"Atomun içindeki enerjiye ihtiyacımız var''

Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Başkanı Hüseyin Semerci, ''Enerji her şeydir. Artık sadece fosil yakıtlara dayalı enerji ile modern yaşamın sürdürülebilir olmadığı kanıtlanmış durumda. Atomun içindeki enerjiye Türkiye'nin ihtiyacı var'' dedi.

Semerci, yaptığı değerlendirmede, Türk imalat sanayinin ''en genç'' ve ''en dinamik'' sektörleri arasında başı çeken plastik sektörünün önemli sorunlarından birinin enerji olduğuna işaret ederek, sektörün üretim maliyetleri incelendiğinde, enerjinin, ham maddeden sonra ikinci büyük gider kalemi oluşturduğunun görüldüğünü ifade etti.

Türkiye'nin 2023 yılında dünyanın ilk 10 ekonomisi içine girmesinin hedeflendiğini anlatan Semerci, ekonomik büyümenin kilit noktası olan enerji sorununu çözmeden bu hedeflere ulaşmanın ''hayalden öteye gidemeyecek bir durum'' olarak ortaya çıktığını kaydetti.

Semerci, şu görüşleri dile getirdi:

''Mevcut yöntemlerle Türkiye'nin enerji üretiminin yeterli olmaması ise maliyetlerin katlanmasının, yani enerjinin maliyetinin yükselmesinin ana nedeni olarak görülüyor. 2030 yılında dünya enerji talebinin bugüne oranla yüzde 60 artacağı, aynı zaman diliminde Türkiye'de ise artış oranının yüzde 160 olacağı öngörülüyor. Bugün ABD'de kişi başına yıllık enerji tüketimi 14 bin kilovat saat seviyesinde. OECD ortalaması 8 bin 500, Fransa'da 7 bin 700, bizde ise 2 bin 400 kilovat saat... Türkiye'nin muhtelif büyüme senaryolarına göre yapılan hesaplarda, her yıl en az 12 milyar kilovat saat ek enerjiye ve yıllık 4-5 milyar dolarlık yatırıma ihtiyacı olduğu öngörülüyor''

Türkiye'nin, kaynakları itibarıyla ''enerji yoksulu'' bir ülke olduğunu öne süren Semerci, ''Sanıldığı gibi akarsu zengini değiliz. Kömür kaynaklarımız yetersiz ve kalitesiz. Petrol ve bileşenleri ise dış ticaret açığımızın en ciddi yarası'' ifadesini kullandı.

NÜKLEER SANTRALLER

Hüseyin Semerci, hükümetin gündeminde olan iki nükleer santralin 85 milyar kilovat saat enerji üreteceğini, bu miktarda enerjinin doğalgazdan üretilmesinin faturasının 4 milyar dolar olacağını belirterek, aynı miktardaki üretimin nükleerle yapılması durumunda ise maliyetin 320 milyon dolar gibi ''oldukça düşük bir seviyede'' gerçekleşeceğini bildirdi.

Bu rakamlar ve mevcut enerji ihtiyacının, Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşmak için ''nükleer enerjiye mahkum'' olduğunu gösterdiğini savunan Semerci, şunları kaydetti:

''Bugün Fransa enerji ihtiyacının yüzde 75'ini, Amerika ise yüzde 25'ini nükleer enerjiden karşılıyor. Plastik sanayicileri olarak, hükümetin nükleer enerji alanındaki politikalarını sonuna kadar destekliyoruz.

Son dönemin iki büyük nükleer kazalarına bakarsak, Fukuşima 40 yıl önceki teknolojiyle yapılmış bir santral, Çernobil'in ise hizmete giriş tarihi 1972. O da 40 yıllık bir santral ve o zaman için bile emsallerine kıyasla eski teknoloji ürünüydü. Dünyamızda 1955'den bu yana nükleer enerjiden faydalanılarak elektrik üretiliyor.''

Semerci, en pahalı enerjinin ''boşa giden enerji'' olduğunu ifade ederek, nükleer enerjiyi yoğun kullanan sanayileşmiş, zengin ülkelerin 1970'lerden itibaren enerji verimliliği uygulamalarına başladığını bildirdi.

Türkiye elektrik tüketiminin yüzde 45'inin sanayi, yüzde 25'inin konut, yüzde 30'unun ise ticarethanelerde gerçekleştiğini anlatan Semerci, yapılan hesaplarda Türkiye'nin, binalarda yüzde 30, sanayide yüzde 20 ve ulaşımda yüzde 10 tasarruf potansiyeline sahip olduğunun belirtildiğini kaydetti.

Semerci, ''Son 10 yılda yüzde 10 tasarruf edilebilmiş olsaydık, ülke kasamızda 25 milyar dolar biriktirmiş olacaktık. Enerji her şeydir. Artık sadece fosil yakıtlara dayalı enerji ile modern yaşamın sürdürülebilir olmadığı kanıtlanmış durumda. Atomun içindeki enerjiye Türkiye'nin ihtiyacı var'' ifadesini kullandı.

AA