Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem 3. Sayfa Şemdinli ve Yüksekova'da 90'lara dönme korkusu

        Şefik DİNÇ / GAZETE HABERTÜRK

        Dağlarında hüznün sembolü ‘ters lale’lerin açtığı Hakkâri’nin Şemdinli ve Yüksekova ilçelerine, çatışmasızlık ortamının sona ermesinin ardından barut kokusu sinmiş; halksa tedirgin durumda. Tedirginliğin nedeniyse 90’lı yıllara dönme korkusu

        TÜRKİYE’nin güneydoğusundaki en son nokta olan, 20 bin nüfuslu Hakkâri’nin Şemdinli İlçesi’nde, 15 Ağustos’ta PKK’lıların hendek kazmasıyla başlayan olaylar 5 gün sürdü. İlçenin yarıya yakınının başka kentlerdeki ve Irak’taki akrabalarının yanına göç etmesi nedeniyle dükkânların çoğu kapalı, sokak ve caddelerse neredeyse bomboş. Şemdinli’de konuşulan tek konuysa yaşanan çatışma. Çatışmaların izleri olduğu gibi duruyor. Yakılan araçlar, mermilerin isabet ettiği evlerdeki hasar, yollardaki boş kovanlar... ‘Çözüm süreci’ ile ‘bugün’ü soruyorum. “Dağlar kadar fark var” yanıtını alıyorum. Çözüm sürecinde gece geç saatlere kadar sokakta kaldıklarını, son 1 aydır hava kararmadan herkesin evine girdiğini anlatıyorlar. “Savaş istemiyoruz, ölmek istemiyoruz” diyorlar. Sanayinin olmadığı kentte halk kaçakçılık, hayvancılık ve arıcılık yaparak geçimini sağlıyor. Özel güvenlik bölgeleri ve çatışmalar onları da durdurmuş. Yüksekova’da da benzer durum yaşanıyor. Şemdinli’ye göre daha büyük olan 120 bin nüfuslu Yüksekova’da bazı mahallerde kazılan hendekler hâlâ duruyor. Dün sabah saatlerinde Orman ve Eski Kışla mahallelerine güvenlik güçlerinin müdahale etmesinin ardından yükselen silah sesleri nedeniyle insanların sokağa çıkamadığına ve dükkânların açılmadığına tanık oluyorum. Şemdinli’de konuştuğumuz gençler, “Savaş istemiyoruz. Ölmek istemiyoruz” diyor. 25-30 yaşlarındaki bir genç, “Bizim de lüks arabamız olsun. Sevgilimizle gezelim istiyoruz” diye başladığı sözlerini şöyle sürdürüyor: “Çözüm süreci varken rahattık. Ama şimdi sokağa çıkmaya korkuyoruz. Bu devletin vatandaşıyım ama Kürt’üm. Türkler de savaş istemiyor. Devlet artık barışı sağlasın.”

        ‘ÇOK UMUTLANMIŞTIK’

        Beni davet edip çay ikram eden yaşlılarla olan biteni konuşmaya başlıyoruz. Aşağıoğul Köyü Muhtarı Farıs Dede’nin ilk sözü “Barış istiyoruz” oluyor. 90’lı yıllardaki çatışma ortamına dönmekten korktuklarını söyleyen muhtar, sözlerini şöyle sürdürüyor: “İnsanların hepsi terörist değil. Barış olacak diye çok umutlanmıştık. Kent çok canlıydı. Can korkusunda kimse sokağa çıkamıyor.” 75 yaşındaki Feyzullah Çiçek, sözü alıyor. Eski bir tüccar olan Çiçek’in 11 çocuğundan yalnızca biri yanında yaşıyor. Çatışmaların bölgeyi 90’lı yıllardan daha kötüye götüreceğini anlatan Çiçek, “Bizler bu ülkenin vatandaşlarıyız. Asker ve polisler gibi. Biz ‘Barış’ dediği için HDP’ye oy verdik. Eğer ‘Terör’ ve ‘Savaş’ deseydi ona da oy vermezdik. Devlet dediğin millettir. Türk- Kürt ayrımı yapmanın anlamı yok. Buradan Edirne’ye kadar gidin ve herkese sorun. Kimse ‘Savaş olsun’ demez. Evet tek devletiz ve toprağımız birdir” diye konuyor. Feyzullah Çiçek, eşinin Eskişehirli ve Türk olduğunu belirtiyor. Tam 46 yıl önce evlenmişler. Feyzullah Amca, köye gelen karakol komutanının kızına âşık olup evleniyor. Çiçek, “Şimdi benim çocuklarım Türk mü Kürt mü?” diye soruyor...

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa