Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Süper Lig Galatasaray Fatih Altaylı Galatasaray Divan Kurulu'nda konuştu - Galatasaray Haberleri

        Galatasaray eski 2. başkanı ve kongre üyesi Fatih Altaylı, sarı-kırmızılı kulübün divan kurulunda açıklamalar yaptı.

        İşte Fatih Altaylı'nın açıklamaları:

        "Çocukluğum, hayatım burada geçti. Belki de benim burada son konuşmam. Sayın Başkan atılmam isteğiyle beni disipline vermişler. Gerçi bana gelen mektupta Sayın Başkan'ın imzası yok. Ama yönetim kurulu kararı, saygımız sonsuzdur. İlk defa bir Galatasaraylının mesleği icabı söyledikleri burada gösterildi. Başkan'ın beni hedef gösterme amacında olduğunu çok net bir şekilde ortaya koyan bir sunumdu. Galatasaray dendiği zaman bende şafak atıyor. Reyting derdinde olsaydım, Galatasaraylı olmazdım. Kimin ne sayesinde adam olduğunu bilemem. Kimin adam olup olmadığını da bilemem. Şunu söyleyebilirim; Eğer söylediklerimde haddimi aştıysam bütün Galatasaray camiasından çok özür diliyorum. Çok özür diliyorum.

        "GALATASARAY DENİNCE BENDE ŞAFAK ATIYOR"

        Ama dediğim gibi Galatasaray denince bende şafak atıyor. Kötü yönetildiğini düşündüğüm anda, Galatasaray'ın seviye kaybettiğini düşündüğüm anda, Galatasaray'a karşı hata yapıldığını anladığım anda ve Galatasaray'da bana karşı, benim zekama karşı ve bu Galatasaraylıların zekasına karşı bir alay söz konusu olduğunda bende şafak atıyor. Başkanlık makamından da ayrıca özür diliyorum. Eğer başkanlık makamına duygularıma kapılarak, Galatasaray'a karşı olan aşırı sevgimden dolayı sinirlerim yerinden atarak, TV'de bile, herhangi bir yerde bile söylememem gereken bir şey söylediysem başkanlık makamından da bir kez daha en derin şekilde özür diliyorum. Ancak bu özürleri diliyor olmam benim başkanlık makamında oturanı veya Galatasaray'ın herhangi bir yanlış yapanını eleştirme hakkımı elimden almaz, alamaz, almamalı, almayacak da... Biz Galatasaray'da bunu öğrendik.

        Ben bütün başkanlarımı eleştirdim. En yakın dostlarımdan biridir, Sayın Faruk Süren... Demediğimi bırakmadım ona yazılarımda. Bana yaptığı şuydu, arardı; 'Şekerim ne oldu?' 'Faruk ağabey, gel, konuşalım.' Otururduk, konuşurduk. Uzlaşırdık, uzlaşmazdık. Hata yapmaya devam ederdi, etmezdi bana göre. Ama konuşurduk. Özhan ağabey için neler yazdım. Eşi burada olsa söyler. Telefon açardı; 'Ulan eşşoğlueşşek, sen ne yazdın yine?' Geliyorum, orada mısın? Gelir, 4-5-6-7-10 saat Galatasaray'ı anlatır, sonra gider. Ya da ben giderim. Biz Galatasaray'da böyle gördük.

        Benim söylediklerim mi önemli, yoksa milyonların izlediği Sayın Başkan'ın söyledikleri mi? Başkan diyor ki; 'Bize destek olmuyorlar.' Arkasından olduğum destekleri burada söylemeye zül addederim. Çeşitli ortamlarda arkadan verdiğim desteği... Bunlar söylenmez zaten, ayıptır. Son vakayı söyleyeyim mesela; Galatasaray hiç layık olmadığı bir şekilde bir terör örgütünün, bir dini terör örgütünün, bir Amerikan terör örgütünün üyelerini barındırmakla suçlandığı gün de kendisiyle, bana söylediği her şeyle, benim ona söylediklerimle, 'Başkanım ne yapabiliriz' diye arayan ben miydim, başkası mıydı? Sizden önce o akşam TV'ye çıkıp Galatasaray'ı sapına kadar savunan ve yıllardır savunan benden başkası var mı? Sadede gelelim, başkan kızıyor bana onu eleştiriyorum diye. Eleştiren herkese kızıyor. Olan biten her şeyi başkalarına yüklemek gibi bir alışkanlığı var.

        "BAŞKAN BU OTELİ NEDEN YAPIP, KİRALAMIYOR?"

        Galatasaray kötü yönetiliyor arkadaşlar. Son Divan Kurulu'nda başkanın konuşması üzerine söz aldım ve kürsüye çıktım, dedim ki, 'Turizm aşağı doğru gidiyor. Orada otel yapmak doğru mu? En azından tartışalım. Otel orada olmayabilir. Ne olacağına profesyonelce karar verelim' dedim. Otelci olduğunu söyleyen başkan Dursun Özbek benden sonra söz aldı ve dedi ki 'Bu benim işim. Ben turizmciyim. Orada en iyi otel olur' dedi. Daha sonraki Divan Kurulu'nda, 'Turizm kötü gidiyor, o yüzden inşaatı bitirmiyoruz' dedi. Bunu yönetim hatası olarak kenara koyabiliriz. Ancak başkan gerekirse bu oteli kendi kiralayacağını söylemişti. Neden bu oteli yapmıyorlar ve sayın başkan bu oteli kiralamıyor?

        Biz Galatasaray 14 sene şampiyon olamazken, arkadaşlarımda 14 yıl tribündeydik. Galatasaraylılığımızdan utanmadan oradaydık. Küme düşme maçında Adana'daydık. Bizim umurumumuzda olan, Galatasaray'ın ilkesel duruşları, dürüstlüğü, dobralığı. Zaman zaman herkes hatalar yapıyor.

        "DOĞRULAR BAŞINDAN SÖYLENMELİYDİ"

        Gelelim mali konulara... Florya ve Riva'nın satışı gündeme geldiğinde başkan bir sürü şey söyledi. 'Bunlar doğru değil, satıyoruz orayı' dedim. 'Yok, hayır' dediler. Geldiğimiz nokta ortada. En azından bize başından doğrular söylenmeliydi.

        O günlerde başkandan randevu talep ettik, 'Florya'da bizim kendimize ait 20 dönümlük arazimiz var. Ama bizim kullandığımız alan bunun hemen hemen 3 misli. Geçmişte benim başlattığımız Özhan ağabey ile sona eren dönemde maliye bakanlığından kalan bizimkinin 2 katı araziyi alma konusunda bir protokol yaptık. Bunu tekrarlayalım dedik. Biz bu araziyi satmadan alalım 60 dönümlük araziyi satalım, çünkü rant burada' dedik. Başkan 'Merak etmeyin, onun rantı da bize gelecek' dedi. Sonra orataya çıktı, 20 dönümlük alanı satmışız. Yazık oldu bir hatadır. Riva ile ilgili söyleyeceğim hiç bir şey yok.

        Sayın başkan Dursun Özbek iktidara geldiğinde, Duygun ağabeyin yönetiminde başladığı zaman borç 478 milyon TL. Daha sonra başkanlığı devraldı. O günkü borç 555 milyon TL. 2015'te genel kurul yaptık. Kimseye vermediğimiz yetkileri Dursun Özbek'e verdik. İlk yöneticiliği ile arasında 84 milyon TL'lik fark var. Bunlar makul karşılanabilir.

        Ama sonrasında durum giderek vahamet kesmeye başladı. Ben sadece geleceğe yönelik bir tablo çiziyorum. Riva ve Florya satıldı, borcumuz aynı kaldı. Bu satılan mallardan para kasamıza girecek. Ama bu projeler yetişmezse oradan ödediğimiz faizler nedeniyle gelir daha da düşecek. Peşin peşin söyleyeyim. Belki de oradan hiçbir şey gelmeyebilir. Galatasaray'ın yine borcu 580 milyon. Borç azalmıyor. 'Geleceği kurtarırız' dediğimiz gerçek değil. Bu paralar gelince döneceğimiz sadece 2015 yılıdır. 2015'te ne kadar borcumuz varsa yine aynı borç olacak. Bu da Galatasaray'ın elindeki çok önemli bir taşı boşa attığının, hiçbir kuş vuramadığının ve o taşın da düşerek ne yazık ki Galatasaray'ın kafasını yardığıdır. O taş benim kafama düştü ve ben can acısıyla bağırıyorum. Bu bağırmamda terbiyesizlik yaptıysam bir milyon kez daha özür diliyorum. Atacaksanız kulüpten yine özür dilerim.

        "KALBİMDEN ATAMAZSINIZ"

        36 senedir içinde bulunduğum kulüpten atabilirsiniz, hiç önemli değil. Buradan (kalbimden) atamazsınız. Çünkü siz yokken ben vardım. Siz olmadığınız zaman ben yine Galatasaraylı olacağım. Hiç merak etmeyin. Beni atsanız da Galatasaray'ın hakları için bas bas bağıracağım, atmasanız da... Bu belki son konuşmam... Bazıları inşallah diyebilir. Bazı gazeteciler, 'Ağabey zaten karar verilmiş, atıldın' dese de ben Galatasaray kurullarının adil karar vereceğini düşünüyorum. Ben hakkımı sonuna kadar aramaya niyetliyim. Nasıl ki biri benim kızımı kaçırmaya kalksa, ben kızım için nasıl savaşırsam, Galatasaray için de öyle savaşırım. Çünkü benim için hayatımda en değerli şeyler bunlar. Galatasaraylılar, hepinizden bir kez daha özür diliyorum. Başkanlık makamını küçük düşürücü bir şey yaptıysam Allah beni kahretsin. Dediğim gibi beni kulüpten atabilirsiniz ama burası benden gitmez.

        DURSUN ÖZBEK: "ALTAYLI'YA HAKKIMI HELAL EDİYORUM"

        Fatih Altaylı'dan sonra yeniden kürsüye çıkan başkan Dursun Özbek "Hiçbir zaman bir Galatasaray üyesini, Galatasaray'a hizmet etmiş bir kişiye bu şekilde davranmamamız gerektiğini düşünüyorum. Fatih kardeşimiz çok değerli bir gazeteci. Müsade etsin de ben de 43 senedir ticaret içerisindeyim, alıyorum, satıyorum. Beni eleştiren kimseyle sıkıntım yok. Sizlere izlettim, bu söylenenler eleştiri mi? Sevgili Fatih, sen Galatasaray aşığısın biliyorum, sen Galatasaray Başkanı'nı yerden yere vurursan ne yapacağız? Hep Galatasaray başkanları senin dediğin gibi mi anılacak? Fatih Altaylı'nın özür dilemesi efendililiğini gösteriyor, bu onun Galatasaraylı kişiliğini de gösteriyor. Kimsenin Galatasaraylı birini atma hakkı yoktur, biz kimiz ki yönetim olarak birilerini atacağız. Öyle bir yetkimiz ve düşüncemiz de yok. Her kim ki Genel Kurul'a hakaret ederse, karşısında beni bulur. Keşke sevgili kardeşim bunları söylemeseydi ve keşke biz de bu kadar şeyi yaşamasaydık. Ben, Fatih'in ağabeyiyim, beni gördüğü zaman 'Ağabey, ağabey' der. Ben Fatih Altaylı'ya hakkımı helal ediyorum" diye konuştu.

        Şurada Paylaş!
        Yazı Boyutu

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ

        Habertürk Anasayfa