis’e havale ederek kendi sorumluluğundan kurtulmayı amaçlayan ezik bir tutum sergilediğini söyledi. AKP’nin türban kararının ardından “olağanüstü hal” ilan ettiğini, erkek seçim de dahil farklı alternatifleri değerlendireceği görüntüsü verdiğini kaydeden Bahçeli, “ancak sonuçta dağ fare doğurmuştur” dedi. AKP’nin, “kararın muhatabı meclistir” şeklindeki açıklamalarına açıklık getirmesini isteyen Bahçeli, “Başbakan’a hatırlatmak isteriz ki; siyasi sorumluluğunun icabı olarak ilk önce yapması gereken şey; gölge oyununu bırakıp şu soruların cevabını vermektir. Parlamento’nun kendi hukukuna sahip çıkmasından neyi kast ediyorsunuz? Parlamentodan anayasada belirlenen görev ve yetkilerine sahip çıkmak için ne yapmasını bekliyorsunuz? AKP tek başına referandumlu anayasa değişikliği yapmak için yeterli Meclis çoğunluğuna sahiptir. Bu durumda parlamento hukukuna sahip çıkılması için bazı yasal ve anayasal düzenlemeler yapılmasını öngörüyorsanız, bu konuda belirleyici olacak sizin iradenizdir. Milliyetçi Hareket Partisi, demokratik rejimin krizden çıkarılması ve normalleşme süreci başlatılmasına katkıda bulunmak mülahazasıyla, bu konuda Başbakan Erdoğan’ın getireceği makul ve meşruiyet sınırları içinde kalacak her öneriyi iyi niyet ve samimiyetle değerlendirmeye hazırdır.” Diye konuştu.

        TOPTAN’IN SENATO ÖNERİSİNİ DEĞERLENDİRDİ

        Bahçeli grup konuşmasında Meclis Başkanı Köksal Toptan’ın senato önerisini de değerlendirdi. Siyasi normalleşme süreci başlatılmadan ve ‘Türkiye’yi yönetme kabiliyetini kaybetmiş bugünkü hükümete dayalı siyasi tablo değişmeden’ yeni anayasa hazırlanmasının doğru ve mümkün olmadığını ifade eden Bahçeli senato önerisi konusunda ise şunları söyledi: “Senato sistemi Türkiye’de geçmişte denenmiş ve her yönüyle tartışılmış bir konudur. Geçmiş tecrübeler, senatonun bir denge ve denetim mekanizması olarak kendisinden beklenen fonksiyonu yerine getirmediğini, yasama ve yürütmenin işleyişini hantallaştırıcı sonuçlar doğurduğunu göstermiştir. Öte yandan Meclis Başkanı’nın ifade ettikleri gibi senatonun Anayasa Mahkemesi’nin yükünü nasıl azaltacağını anlamak da kolay değildir.” Bahçeli, Toptan’ın liderleri bir araya getirme düşüncesi konusunda ise “MHP, Meclis Başkanı’nın böyle bir davet aldığı takdirde konuyu her yönüyle değerlendirecek ve varacağı sonuca göre hareket edecektir” dedi.

        “ÖNEMLİ OLAN DEMOKRASİ ARABASININ BU VİRAJDA DEVRİLMEMESİ”

        Bahçeli Türkiye’nin bugünkü ortamda en büyük ihtiyacının normalleşme sürecinin başlatılması olduğunu belirtirken “Türkiye çok keskin bir virajdan geçmektedir. Burada önemli olan AKP’nin bu virajı nasıl döneceği değil, demokrasi arabasının bu virajda devrilmemesidir” dedi. Bahçeli, herkesin sukunetini koruması ve tahriklere kapılınmaması gerektiğini belirtirken “siyasi krizin rejim bunalımına dönüşmesinden ve demokrasinin dış müdahaleye maruz kalmasından siyasi çıkar sağlamayı hesaplayan çevrelerin ara rejim heveslerine set çekilmesi, siyaset kurumunun önündeki en önemli misyondur” diye konuştu.

        “MECLİS HÜKÜMET ÇIKARMAYA MUKTEDİR”

        MHP olarak bugünkü krizin demokrasi korunarak aşılacağına inandıklarını söyleyen Bahçeli, kapatma davasının sonucu ne olursa olsun Meclis’in açık olduğunu ve görevinin başında olduğunu kaydetti. Türkiye’nin hükümetsiz kalmasının düşünülemeyeceğini ifade eden Bahçeli, Parlamentonun çözümü üretmeye ve içinden bir hükümet çıkarmaya muktedir olduğunu söyledi. Bahçeli, Türk milletinin hakemliğine başvurma yolunun da her zaman açık olduğunu belirterek şöyle konuştu:

        “Bugüne kadar tahterevalli siyasetinin iki ucunda oturan AKP ve CHP, hiç olmazsa şimdi rejimin dengeye oturması için siyasi sorumluluk noktasında buluşmalıdır. AKP’nin parçalanması ve Başbakan Erdoğan’ın tasfiye edilmesi gibi niyetleri bize atfedenler, klonlamanın genetik özelliklerin korunarak bir organizmanın kopyalanması olduğunu unutmuş görünmektedirler. Yargı sürecinde hukuk kuralları içinde nasıl hareket edeceğine karar verecek olan AKP’dir. AKP’nin bu süreçte paranoyaların esiri olmaması ve cihat psikolojisi ve anlayışıyla hareket etmemesi kendisi açısından yararlı olabilecektir”

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa