Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem "Türkiye erkler arasında çatışmaya sürükleniyor"

        Başbakan Recep Tayyip Erdoğan AKP Grup toplantısında konuştu...

        "Burası Türkiye Büyük Millet Meclisi. 70 milyon vatandaşın iradesinin tecelli ettiği kutlu çatı. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ifadesi 23 Nisan 1920'de burada hayat buldu. İstiklalimizin simgesi olan bu meclis bugüne kadar hiçbir vesayeti kabul etmedi. Bundan böyle de kabul etmeyecek. Zira bu meclis hür iradesiyle bu aziz milletin kurtuluş destanını yazdı. Burası milletimizin evidir. Bu evin 70 milyon sahibi vardır. Hiçbir ayrıma tabi tutulmaksızın herkesin iradesi buarada temsil edilir. Bu milletin şerefi ve izzeti için sağduyudan ayrılmadan, metanetle ve vakarla, bir ve bütün olarak milletimizin iradesini hakkıyla temsil edeceğiz. Bunu hep birlikte yapacağız. Kendimizi geri çekmeden, başkalarını da dışlamadan hep birlikte yapacağız. Ne milletin bir adım ilerisinde ne de bir adım geride kalacağız. Hiç şüphesiz milletimizin tamamı adaletten yanadır. Siz saygıdeğer milletvekillerini de bu milletin emanetine sadakatle sahip çıktığınız için kutluyorum. Burada yalnızca kendi grubuzumu depğil, yalnızca AKP'ye oy verenleri değil bu ülke için emek harcayan diğer parti gruplarını ve kişilerini de aynı samimiyetle selamlıyorum.

        Unutmayalım. Sorunlarımızın hiçbiri çözümsüz değildir. Dönemsel sorunlar istikararımızı ve istikametimizi zedeleyemez. Bu istikamet milletindir, sizindir. Rotamızı da millet belirlemiştir. Bizler burada milletimizin tarihi yürüyüşüne eşilk ediyoruz. Millet adalet istiyor, demokrasi istiyor. Ne bir eksik ne bir fazla adalet ve demokrasi.. Hiçbir zaman bulunduğumuz makam ve mevkileri kendi mülükümüz zannetmedik, zannetmeyiz. Seçim zaferlerinden sonra dedik ki; 'Bu başarı milletin başarısıdır. Bu başarı asla başımızı döndürmeyecektir. Bize oy versin vermesin istisnasız bütün vatandaşlarının hakkını gözeteceğiz. Çoğulcu demokrasinin gereği de budur.

        Ümitlerimizi taze tutmak zorundayız. Zor zamanlarda ortaya çıkan milletimizin sağduyusuna güveniyoruz. Siyasi krizden medet uman anlayışın halen siyasetin içinde var olduğunu görüyoruz. CHP sözcülerinden sadece ve sadece meclisin yetkilerini aştığı iddiasını duyarsınız. Ve bunu da yargının bağımsızlığını bahane ederek yapıyorlar. Geçen yıl bu zamanlar onların istediği yönde karar çıkmazsa Türkiyenin çatışma ortamına sürükleneceğini söyleyerek yüksek mahkemeyi tehdit ediyorlardı. Pekki bu CHP ne istiyor. Anayasa'da belirlenen erkler arasında bir yetki çatışması meydana getirmek istiyorlar. CHP'nin dokunulmazlık kaldırılsın talebinin altında yatan da budur. Türkiyenin demokrasi tarihi rakiplerine kuyu kazmaya çalışırken kendi bindiği dalı kesen siyasi aktörlerle doludur. Yapıcı değil yıkıcı siyaset, kimseye birşey kazandırmamıştır. Bugün de böyle bir sınavdan geçiyoruz. Bu milet bugünlerin de çetelesini gün gün tutuyor. CHP'nin evrensel hukuk ve demokrasiye karşı yürüttüğü siyaset ülkeye zarar veriyor. İdeolojik yorumlarla muhalefet yapmak halkın iradesine tavır almaktır.

