En İyi Uluslararası Film Oscarı'nın en iddialı 10 adayı

Cannes'da Altın Palmiye kazanan “Parazit”, kendi ülkesi Güney Kore'de 10 milyon seyirciye ulaşmayı başardı... Birçok tahminci “Parazit”in bu yıl en iyi film dalında da Oscar adayı olabileceğini ve ABD filmleriyle yarışacağını düşünüyor. Film, Türkiye'de 1 Kasım'da gösterime girecek.

Acı ve Zafer (Dolor y gloria) İSPANYA
Yönetmen: Pedro Almodóvar.

Usta yönetmen Salvador Mallo (Antonio Banderas), çeşitli sağlık sorunlarıyla boğuşur. Menajeri, yeni bir film çekmesinin ona iyi geleceğini söylese de Mallo hastalıkları nedeniyle artık çalışmak istemez. Aklı sürekli geçmişinde, çocukluğundadır. 30 yıl önceki bir filmin yeniden gösterimi sonrasında gelişen olaylar, Mallo'nun hayatının akışını değiştirmeye başlar...

“Acı ve Zafer” (Dolor y Gloria), dünya prömiyerini yaptığı Cannes Film Festivali'nde çok beğenildi. Antonio Banderas'ın en iyi erkek oyuncu, Alberto Iglesias'ın en iyi müzik ödüllerini kazanmasının yanı sıra festivalin en iyi filmlerinden biri olarak kaldı akıllarda. Eleştirmenlerden aldığı yüksek notları gişede seyirciden gördüğü ilgiyle birleştirmesini bildi. Banderas'ı erkek oyuncu Oscar'ında favoriler arasına sokan performansını da unutmamak gerek. Film, Türkiye'de 11 Ekim Cuma günü gösterime girdi.

Ve Sonra Dans Ettik (And Then We Danced) İSVEÇ
Yönetmen: Levan Akin.

Dünya prömiyerini Cannes Film Festivali'nde Yönetmenlerin On Beş Günü bölümünde yapan “And Then We Danced”, yetenekli dansçı Merab’ın halk dansları ekibine yeni katılan bir gence kapılmasını anlatıyor. Merab, baskıcı bir toplumda sadece aşkı değil kendini de keşfediyor.

Başroldeki Levan Gelbakhiani'ye Saraybosna Film Festivali'nde en iyi aktör ödülünü getiren “And Then We Danced”, Gürcü asıllı İsveçli Levan Akin'in ikinci uzun metrajlı filmi... Çekimlerini Gürcistan'da gerçekleştirilen film, İsveç, Fransa ve Gürcistan ortak yapımı... İsveç bu kategoride 16 kez ilk 5 aday arasına girdi. 3 kez de Oscar kazandı... Film, Türkiye'de 15 Kasım'da gösterime girecek.

Atlantics (Atlantique) SENEGAL
Yönetmen: Mati Diop.

Mati Diop'un filminin dünya prömiyeri, geçtiğimiz Cannes Film Festivali'nde gerçekleşti... Diop, Cannes'da Altın Palmiye için yarışan ilk Afrikalı kadın yönetmendi. Dahası, ana yarışmada Büyük Ödül'ü kazanan dördüncü kadın yönetmen olmayı da başardı.

Film, Senegal'in deniz kıyısına bakan bölgesinde geçen bir yasak aşk hikâyesi anlatıyor. Senegal, 2018'de Alain Gomis'in Berlin'de Büyük Ödülü kazanan “Félicité” ile aralık ayındaki 9 filmlik kısa listeye girmeyi başarmıştı. Film, ABD'de 15 Kasım'da gösterime girecek.

Beanpole (Dylda) RUSYA
Yönetmen: Kantemir Balago

28 yaşındaki Balagov, Cannes'ın gözde yönetmenlerinden biri olma yolunda hızla ilerliyor... 2017'de “Closeness” ile Cannes'da Belirli Bir Bakış bölümüne kabul edilmişti... Bu yıl da aynı bölüme “Beanpole” ile katıldı; en iyi yönetmen ve FIPRESCI ödüllerini kazandı.

1945 yılında Leningrad'da geçen film, II. Dünya Savaşı'ndan 3 yaşında bir çocukla dönen Iya adında bir kadının hikâyesini anlatıyor. Rusya, 1995'te Nikita Mikhalkov'un “Güneş Yanığı” filmiyle Oscar ödülüne ulaşmıştı.

Sefiller (Les Misérables) FRANSA
Yönetmen: Ladj Ly.

2017'deki kendi kısa filmi “The Pitiful”u temel alan Afrika kökenli yönetmen Ladj Ly, Victor Hugo'nun klasik romanının yeni bir uyarlamasıyla karşımıza gelmiyor. Fransa'daki çeşitli sokak gösterilerinden esinlenen Ladj Ly, toplumsal huzursuzluğu, ayrımcılığı anlatan bir filme imza atıyor.

“Sefiller”, Céline Sciamma’nın Cannes'da yarışan “Portrait Of A Lady On Fire” ve Alice Winocour’un astronot dramı “Proxima”nın arasından sıyrılarak Fransa'nın Oscar adayı olmayı başardı... Eleştirmenlere göre aralık ayında açıklanacak kısa listede yer alma ihtimali yüksek... Fransa, bu kategoride en çok ödül alan ülkelerden biri. Fransa'nın, 2016'da Deniz Gamze Ergüven'in “Mustang” filmiyle ilk 5'e girdiğini hatırlatalım.

Monos KOLOMBİYA
Yönetmen: Alejandro Landes.

Brezilya doğumlu yönetmen Alejandro Landes'in senaryosunu Alexis Dos Santos ile yazdığı “Monos”, dünya prömiyerini yaptığı Sundance Film Festivali'nde “Dünya Sineması – Dramatik” bölümünde Jüri Özel Ödülü'nü kazandı. Landes'in ikinci uzun filmi, geçit vermeyen bir ormanda Amerikalı bir kadını rehin tutan sekiz çocuk askerin öyküsünü anlatıyor. Sürpriz bir baskına uğrayan çocuklar kendilerini tehdit ve baskı altında hissedince üslerinden ayrılarak ormanın derinliklerine sığınmak zorunda kalıyor ve artık birbirlerine eskisi kadar güven duymuyorlar...

Gösterildiği festivallerde çok olumlu eleştiriler alan film, fantastik bir savaş ve hayatta kalma hikâyesi üzerine kurulu... Kolombiya 2015'te “Embrace of Serpent” ile ilk 5 aday arasına girme başarısını göstermişti. Film. Türkiye'de 29 Kasım'da gösterime girecek.

Honeyland KUZEY MAKEDONYA
Yönetmenler: Tamara Kotevska, Ljubomir Stefanov.

Avrupa'daki son kadın arı avcısının ayakta kalma mücadelesine odaklanan bir belgesel... Arı avcısı, Balülkesi'ndeki doğal dengeyi korumak isterken göçebe arıcıların istilacı tutumlarıyla da mücadele etmek zorunda kalır...

Tamara Kotevska ve Ljumobir Stefanov'un birlikte yönettiği film, geçtiğimiz Sundance Film Festivali'nin Dünya Sineması: Belgesel bölümünde jüri özel ödülünün yanı sıra görüntü ödülünü de kazanmıştı. “Honeyland”, Makedonya'nın 16'ncı adayı... Makedonya 1995'te “Yağmurdan Önce”yle ilk 5 aday arasına kalmayı başarmıştı.

The Chambermaid (La camarista) MEKSİKA
Yönetmen: Lila Avilés.

Meksika, Alfonso Cuaron'un “Roma”sıyla geçtiğimiz yıl bu kategoride ödüle ulaşan ülke olmuştu. “Roma” orta sınıf bir ailenin yanında çalışan Cleo adlı bir hizmetçinin hikâyesini anlatıyordu.

“The Chambermaid”'in ana karakteri ise Mexico City'deki lüks bir otelde çalışan kat temizlik görevlisi Eve... Lila Avilés dünya prömiyerini Toronto Film Festivali'nde gerçekleştirdiği ilk uzun filmiyle katıldığı tüm festivallerde olumlu eleştiriler aldı. Özellikle Amerikalı eleştirmenler filmi çok beğendi. Meksika'nın iki yıl üst üste hizmetçi öyküleriyle aday olması bir dezavantaj haline gelmezse, aralık ayında açıklanacak kısa listeye girme ihtimali yüksek.

Boyalı Kuş (The Painted Bird) ÇEKYA

Yönetmen: Václav Marhoul.

Jerzy Kosinski'nin 1965 yılında yayımlanan “Boyalı Kuş” adlı romanının ilk sinema uyarlaması, Çek yönetmen Vaclav Marhoul'un imzasını taşıyor. Eski usul 35mm filme çekilen siyah beyaz “Boyalı Kuş”, savaşın dehşetini bir çocuğun gözünden aktarıyor... İkinci Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru geçiyor film... Doğu Avrupa'nın çorak topraklarında, çiftlikler ve köyler arasında tek başına dolaşan bir çocuğu takip ediyoruz.

Dünya prömiyerini Venedik Film Festivali'nde yapan “Boyalı Kuş”, ödül kazanamasa da eleştirmenlerden aldığı olumlu tepkilerle öne çıktı. Senaryoyu da yazan Marhoul, Çekya, Slovakya, Ukrayna ortak yapımı filmini “insan ruhunun karanlık derinliklerine doğru bir yolculuk olarak” tanımlıyor. Daha önce bu kategoriye 25 kere aday gösteren Çek Cumhuriyeti, 1997'de Jan Sverak'ın “Kolya”sıyla Oscar'a ulaşmış, 2001 ve 2004 yıllarında da ilk 5 aday arasına girmeyi başarmıştı.