Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem İnanç İstanbul Cuma namazı saati! 20 Eylül 2019 Diyanet İstanbul, Ankara, İzmir il il cuma namaz saatleri

        İstanbul Cuma namazı saati, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yayınladığı haftalık ezan ve namaz saatleri tablosunda yer aldı. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın tüm camilerde okunması için yayımladığı Cuma Hutbesi'nin teması "Tevazu İnsanı Yüceltir" olarak duyurdu. İşte 20 Eylül Diyanet Cuma Hutbesi ve il il Cuma namazı saati ile İstanbul Cuma saati...

        İSTANBUL CUMA NAMAZI SAATİ - 20 EYLÜL2019

        Diyanet İşleri Başkanlığı'na göre 20 Eylül İstanbul Cuma namaz saati 13:03 oalrak belirlendi. İşte İstanbul'un haftalık ezan ve namaz saatleri takvimi ise şöyle;

        Miladi Tarih İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı
        20 Eylül 2019 Cuma 05:16 06:42 13:03 16:30 19:14 20:34
        21 Eylül 2019 Cumartesi 05:17 06:43 13:02 16:29 19:12 20:32
        22 Eylül 2019 Pazar 05:18 06:44 13:02 16:27 19:10 20:30
        23 Eylül 2019 Pazartesi 05:20 06:45 13:02 16:26 19:09 20:28
        24 Eylül 2019 Salı 05:21 06:46 13:01 16:25 19:07 20:27
        25 Eylül 2019 Çarşamba 05:22 06:47 13:01 16:24 19:05 20:25
        26 Eylül 2019 Perşembe 05:23 06:48 13:01 16:23 19:04 20:23

        DİYANET CUMA HUTBESİ (20 EYLÜL2019)

        TEVAZU İNSANI YÜCELTİR

        REKLAM

        Muhterem Müslümanlar!

        Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Rahmân’ın has kulları o

        kimselerdir ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler…”1

        Okuduğum hadis-i şerifte ise Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Kim

        Allah için huşûundan dolayı tevazu gösterirse, Allah onu kıyamet gününde yüceltir. Her kim kibrinden dolayı böbürlenirse Allah da onu kıyamet gününde alçaltır.”

        Aziz Müminler!

        Kamil bir imanın hayatımızdaki en büyük tezahürü, salih amelle birlikte güzel ahlak sahibi olmaktır. Zira güzel ahlak, dünyamızı aydınlatan ve ahiretimizi cennete çeviren en kıymetli sermayemizdir. Bizler, sonu cennet olan bir hayatın ancak güzel ahlakla tamamlanacağına inanırız. Rabbimiz katında bizleri yüceltecek olan bu ahlaki

        güzelliklerin başında ise tevazu gelir.

        REKLAM

        Tevazu, alçakgönüllü olmaktır. Kendini beğenmişlikten ve böbürlenmekten uzak durmaktır. Gurur ve kibirden arınmış bir hayatı benimsemektir. Yaratılmış her bir canlıya saygı, şefkat ve merhamet göstermek, kibar davranmaktır

        Kıymetli Müslümanlar!

        Biz müminler, tevazuu Peygamber Efendimizden öğrendik. O, daima sade bir hayat

        sürdü. İnsana, insan olduğu için değer verdi. Mütevazı olmanın, cennet ehlinin özelliklerinden biri olduğunu bildirdi.4 Müslüman bir kardeşimizi küçük görmenin kötülük olarak bizlere yeteceğini hatırlattı.

        Resûl-i Ekrem (s.a.s) bir hadis-i şeriflerinde tevazu sahibi olmanın insanı Allah

        katında yücelten bir vasıf olduğunu bizlere şöyle haber vermiştir: “…Allah, bir kulun hoşgörülü olması sebebiyle izzetini artırır, Allah için tevazu gösteren kişiyi ise yüceltir.

        Değerli Müminler!

        Sevgili Peygamberimizi kendisine örnek alan mütevazı bir mümin, bütün nimetlerin asıl sahibinin Yüce Rabbimiz olduğunun bilincindedir. Sahip olduğu her bir nimetin aynı zamanda kendisinin bir imtihanı olduğunun farkındadır. Mümin, elindeki bütün imkânları Allah’ın rızasını kazanmak için seferber eder. Makam ve mevkii, şöhret ve zenginliği ne olursa olsun kendini diğer insanlardan farklı bir konumda görmez. Allah

        katında üstünlüğün ancak takvada olduğuna inanır.

        REKLAM

        Aziz Müslümanlar!

        İslam, bir yandan müminin ruhuna alçak gönüllü olmayı nakşederken, diğer taraftan kibirden olabildiğince uzaklaşmasını hedefler. Çünkü kibir, Peygamberimizin ifadesiyle “Hakikati inkâr etmek ve insanları küçük görmektir.” Kibirli insan, dünyanın kendi etrafında döndüğünü zanneder. İnsanları küçümseyerek onlardan yüz çevirir. Oysa mümin, hangi sebeple olursa olsun hiç kimseyi hakir görmemelidir. Nitekim Resûl-i Ekrem (s.a.s) bu konuda bizleri şöyle uyarmıştır: “Allah bana, mütevazı olup birbirinize karşı övünmemenizi ve birbirinize karşı haddi aşan davranışlarda bulunmamanızı vahyetti.”

        Kıymetli Müminler!

        Mümin, her işinde olduğu gibi tevazuda da aşırıya kaçmaz. Zira mümin, tevazu içinde bir hayat yaşamakla yükümlü olduğu kadar kendisinin ve Müslüman kardeşlerinin şeref ve haysiyetini korumakla da görevlidir. O, müminleri hakir görenlere karşı asil ve vakur duruşunu muhafaza eder. Müslümanların şeref ve izzetini korumak için var gücüyle çalışır. Yüce Rabbimizin “Muhammed, Allah’ın Resûlü’dür. Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı kararlı ve tavizsiz, birbirlerine karşı da merhametlidirler...” buyruğuna gönülden bağlanır.

        Muhterem Müminler!

        Hayatımızın her alanında tevazuu kuşanalım. Hiç kimseyi incitmeyelim. Fani dünyanın geçici heveslerine aldanarak birbirimizi üzmeyelim. Dünyamızı zindana, ahiretimizi cehenneme çevirecek olan kibirden, gururdan ve riyadan sakınalım. İnsanları küçümseyerek onlara surat asmayalım. Yeryüzünde böbürlenerek yürümeyelim. Unutmayalım ki Yüce Rabbimiz, kibirlenen ve

        kendisiyle övünen kimseleri sevmez.

        Haberi Hazırlayan: Fatih Berktaş
        Şurada Paylaş!
        Yazı Boyutu

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ

        Habertürk Anasayfa