Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık “Oyunda ben de varım” diyen iki kadının başarı hikayeleri!

        8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde bu iki özel bilim kadını sadece işleriyle değil “çalışan kadınlar” olarak elde ettikleri başarılarla da umudumuzu artırıyorlar. “Neden” diye sorarsanız, Türkiye’de her 10 kadından sadece 3’ünün iş gücüne katıldığını bilmelisiniz. En kötüsü, bu konuda arayı kapatacak hızlı bir ilerleyişimizin olmayışı. 20 yılda kadınların işgücüne katılımları sadece yüzde 2.2 oranında artmış. Bu durum karnemizin zayıflarla dolu olduğu anlamına geliyor. Hal böyle olunca zorlukları aşarak “Oyunda ben de varım!” cümlesini kurabilen kadınların bu çabalarını anlamaya ve anlatmaya daha çok ihtiyacımız var. İşte 3D teknolojisiyle kişiye özel vücut parçaları üreten dünyaca ünlü bir merkez olan METÜM’ün başındaki isim Prof. Dr. Simel Ayyıldız ve bakteriyel kaynaklı idrar yolu enfeksiyon tayini yapıp ön tarama testi olarak kullanılabilecek akıllı bebek bezi geliştiren, şimdi ise çocuğunun beslenmesinden veya diyabeti olduğundan şüphe duyan ebeveynleri ilgilendiren çalışmaların heyecanı içinde olan Prof. Dr. Özlem Balcı Ekmekçi. Yaptıkları ile tüm kadınlara ilham vermeleri en büyük dileğimiz...

        PROF. DR. SİMEL AYYILDIZ

        YAŞAMA DOKUNAN O MERKEZİN BAŞINDAKİ İSİM

        Türkiye'de METÜM diye bir merkezin varlığını kaçımız biliyor? Çok tanınmamaları onların değil bizim ayıbımız. Çünkü yaptıkları işler hayret ve ayakta alkışlama isteği yaratıyor insanda. Dünya çapında gurur kaynağımız olan bu merkezin başında, başarılarıyla adından söz ettiren bir kadın var. O kadın Prof. Dr. Simel Ayyıldız. Önce “Ne yapar bu merkez” sorusuna yanıt verelim; Yaralanma sonucu kafatasında bakması bile zor boşluklar olan Azeri Yaşar Ağayev’i hatırlarsınız belki.

        Başından şapkasını çıkartamadan sürdürüyordu yaşamını. SBÜ Gülhane Medikal Tasarım ve Üretim Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde (METÜM) yapılan tasarım ve uygulamayı gerçekleştiren hekimlerin başarısı ile yeni bir hayata adım atmış ve eski haline dönüşüyle ağzımızı açık bırakmıştı. Bu örnekten de anlaşılacağı gibi Medikal alanda 3D tasarım ve üretimlerin yapıldığı bir merkezden söz ediyoruz. Travma ya da tümörler nedeniyle kaybedilen sert dokuların yerine 3D eklemeli imalat teknolojisiyle kişiye özel medikal implant üretimi yapılıyor burada. Yaptıkları özel ve nitelikli işler öyle dokunuyor ki yaşamlara, Yaşar Ayağev gibi kişiler şapkalarını çıkartıp yeniden gülümseyebiliyor hayata. Bugüne kadar 100’ün üzerinde kişinin yaşamına dokunup “olmaz” deneni “olur” yapmışlar. İşte Simel Ayyıldız böyle bir merkezin müdürü. 2010 yılında Gülhane Askeri Tıp Akademisi döneminde Yrd Doçent iken adını ilk kez duyduğu bir kavram olan “3D katı modelleme” ile tanışmış. 2011 yılında Türkiye’nin ilk ve tek, dünyanın ise sayılı merkezlerinden olan METÜM’ de müdür yardımcısı olmuş. 2010-2012 yılları arasında ise bu merkezde yazılım, tasarım ve üretimler konusunda gerekli sertifikalı eğitimleri almış. Alanındaki başarılar nedeniyle pek çok üniversite ve özel kuruluşa örnek olmuş bu merkez.

        ASLINDA BİR DİŞ HEKİMİ

        O aslında bir diş hekimi. Hem SBÜ Gülhane Diş Hekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi AD’da öğretim üyesi görevini sürdürüyor hem de bu özel merkezde görev yapıyor. “Diş hekimi olmam bazen işimi zorlaştırsa da malzemeleri daha hızlı ve iyi tanımamı, hekimlerin isteklerini daha kolay anlamamı sağlıyor. Tasarlanan ve üretilen medikal implantlar sayesinde sağlığına kavuşan hastaların mucizelerine tanıklık etmek ve hekimlerden güzel geri dönüşler almak işimin en büyük mükafatı” diyor. 2016 yılında Gülhane’nin Sağlık Bilimleri Üniversitesi’ne devredilmesiyle METÜM müdürü olarak merkeze atanıyor. “Teknolojik merkezimiz üniversitemizin de desteğiyle hızla büyüdü ve Türkiye çapında daha tanınır hale geldi. Böylece daha çok insanın sağlığına dokunmaya başladık ve aldığımız heyecan verici sonuçlarla gururlandık. Bu anlamda zorlu ancak güzel bir tecrübe olan METÜM gibi bir merkezin yöneticisi olmaktan sadece kendi adıma değil ülkem adına da gurur duyuyorum. Sadece yurt içinden değil yurt dışından gelen tüm akademisyen, yönetici ve araştırmacılar merkezimizi ve yaptıklarımızı gördüklerinde hayran oluyorlar. Umarım ilerleyen süreçte METÜM’ u yurt dışında adından gururla söz ettiren ve ülkemizi en iyi şekilde temsil eden bir kuruluş olarak daha da ileri götürebiliriz” diyor.

        MESAİSİ HİÇ BİTMİYOR

        Bu başarının mimarı olan kadının mesaisi bu kadarla bitmiyor. Akşam eve gittiğinde hiç çalışmamış, hiç yorulmamış gibi iki çocuğuna annelik görevlerini yapmaya devam ediyor. Şikayet etmiyor ama erkek egemen toplumda varlığını devam ettirmek isteyen kadınların güçlü olmaları gerektiğine inanıyor. Hem akademisyen hem bilim insanı hem de kadın yönetici olmanın zorluklarının farkında.”Tüm zorluklarına karşın kadın olmaktan çok büyük mutluluk duyuyorum” cümlesi ise kadının gücüne olan inancımızı pekiştiriyor.

        SAĞLIKTA FARK YARATAN KADIN:PROF. DR. ÖZLEM BALCI EKMEKÇİ

        “NEDEN” SORUSUNUN PEŞİNİ BIRAKMAYAN BİLİM İNSANI

        O hayallerini gerçekleştirip hedeflerine ulaşan biri. En büyük hayali öğrenciliğinin geçtiği anfilerde bir öğretim üyesi olarak görev yapmakmış. Her cümleye “neden” “niçin” diye başlayan, hiperaktif ve biraz da aykırı bir çocukluğu olmuş. O çocuk yeni bir şey bulma heyecanı taşıyan, araştıran, hedef koyan, başarısızlığa rağmen denemeye devam eden ve yılmayan bir yetişkin artık. Söz ettiğimiz kişi Prof. Dr. Özlem Balcı Ekmekçi. Biz onu “akıllı bebek bezi” buluşu ile tanıdık. Oysa İstanbul Üniversitesi - Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi olarak öğrenci yetiştiriyor, uzun yıllardır Türk Biyokimya Derneği yönetim kadrosunda görev yapıyor. Birçok projesi ve çok sayıda makalesi var. Öğrenci-asistan eğitimi ve hastane hizmetinde görev almakla kalmıyor ve tıp camiasına akademisyen olarak biyogirişimci kimliğiyle de hizmet veriyor. Bir öğretmen kızı olarak hem kendi çocuklarına hem de öğrencilerine her fırsatta sorgulayabilmeyi ve hayatta tek bir doğrunun olmadığını dile getiriyor. Çünkü biliyor ki ilerlemenin yolu sorgulayan ve yaşama tek bir pencereden bakmayan gençler yetiştirmek.

        ÇALIŞMALAR TOZLU RAFLARDA KALMAMALI

        Kadınların hem bilim hem iş dünyasında etkin görev yapmasının çok önemli olduğunu düşünüyor. Ona göre yapılan akademik çalışmalar tozlu raflarda kalmamalı. Bu bağlamda üniversite - sanayi işbirliği kapsamında ciddi sorunlara kolay ve hızlı çözümler üretebilmeyi hedefliyor. Meslektaşı Prof. Dr. Zeynep Banu Güngör ile bakteriyel kaynaklı idrar yolu enfeksiyon tayini yapan ve ön tarama testi olarak kullanılabilecek bir bebek bezi geliştirme çalışmasına öncülük etmişler. Bu projenin Türkiye ve birçok ülkede büyük beğeni topladığını ve bu kapsamda gelen ülke temsilcilikleri ve ortaklık taleplerinin kendileri açısından gurur verici olduğunu söylüyor. “Bu ürün ile amacımız ailelerde erken farkındalık yaratarak hastaların hekime hızlı şekilde yönlendirilmelerini sağlamak ve gereksiz antibiyotik kullanımını önlemek” diyor.

        HEYECAN UYANDIRAN YENİ ÜRÜNLER YOLDA

        İkilinin bu projenin yanı sıra üzerinde çalıştıkları ve ses getireceğine inandıkları farklı projeleri de var. Prof. Dr. Özlem Balcı Ekmekçi, “Çocuğunun beslenmesi ile ilgili endişesi olan ebeveynler ya da çocuğunda diyabet olduğundan şüphe edenler bu konuda geliştirdiğimiz ve toplum sağlığına hizmet eden ürünleri çok yakında piyasadan temin ederek bu sorunların farkına erken varma imkanı bulabilecekler” diyor.

        “HER KADIN GİBİ BEN DE ÇOK GÜÇLÜYÜM”

        Sağlık alanında hizmet veren bir kadın akademisyen ve anne olarak öncelikli amacının, annelere çocuk sağlığı açısından yardımcı olabilecek yeni projeler yapmak olduğunu söyleyen Ekmekçi devam ediyor; “Akademisyenlik aslında dünyanın en zevkli işlerinden biri. Birçok hayata dokunup birçok kişinin rol modeli olarak hep dinamik de kalsanız özverili ve fedakar olmak zorundasınız. Akademik üretkenliğin en yoğun olduğu zaman diliminde çocuklarınıza zaman ayırmanız, onları hayata hazırlayıp bir anne olduğunuzu da unutmamanız gerek. Topluma hizmet etmeyi amaç edinen bizler, başarılı ve idealist iş kadınları olmanın yanında iyi anne ve iyi evlat olma görevini yerine getirme çabasındayken bazen kendimize geç kalıyoruz. Bunlara tanıklık etmeme rağmen kendi adıma, insanlığa yararlı olabilmek için çıktığım bu yolda kadın olmanın zorluğunu yaşamadığımı söylemek isterim. Daha yolun başındayım ve biliyorum ki daha gidilecek çok yolum ve imza atacağım çok işim var. Kısacası ben de her kadın gibi güçlüyüm ve hayal ettiklerimi başarabileceğime dair sonsuz bir inanç duyuyorum.”

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa