Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem "Özel hayata müdahaleyi önlememiz lazım"

        Devlet Bakanı Mehmet Aydın, bilim ve teknolojideki gelişmelere ilişkin olarak, ''Artık başkasının atıyla yarışa giremezsiniz. Bu yönüyle de bilim kurumlarımıza çok önemli işler düşüyor'' dedi. Bakan Aydın telefon dinlemeleri ile ilgili olarak ise "Elimizden gelen her şeyi yapıp özel hayata müdahaleyi önlememiz lazım. Tanrı bile insanın özel hayatına girdi yapmıyor" dedi.

        Aydın, ''İç Anadolu Bölgesi TÜBİTAK Ar-Ge ve Yenilik Günü'' toplantısına katılmak üzere bulunduğu Kayseri'de düzenlediği basın toplantısında, Hakkari'de mayın patlamasında 10 kişinin öldüğünü anımsatarak, bu acıyı derinden hissettiklerini ve paylaştıklarını söyledi.

        Türkiye'de bilim ve teknolojiyle uğraşan birimleri Ankara'da bir yerleşkede toplama planları olduğunu ifade eden Aydın, ''1-2 yer bulduk arazi yetmedi, 1-2 yer bulduk teminin de güçlükler var, orman arazisi görünüyor. Bunu başarabilirsek bilim ve teknoloji ile uğraşan bütün birimlerimizi, kuruluşlarımızı bir araya getireceğiz. Üniversitelere yakın, rahatça ulaşılabilecek bir mekan arıyoruz'' diye konuştu.

        Aydın, hükümetin bilim ve teknolojiye çok önemli kaynaklar ayırdığına dikkati çekerek, bilimi, kritik, hassas teknolojisini kendisi ürütemeyen ülkelerin güvenliğinin de tehlikede olacağını anlattı. Böyle hassas bir döneme girildiğini dile getiren Aydın, şöyle devam etti:

        ''Teknolojinin gelişmesi pek çok bakımdan hayati önem arzediyor ama birçok bakımdan da onun kadar gözlerimizi, kulaklarımızı açmamız gerekiyor. Oldukça riskleri olan bir gelişmedir bu aynı zamanda. Burada amacımız, Türkiye olarak bizim için önem arz eden bilgiyi de kendimiz üretmektir. Teknoloji zaten araçlarla üretilen bilgiyi hayata geçirmektir, uygulamaktır. Dolayısıyla bu araçları da kendimizin üretmesi lazım. Artık başkasının atıyla yarışa giremezsiniz. O atı sizin büyütmeniz, sizin kullanmanız lazım. Bu yönüyle de bilim kurumlarımıza çok önemli işler düşüyor. Bu işler için de desteğe ihtiyaç var. Her şeyden önce bilim ve teknoloji, yenilik çalışmaları ciddi mali destek isteyen çalışmalardır. Son yıllarda Türkiye bütün sıkıntalara rağmen bunu plan ve program haline getirdi. Başlangıçta, 2002'de başlayan dönemi kastediyorum, bazı sıkıntılar oldu. Bu sıkıntılar bilimsel olmaktan çok ideolojikti ama bunların hepsi geride kaldı. Meclis'ten yeni bir TÜBİTAK yasası çıkardık, bundan önce pek çok kolaylık sağlayan destek, Ar-Ge yasası çıkardık. Bugün hem yasal zemin olarak iyi durumdayız hem de yönetim olarak çok değerli bilim adamlarımız var.''

        HEDEF, 150 BİN ARAŞTIRMACI

        Aydın, beyin göçünü tersine döndürmek için çalıştıklarını ifade ederek, bilim insanlarının Türkiye'ye döndüklerinde hayal kırıklığına uğramaması için de araştırma-geliştirme ortamlarının düzgün olması gerektiğini söyledi.

        2002 yılında yaklaşık 2.5 milyar lira olan Ar-Ge'ye ayrılan bütçenin bugün 7 milyar liraya yükseldiğine dikkati çeken Aydın, 2002'de 26 bin olan tam zamanlı araştırmacı sayısının, hedeflerini aşarak 67 bini geçtiğini, bu nedenle 2013 yılı için de hedefi 150 bin olarak belirlediklerini bildirdi.

        Aydın, bunların çok sevindirici olmasına rağmen, Almanya ve ABD ile kıyaslandığında Türkiye'nin katetmesi gereken daha çok mesafe olduğuna işaret ederek, bilim ve teknolojiye daha fazla kaynak ayırmak ve daha fazla birlikte çalışmak gerektiğini anlattı.

        Bilim ve teknolojik kalkınmanın günlük politikaların üstünde olduğunu vurgulayan Aydın, ''Aslında günlük politikanın da bilime dayalı rasyonel bir biçimde yürüyebilmesi için bilime ve teknolojiye ihtiyaç vardır. Örneğin, yakın zamanda gerçekleşen halk oylaması. Açık söyleyeyim, halk oylamasında teknolojiyi iyi kullananlar başarılarına katkı sağladılar. Çünkü, her yere ulaşamıyorsunuz ama teknoloji her yere ulaşabiliyor'' diye konuştu.

        ''GİZLİ SAKLI ORTADAN KALKTI''

        Aydın, teknolojinin günümüzde gizliyi saklıyı ortadan kaldırdığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

        ''Bu nedenle kendi hayatımıza da yeni bir düzen vermemiz gerekiyor. Her şey bir yönüyle, eski ifadeyle ayan beyan. Bunun her zaman olumlu olduğunu da söylemek istemiyorum ama her halükarda dünya bu noktaya geldi. Madem bu noktaya geldi bizim de bu yarışın içinde olmamız lazım. Bu yarışının içinde olmak demek, yarışta olanların düzeyinde bilgi ve teknoloji üretmek demektir. Türkiye şimdi hedef olarak bunu seçti.''

        Bilim ve teknolojide başarılı olmak için çok fazla dahi insana ihtiyaç olmadığını dile getiren Aydın, laboratuvara girerek sabırlı bir şekilde günlerce, aylarca, yıllarca çalışan, aşkla, şevkle işini takip eden insanların gerekli olduğunu anlattı.

        Bakan Mehmet Aydın, Türkiye'nin, dünyadaki en iyi insan kaynağına sahip olduğunu belirterek, şunları söyledi:

        ''Petrolümüz yok ama yeraltı, yerüstü zenginlikleri bol olan bir ülkeyiz. Tarihi, kültürel zenginlikleri bol olan bir ülkeyiz. Bunların hepsi katma değere dönüştürülebilecek değerlerdir. Bize düşen, planlı, programlı bir şekilde çalışmaktır. Bu çalışma ortamına katkı sağlansın diye bu bölge toplantılarını düzenliyoruz. Bu yıl bitireceğiz bu toplantıları, sonra İl Yenilik Platformları adlı bir çalışma başlatıyoruz. Doğrudan Kayseri'yi ilgilendiren, derinlere inen bir çalışma olacak. Kültürel değerleri içine alan, mutfak değerlerinden ergonomiye varıncaya kadar Türkiye zenginlik haritası çıkartacağız.''

        Aydın, gazetecilerin soruları üzerine, gelişen bilim ve teknolojinin ciddi bazı sıkıntılara da yol açtığını dile getirdi. Teknolojinin ''iki ucu keskin bir bıçak'' gibi olduğuna dikkati çeken Aydın, şöyle dedi:

        ''Eğer iyi yönde kullanırsanız neşter olur ameliyatta kullanılır, vatandaş şifa bulur. Kötüye kullanırsanız öldürür. Şimdi teknoloji de öyle. Bugün insanlık olarak teknolojiyi iyi kullanmadığımız için açıkçası sıkıntılı durumdayız. Mesela iletişim, bilgi teknolojilerinin gelişmesi insanların mahremiyetine girmeye başladı, özel hayatına girmeye başladı. Bu son derece gayri ahlaki bir şeydir. Tanrı bile insanın özel hayatına girdi yapmıyor. Özel hayatınızda niyet düzeyinde kalan bir şeyden inanç açısından sorumlu olmuyorsunuz. Eylem önemlidir. Şimdi biz insanların niyetleri ile uğraşmaya başladık, aile sohbetleri ile uğraşmaya başladık. Keşke teknoloji bunların hiçbiri için kullanılmasa ama kabul etmek lazım insan aynı zamanda sorunlu bir varlık, sınırlı bir varlık. Ne kadar bilirse bilsin bilgisi sınırlı, değerlendirmesi sınırlı.''

        Aydın, Türkiye'de temel değerlerde farklılıklar bulunmadığını ifade ederek, dilin değişmesinin temel değerlerin değiştiği anlamına gelmediğini söyledi.

        Bir gazetecinin, çeşitli kazalarda hayatını kaybeden ya da intihar ettiği açıklanan bilim insanlarının ölümünün TBMM'de araştırılıp araştırılmadığını sorması üzerine de Aydın, ''Meclis araştırması pek çok alanda yapılıyor. Bu alanda faili meçhuller gibi herkesin kafasını meşgul eden bir durum olmadığı için, hatırladığım kadarıyla böyle bir şey genel kurula gelmedi ama varsa öyle bir şey, neredeyse her hafta bir öneri geliyor, bunlar görüşmelerde müzakere edildikten sonra karar veriliyor. O konuda çok fazla parti farkı rol oynamıyor'' diye konuştu.

        KPSS İLE İLGİLİ İDDİALAR

        Aydın, eğitimde şu an en büyük sıkıntının, KPSS'de kopya çekildiği yönündeki iddialar nedeniyle atamaların yapılamaması olduğunu dile getirerek, ''30 binden fazla öğretmenin ataması yapılacakken böyle bir hadise ortaya çıktı. Okullar açıldı ama öğretmen ataması yapılamadı. Şimdi o açığı nasıl kapayacağız? Geçen Bakanlar Kurulu toplantısının en merkezi konusu buydu. Bu bir an evvel halledilmeli, yargı kararını vermeli ki, bu iş bitsin'' dedi. Bakan Aydın, TÜBİTAK'ın bir kamu kuruluşu olduğunu anımsatarak, adli olaylarda bilirkişi olarak da hizmet verdiğini anlattı.

        Yargıdan gelen talepler üzerine teknik konularda uzmanların incelemeler yaptığını dile getiren Aydın, ''Zaman zaman bu tip şeyler geliyor. Ancak, bunlar bize gizli olarak gelir. Arkadaşlar uzmanlık alanlarıyla ilgili yorum ve fikirlerini orada belirtirler ve talepler cevaplanır. Ancak, bunları başka bir kurumla, hatta kurum içi ile paylaşmak dahi söz konusu değildir. Mesala ben bilmem, bilmem de gerekmiyor. Bant geliyor 'inceleyin ve gönderin' diyorlar. İncelenip gönderiliyor. Nüket hanıma sormuyorum, çünkü o da bilmiyor'' diye konuştu.

        TELEFON DİNLEME

        Aydın, telefon dinleme konusunun siyasi olarak Ulaştırma Bakanlığını ilgilendirdiğini ifade ederek, şunları söyledi:

        ''Bu konuda bir yasa çıktı ama o yasanın takviye edilmesi gerekiyor. Bununla ilgili de bir hazırlık yapıldı ancak genel kurula ne zaman gelir bilmiyorum. Yani elimizden gelen her şeyi yapıp özel hayata müdahaleyi önlememiz lazım. İki türlü özel hayata müdahale olur. Birincisi, devlet müdahale eder. 'Fişlemeye son' sloganıyla anlatılan, özel bilgilerin korunmasıyla ilgili Anayasa değişikliği bu amaçla yapıldı. İkincisi, karaborsa olarak. İnsanlar teknolojiyi sorumsuzca kullanarak komşusunun özel hayatına müdahale eder veya çalışma arkadaşının hayatına müdahale eder. Bu konuda ileri düzeyde önlem alınması lazım. Gerekirse cezaları artırmamız lazım. İnsan kendine göre bir hayatı olan varlıktır. Eşi ile telefon görüşmesi yapmıştır, kimi ilgilendirir. Eğer bu ortaya çıkıyorsa bu aynı zamanda sosyal bir meseledir, güvenlik meselesidir. Meclis'te de sık gündeme getirilen bir konu. Dünyada da bu konuda sıkıntılar var. Bununla sonuna kadar mücadele etmek zorundayız.''

        Aydın, ''elektronik oy'' konusunun da şu an Türkiye'nin gündeminde olmadığını, ancak vekaletle oy kullanma gibi kolaylıkların sağlanmasının katılımı artıracağını, bunun da TBMM'deki temsil gücünü artıracağını sözlerine ekledi.

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa