En iyi kadın oyuncu Oscarı'nın en güçlü 10 adayı

Dikkat çekici olan bir başka nokta, kadın ana karakterleri eksen alan nitelikli filmlerin sayısının artmış olması... Kuşkusuz, “ödül mevsimi” başlamadan garantili, sağlam bir liste çıkarmak mümkün değil ama tahminlerin belirli isimler üzerine yoğunlaştığı kesin.

İşte ilk 5 aday girme şansı en yüksek 10 kadın oyuncu. Habertürk sinema yazarı Mehmet Açar'ın haberi...

Felicity Jones - On the Basis of Sex

Filmin henüz gösterimi yapılmamış olmasına rağmen Felicity Jones'u bütün listelerde görmek mümkün... Felicity Jones kuşkusuz iyi bir oyuncu. 2015'te “Her Şeyin Teorisi”yle Oscar'a bir kez aday da olmuştu. Ama insanların daha filmi bile görmeden onu adaylar arasında göstermesinin tek nedeni iyi bir oyuncu olması değil, filmin konusu...

“On the Basis of Sex”, kadın ayrımcılığına karşı mücadele eden genç hukukçu Ruht Bader Ginsburg'un gerçek hikâyesini anlatıyor. #MeToo hareketinin gündemde olduğu bir döneme cuk oturan içeriğiyle Akademi'nin görmezlikten gelemeyeceği bir film... Dolayısıyla, belki filmin değil ama en azından Felicity Jones'un adaylar arasına gireceği tahmin ediliyor. Film, ABD'de 25 Aralık'ta gösterime girecek.

Melissa McCarthy – Can You Ever Forgive Me?

Sinema yazarlarının, seyircilerin, kısaca bütün tahmincilerin “banko” adaylarından biri... Şu sıralar yer almadığı çok az tahmin listesi var. Bunun en önemli nedeni, hiç kuşkusuz filmde gösterdiği performansla başta eleştirmenler olmak üzere herkesi etkilemesi...

Rol için geçirdiği fiziksel değişim bir yana, role getirdiği yorumla da öne çıkıyor. Sadece bir komedi oyuncusu olmadığını, çok farklı karakterler canlandırabileceğini bir kez daha kanıtlıyor. Gözden düşmüş, modası geçmiş biyografi yazarı Lee Israel'in hayata tutunmak için ahlak dışı yollara sapmasını anlatan filmde, McCarthy kariyerinin en iyi performanslarından birini çıkarıyor. McCarthy 2012'de “Nedimeler”le aday olmuş ama kazanamıştı. Film, ABD'de 19 Ekim'de gösterime girecek.

Glenn Close – The Wife

Filmler görücüye çıkmadan önce yapılan “erkenci tahmin listeleri”nin büyük çoğunluğunda adı yoktu aslında.... Ne var ki, Björn Runge'nin yönettiği “The Wife”ın gösterime girmesiyle birlikte favori isimlerden biri haline geldi.

Meg Wolitzer'in aynı adlı romanından sinemaya uyarlanan film, yıllar boyunca yazar eşi Joe Castleman'in gölgesinde kalmış Joan'ın öyküsünü anlatıyor. Joan, 40 yıl boyunca hayatını eşine adamış, onun uğruna kendi hayallerinden ve hayatından vazgeçmiş, sadakatsizliklerini hep affetmiştir. Ama kuşkusuz onun da bir dayanma noktası vardır... Daha önce Oscar'a 6 kez aday olan ama kazanamayan Glenn Close'un 7'nci adaylığı ufukta görünmüş durumda.

Lady Gaga – Bir Yıldız Doğuyor

Meseleye dışarıdan ya da uzaktan baktığınızda “Lady Gaga'nın bu listede ne işi var?” diyebilirsiniz. Oyunculuk deneyimi sınırlı bir pop starın başrolde oynadığı ilk filmle sinema endüstrisinin en büyük ödüllerinden birine aday olması kuşkusuz çoğu kişiye hâlâ imkânsız geliyor.

Ama Akademi'nin bu tür “başarı öyküleri”ni çok sevdiğini, kariyere ya da geçmiş deneyimlere değil sadece filmdeki performansa odaklandığını unutmamak gerek... Üstelik “Bir Yıldız Doğuyor”un bu kadar sevilmesinin, Oscar ödüllerinin favorilerinden biri olmasının nedenlerinden biri, oyunculuk performansları... Dolayısıyla, Lady Gaga'nın aday olma şansı az değil. Film kariyeri düşüşe geçmiş usta bir müzisyenle şöhret basamaklarını hızla tırmanan genç bir şarkıcının ilişkisini anlatıyor... Film, Türkiye'de 19 Ekim'de gösterime girecek.

Saoirse Ronan – Mary Queen of Scots

Fragmanını bir yana bırakırsak “Mary Queen of Scots” hâlâ bir kapalı kutu... Eleştirmenler henüz seyretmiş ve yorumlamış değil. Buna rağmen Saoirse Ronan, birçok sinema yazarının en iyi kadın oyuncu dalında favori gösterdiği oyunculardan biri...

Neden derseniz, bunu Akademi'nin Saoirse Ronan ve “İngiliz kraliyet filmi” hayranlığına bağlamak mümkün. 1994 doğumlu Ronan, Oscar'a daha önce üç kez aday oldu. Josie Rourke'un yönettiği bu iddialı tarihsel dönem filmiyle neden olmasın? Ronan, filmde kuzeni Elizabeth'i tahttan indirmeye çalışan İskoç Kraliçesi Mary'yi canlandırıyor. Bu arada filmde Elizabeth'i oynayan Margot Robbie'ye şans verenlerin sayısının az olmadığını da belirtelim. Film, ABD'de 7 Aralık'ta, Türkiye'de 1 Şubat'ta gösterime girecek.

Olivia Colman – The Favourite

Bundan birkaç ay önce, Yunan yönetmen Yorgos Lanthimos'un “The Favourite” adlı tarihi dönem filminin ödül sezonuna damgasını vuracağını tahmin etmek kolaydı. Ama başrollerdeki üç kadın oyuncudan hangisinin ödüllerde öne çıkacağını kestirmek çok zordu. Film gösterime girmeden önce Emma Stone ve Rachel Weisz'a daha çok şans verilirken şimdi durum değişti...

Özellikle filmi seyreden eleştirmenlerin tahmin listesine bakıldığında, Olivia Colman'ın yükselen isimlerden biri olduğunu görmek mümkün. 1974 doğumlu, deneyimli İngiliz aktris Colman, filmde imparatorluğu yönetme işlerini en yakın arkadaşına bırakmış Kraliçe Anne'i canlandırıyor.

Yalitza Aparicio - Roma

Meksikalı genç oyuncu hakkında an itibarıyla çok fazla şey bilinmiyor. Tek bilinen, “Roma”nın başrollerinden birinde oynadığı ve filmi seyreden eleştirmenlerin hemen hemen hepsinin hayranlığını kazandığı...

Meksikalı yönetmen Alfonso Cuaron'un Neflix yapımcılığında çektiği “Roma”, 1970'li yıllarda Mexico City'de yaşayan bir ailenin hikâyesini anlatıyor. Venedik, Telluride ve Toronto gibi önemli festivallerde gösterilen film, şu günlerde Oscar'ın en büyük adaylarından biri. Böylesi harika kadın oyuncu performanslarının olduğu bir yılda Aparicio'nun Oscar'da ilk 5'e girebileceğini düşünmeyenler hâlâ var ama filmi görenlerin büyük çoğunluğunun onsuz bir tahmin listesi hazırlamadığını belirtelim.

Viola Davis – Dul Kadınlar

Akademi, onu en başından beri seviyor ve başarılı performanslarını Oscar'a aday göstermekte hiç nazlanmıyor. 2009'da “Doubt”, 2012'de “The Help” ile Oscar'a aday olan Viola Davis, ödülü 2017'de “Fences”le kazanmayı başardı.

İki yıl sonra Steve McQueen'in yönettiği “Dul Kadınlar”ın (Widows) başrolüyle karşımıza gelirken adı yine Oscar'ın en güçlü adaylarından biri olarak geçiyor. 1965 doğumlu Davis filmde, bir soygun sırasında hayatını kaybeden kocasının borçlarını ödemek için diğer soyguncuların eşleriyle birlikte harekete geçen Veronica adlı bir kadını canlandırıyor. Filmi Toronto'da seyreden birçok sinema yazarı, Davis'in gösterdiği mükemmel performansla ilk 5'e girmesi gerektiğini düşünüyor. Film, Türkiye'de 16 Kasım'da gösterime girecek.

Nicole Kidman - Destroyer

Daha çok televizyon ağırlıklı işler yapan Karyn Kusama'nın yönettiği suç filmi “Destroyer”da Nicole Kidman, bir Los Angeles polis dedektifini canlandırıyor... 31 Ağustos'da Telluride, 7 Eylül'de ise Toronto film festivallerinde seyirciyle buluşan ”Destroyer”ın en önemli kozu kuşkusuz Nicole Kidman.

Daha önce 4 kez aday olduğu Oscar'ı 1 kez kazanan Kidman, yine çok farklı bir karakter canlandırıyor. En önemli avantajı her zaman olduğu gibi etkileyici performansı ve fiziksel olarak kendini değiştirebilmesi. Dezavantajı ise filmin öyle çok fazla beğenilmemiş olması... Yine de Kidman, her zaman olduğu gibi bir kez daha Oscar'ın doğal favorilerinden biri.

Kiki Layne – If Beale Street Could Talk

“Ay Işığı”yla tanıdığımız Barry Jenkins genç yetenekleri bulup çıkarmasını bilen bir yönetmen. James Baldwin'in romanından uyarladığı yeni filmi “If Beale Street Could Talk”ın başrolünde oynayan Kiki Layne de Jenkins'in yeni keşiflerinden biri... Filmin 9 Eylül'de Toronto'da gerçekleşen dünya prömiyeriyle birlikte 26 yaşındaki aktrisin yükselişi de başlamış oldu.

İlk önemli rolünün altından başarıyla kalkan ve çok olumlu tepkiler alan Layne, Ohio'lu orta halli bir ailenin kızı. Tiyatro kökenli bir oyuncu olan Layne, filmde canlandırdığı Tish Rivers rolü için tam 300 adayın arasından seçildi. Bir anda Oscar'ın favorilerinden biri olan Kiki Layne filmde, haksız yere suçlanan kocasının adını temize çıkarmak için çaba gösteren hamile bir kadını canlandırıyor.