        Türkiye Cumhuriyeti'nin temel hukuk kaynağı anayasadır. Her kurum ya da kişi anayasaya bağlı icraaat yapmak zorundadır. Anayasa'nın 6. maddesi bakın ne diyor: Hiçbir kimse veya organ kaynağını anayasadan almadamn birşey uygulayamaz. İşte bu yüzden her işlem, her karar, her uygulama anayasaya dayanmalıdır. Anayasaya dayanmayan hiçbir karar anlam taşımaz, hiçbir yetki kulanılamaz. Anayasaya göre anayasa mahkemesi anayasa değişikliklerini sadece şekil bakımından inceler. Geçen hafta alınan karar tartışılıyor ve tartışılacaktır. Anayasada bu hükümler yokmuş gibi davranmak daha büyük sırunlara yol açar. Türiyenin bunlara tahammülü yoktur. Anayasal kuralları görmezden gelerek hareket etmemiz söz konusu olmaz. Anayasanın 6. madesi egemenliği, 7. maddesi yasama yetkisini 148. maddesi anayasa mahkemesinin görev alanını tanımlıyor. 6. maddeye göre egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Türk milleti egemenliğini anayasa esaslarına göre yetkili organlar eliyle kullanılır. 7. maddeye göre yasama yetkisi Türk milleti adına TBM2'ye verilmiştir. Bu yetki hiçbir surette devredilemez. 87. maddeye göre TBMMÖ'nin görev ve yetkileri kanun koymak, değiştirmek ve düzeltmektir. Bu sadece seçilmişlere aittir. Bu yetkiyi kimse yüce meclisismizden alamaz. Kimse kendini yasa koyucu yerine koyamaz. Aynı şekilde TBMM de bu yetkiyi devredemez. Onun da yetkisi yok. Ben yaptım oldu anlayışını demokratik rejim kaldırmaz. Kimse bunu yapamaz. Yarı da yaptığıunda kaldırmaz. Yasama yanlış yaptığında yargıdan döner olmadı sandık geldiğinde milletten döner. Peki yargı erki yanlış yaptığında nereden döner. Bu sorular kamuounda tartışılmaya başladı. Bunun da sorumlusu CHP'dir. Kimsenin yargıyı böyle bir tartışmanın muhatabı haline getirmeye hakkı yoktur. Sadece yasama ve yürütmenin yanlış ayapacağını düşünen ve eleştiren bir sistem demokratik sistem olamaz. Elbette yasama ve yürütme denetime tabi olacaktır. Bu demokrasinin gereğidir. Bizimki gibi sistemlerde kuvvetler ayrılığı esastır. Hiçbir kurum kendisini anayasanın ve diğer kuvvetlerin üzerinde göremez. Anayasadan alınmayan hiçbir yetki millet adına kullanılamaz. Erkler anayasadaki yetki sınırlarını aşmamalıdır. Hukuk sistemimiz erkler arasında bir yetki karmaşasına sürüklenirse bundan Türkiye zararlı çıkar. Bu ortamı hazırlayacak işlerden herkes kaçmalıdır. Hep birlikte sürüklendiğmiz bu yetki çatışmasından çıkarmak zorundayız. Anayasa Mahkemesi 10 ve 42. maddeleri iptaliyle ilgili olarak bize açıklama yapmak zorunda. Türkiye teamüllerle idare edilemez. Anayasada 'İptalk kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamaz' diyor. Bunu ben değil Anayasa söylüyor. Bu neden yapıldı peki. Bu ülke zaman kaybediyor. Kamuoyunun tatmin edilemeye ihtiyacı var. Açıklama bekliyor. Gerekçeyi görmek istiyor. Hangi gerekçeyle esastan görüşülerek karara bağlandığı mutlaka açıklanmaladır. Kulis haberlerle ülke yönetilmez. Onun bilmem nerede duyduğu birşey varmış, bunun bilmem nerede kaynağı varmış, onun bilmem içeriden biri söylemiş. Beyler ülke yönetiyoruz ülke, millet yönetiyoruz. Oyuncak değil.

        Demokrasiler açıklık rejimidir. Kamusal yetki kulanan herkes de eleştiriye açık olmalıdır. Yasama ve yürütme de denetime tabidir. Yasama ve yürütme eleştirilirken yargı organlarının bunun dışında tutulması Anayasa tarafından da engellenmiştir. Hukuk devletlerinde anayasa en başta yargı kurumlarını bağlar.

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa