Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Yargı Gültan Kışanak ve Sebahat Tuncel davasında sona doğru

        Habertürk'ten Ferdi Durdu'nun haberine göre, Malatya 5. Ağır Ceza Mahkemesinde, eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak ve DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel'in yargılandığı davada 12.duruşma görülüyor.

        Malatya Adliyesi çevresinde emniyet ve jandarma ekipleri geniş çaplı güvenlik önlemi aldı. Eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak, polis minibüsüyle adliyeye getirildi.

        HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel, HDP Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş’ta takip ediyor.

        Kandıra Cezaevinde tutuklu bulunan DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel’in ise sağlık sorunları nedeniyle duruşmaya katılamayacağını içeren dilekçeyi mahkemeye sunduğu bildirildi.

        REKLAM

        Mahkeme Başkanı Türker Türkoğlu, Eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak’a önce Şanlıurfa 6.Ağır Ceza, Ankara 26.Ağır Ceza ve Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nden gelen bileşen dosyalarla ilgili daha sonra ise genel savunma yapması için söz verdi.

        Kışanak, DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel'in de mahkemeye katılmak istediğini ancak süresiz ve dönüşümsüz 18 gündür açlık grevinde olmasından dolayı katılamadığını ifade etti.

        Kışanak, savunmasında, “İki yılı aşkın süredir tutukluyum. 11 celse ve 21 aydır süren duruşmaların hepsi gıyabımda yapıldı. 11 duruşmadır huzurda bulunma talebim var. Bu yargılamaya gölge düşürüldü. Bugün karar duruşması görülüyor, ‘hadi gelsin’ deniliyor. Tek taraflı, gıyabımda bir prosedür yürütüldü. Sözümü söyleyemedim, kendimi ifade edemedim, savunma hakkım gasp edildi. Usulün yerine getirilmesi için getirildim. Bunu bile bile geldim çünkü benim başta kadınlar olmak üzere halka karşı sorumluluğum var. Yaptıklarım doğru, hukuki, meşru, insani olduğu için buradayım. İki yıl boyunca savunma hakkım gasp edildi. Savunma hakkıma yönelik yapılan kısıtlamaları kabul etmiyorum. Ben inanmadığım hiçbir şeyi yapmam, birçok şeyi yapmışsam inanarak yapmışımdır, onu da savunurum. Yaptığım her şey demokratik siyaset çerçevesindedir” ifadelerine yer verdi.

        Partinin programına göre hareket ettiğini savunan Kışanak, şunları ifade etti: “Bu partinin bir programı var. BDP’nin programı ve tüzüğünü isteyelim. O programa bağlı olarak konuştum. Halkta inandı ve bana oy verdi. Halk, bu parti programına oy veriyor, benim kaşıma gözüme oy vermiyor. Biz milletin bir parçası mıyız değil miyiz? Oy veren 6 milyon kişi milletin bir parçası mı? Birine, ‘senin oyun kıymetli, senin oyun kıymetsiz’ diyemezsiniz. 4 yıl BDP’nin eş genel başkanlığını yaptım. Her kongreye gittim. Bugün burada nasıl suçlama konusu olabilir? Hukukta moda oldu, cümlenin içerisindeki iki kelimeyi alıyor. Demokratik siyasetin önü tıkanıyor. Bu ülkede bir vatandaş olarak nasıl eşit yurttaş olduğuma inanacağım? Herkes kadar benim de söz söylemeye hakkım olmalı. ‘Ölüm istemiyorum’ demişim, suç mu? Binlerce genç hayalleriyle toprak altında, çözebileceğimiz bir sorunu neden çözmüyoruz? Bunun konuşulacağı yer burası değil, parlamentodur. Demokratik siyaset mahkeme salonuna tıkılmaya çalışılıyor. Bunu suçlama konusu olarak kabul etmiyoruz. Çözüm sürecinde söylediklerimiz suç değildi, şimdi ‘vazgeçtim, niye yaptın? Suçlu ol.’ Parti kongresinde yaptığım konuşmalar suç unsuru taşımamaktadır. Hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum. Hiçbir savaş ve kavga ilelebet sürmez, elbet barış olacak, bir an önce olsun.”

        Kışanak, 2014 yılında belediye başkanı seçildiğini anımsatarak, savunmasını şöyle sürdürdü: “Bakanlar, parti genel başkanları beni ziyaret etti. 2015’te çözüm süreci bitince, başladılar belediyeye müfettiş göndermeye. Üçer gurup gitti beşer gurup geldi. En az 100 müfettiş gönderildi. Belediyenin bütün evraklarını farklı müfettişler defalarca incelediler, usulsüzlük bulamadılar. Hizmeti aksatmamak için elimizden gelen her türlü gayreti gösterdik. 3 yıl boyunca müfettişler bir şey bulamadı. İdari ve mali kusur bulamadıkları için bu suçlama yapıldı. Benim, belediye çalışanlarına ‘çalışmayın’ diye bir talimatım yoktur. Kent merkezinde aksayan bir hizmet yoktu, sadece belirli noktalarda aksama oldu. Ben kendimi ve yaptığım siyaseti biliyorum. 2015’te çözüm sürecinden vazgeçildikten sonra belediyeye her gün müfettiş gönderdiler. Belediyeyle ilgili yalan, yanlış açıklamalar yapıldı. Karşı siyaset kampanyası yürüttüler. Haftanın her günü belediyeyle ilgili konuşup, bu davaya siyasi atmosfer oluşturdular. Bu ısmarlama bir dava. Bu davayı belediyeye kayyum atamak, el koymak için yaptılar. 2 yıldır belediye meclisi neden toplanmadı? Belediyede niye bir tane seçilmiş irade yoktur? Ben cezaevindeyim belediye meclis üyeleri ve encümenler nerede? Kayyum 2 yıldır bütçe yapmış mı? Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin ne suçu var? Yeniden sandık geliyor, halkın ne cevap vereceğini göreceğim. Bana, ‘oy kullanamayacaksın’ deniliyor. Seçme ve seçilme hakkımı elimden aldılar.”

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa