Çocuğunuzun özgüvenini artırmanın 4 yolu
Yeni bir çevreye girmek çocuklarda öncelikle heyecan yaratır ancak bir süre sonra kendisini herkesle karşılaştırmaya başlayabilir. Bu karşılaştırmalar ise özgüvenini zedeleyebilir. Doğru yaklaşım sayesinde onları kendine güvenen küçük bireyler haline getirmemiz mümkün.
Kreş ve anaokulu oyun üzerine kurulu bir yapıdır. Oysa ilkokulla birlikte artık çocuklarımız farklı deneyimler kazanmaya başlarlar. Sınıf içinde bir okuma parçasını yüksek sesle okumak, matematik problemini çözmek için tahtaya kalkmak, beden dersinde hareketleri yapabilmek, sınav sonuçları ve çok daha fazlası. Bu deneyimler her zaman kolay geçmeyebilir. Özellikle de sınıfta kendisinden daha iyi öğrenciler varsa
Uzmanlar çocukların kendilerini sınıf arkadaşlarıyla karşılaştırmalarının normal olduğunu belirtiyorlar. Bu aslında gelişimlerinin bir parçası. Ancak bu noktada dikkat edilmesi gereken, kendine olan güvenini kaybetmesine izin vermemek. Başarısız ve yetersiz hissetmesi tüm okul hayatını etkiler, karşılaştırmayı doğru yapmak ise çocuğun zihin gelişimi için önemlidir.
Gerçekçi olun
Kendisini bir konuda karşılaştırmaya başladığında çocuğunuza karşı dürüst olun. Yeteneklerini abartarak ya da olduğundan daha iyiymiş gibi davranarak çocuğunuzu inandıramayacaksınız. Ciddiye almamak, önemsememek, “kimin umurunda” yaklaşımı da fayda sağlamayacaktır çünkü kimsenin değilse bile onun umurunda… Gözlemlerini dikkate aldığınızı hissettirin ve sonuç yerine sürece odaklanmasını sağlayın. “Arkadaşının matematik sınavının sonuçları senden iyi çünkü o dönem başında özel ders almaya başladı.” Sonucun bir süreçten geldiğini, daha iyi olmanın yolunun daha çok çalışmaktan geçtiğini öğrenmesi, bu karşılaştırmaların pozitif yanlarını ortaya çıkartacaktır.
Derine bakın
“O benden daha iyi” cümlesini duyduğunuzda mutlaka derine bakın ve neden böyle düşündüğünü sorun. Çocuklar duydukları ve gördükleri şeyleri bazen yanlış yorumlayabilirler, bu bilginin işlenmesi sürecinin beyinde devam etmesinden kaynaklanır. Bu öğretmeninin sınıfta kullandığı bir cümleden ya da arkadaşlarından duyduğu bir ifadeden çıkmış olabilir. Bir başka neden ise yardıma ihtiyacı duymasıdır. Örneğin arkadaşı ondan daha iyi okuyabiliyordur, bu çocuğunuzun okumasını geliştirmek istediği anlamına gelir. “Madem arkadaşın daha iyi okuyor o zaman biz de seninle okuma çalışır, onun kadar iyi okumayı öğreniriz” gibi yaklaşımlar doğru olacaktır. Eğer sorun kıyafetlerinin daha güzel olması, daha fazla arkadaşının olması gibi sosyal karşılaştırmalarsa, bu durumda öğretmeni ile konuşmak mantıklıdır. Sınıftaki sosyal ilişkilerin kurulmasında öğretmenin yardımcı olması önemlidir.
Kullandığınız kelimeleri dikkatli seçin
Yanlışlıkla ağzınızdan çıkabilecek bir arkadaş karşılaştırması, çocuğunuzun özgüvenini zedeleyebilir. Sınıf arkadaşları ayakkabılarını kendileri bağlayabilirler, bunu yapamıyor olması çocuğunuzun geride kaldığı anlamına gelmez. Başkalarıyla karşılaştırmak yerine çocuğunuzun yapabildiklerine ve öğrenmesi gerekenlere odaklanmak daha doğrudur.
Kişisel gelişimine odaklanın
Çocuğunuzun asıl rekabete kiminle girmesi gerektiğini öğretin; kendisiyle… Bundan 1 yıl önceki, 3 ay önceki, geçen haftaki kendisi, en büyük rakibidir. Çocuk kendisini geliştirmeye, kendisini geçmeye ve bir önceki denemeden daha iyisini yapmaya odaklandığında rekabet de sağlıklı hale gelir. Çocuklar, kendilerini ölçmek için çevrelerini kullanırlar, onlara asıl ölçünün ne kadar ilerleyebildikleri olduğunu göstermek de bizlerin görevidir. “Daha henüz birkaç ay öncesine kadar okumayı bilmiyordun, şimdi ayda 1 kitap okuyorsun, şimdi bu ay bakalım kaç kitap okuyabileceksin…” Örnekleri çoğaltarak, nereden nereye geldiğini gösterebilir ve bir sonraki hedefi de işaret edebilirsiniz.
