Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Aref'i ısıran yılanın cinsi neydi? Yılan ısırığı hangi durumda tehlikelidir? Aref'in son sağlık durumu

        İllüzyonist Aref Ghafouri, 15 Temmuz günü sihirbazlık gösterilerinde kullandığı kobra yılanı (Naja Haje Legionnis, Moroccon Cobra) tarafından ısırıldı. 1,5 yıldır beslediği yılan tarafından ısırılan Aref için Türkiye'de gerekli panzehir bulunamadı, yılan zehirlenmelerine karşı antidot temini için hemen harekete geçildi. Ancak Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından yapılan çalışmalarda andidotun Mısır’da olduğu bilgisine ulaşılması üzerine Aref Ghafouri, Mısır'a gönderildi. Aref'in sağlık durumunun düne göre daha iyi olduğuöğrenildi.

        Gündemi oldukça meşgul eden bu konu üzerine kafalarda soru işaretleri oluştu. Neden bu panzehir Türkiye'den temin edilemedi? Aref'in beslediği yılanın zehri neden çıkartılmadı? Bu tehlikeli yılanlar kanalizasyonlardan evlerimize girebilir mi? Olası bir yılan ısırığı durumunda neler yapacağız? Merak edilen bu soruların yanıtlarını HABERTÜRKokuyucuları için derledik.

        1,5 YILDIR AYNI YILANI KULLANAN AREF NEDEN YILANIN ZEHRİNİ ALDIRMADI?

        Sağlık Bilimleri Üniversitesi Sultan Abdülhamit Han Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servis Sorumlusu Doç. Dr. Erdem Çevik, "Yılanın dişi kişinin cildine girdikten sonra, dişin ucundaki zehir cilde zerkeder ve zehirlenme gerçekleşir. Ancak her yılan ısırığı zehirli değildir. Yuvarlak kafa yapısına sahip yılanlar zehirsiz yılanlardır ve bizim ülkemizde bu tip yılanlardan çok fazla bulunuyor. Ancak kobra yılanı, engerek yılanı gibi yılanlar ısırdığı zaman dişlerinin ucundan zehir gönderirler. Bu da kişinin zehirlenmesine yol açar" dedi.

        Aref'in 1,5 yıldır aynı yılanı kullandığı ve buna rağmen neden yılanın zehrini çıkarttırmadığı sorusu üzerine Doç. Dr. Erdem Çevik, şu yanıtı verdi: "Genel olarak söylemek gerekirse birçok yerde yılanları gösteri amaçlı kullanan kişiler, yılanların zehir zerkettiği dişlerini kopartır ya da zehrin vücuda zerketmesini engelleyecek tedbirler alırlar. Bazı yerlerde de bu zehre karşı küçük ısırıklarla bağışıklık sistemi oluşturmaya çalışan kişiler var ama Aref'in kullandığı yılan zehirli miydi, zehri neden alınmadı sorusuna cevap veremiyorum."

        TÜRKİYE'DE EN ÇOK O BÖLGELERDE ZEHİRLİ YILAN VAR!

        Doç. Dr. Erdem Çevik, İstanbul'da bu tip vakalarla çok fazla karşılaşmadıklarını söyleyerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Güney Doğu Anadolu ve Doğu Anadolu'da çok fazla görüyoruz. Şanlıurfa, Gaziantep, Kahramanmaraş, Diyarbakır gibi şehirlerde engerek yılanı oluyor ve buralarda ısırık vakaları da fazla oluyor. Zaman zaman bu bölgelerde yılan ısırığına bağlı ölümlerle de karşılaşıyoruz.

        Yılan sokmalarında en sık karşılaştığımız olumsuzluklardan biri kanama bozukluklarıdır. Yılan, kanamayı engelleyen hücrelere ulaşıyor ve pıhtılaşmayı engelliyor ve vücudun birçok yerinde kanama bulguları ortaya çıkabiliyor. Bu, ciddi zehirlenmelerde gördüğümüz bir tablodur. Isırılan hastalarda çoklu organ yetmezliği görülebilir. Bu hastalara yılan panzehri verilir. Panzehir o ülkede görülen yılanlara karşı hazırlanır. Bu tür vakaların sık geldiği hastanelerde panzehirler bulunur. Kişi, ülkemizde görülmeyen bir hayvan tarafından ısırıldıysa panzehir acil koduyla yurtdışından talep edilir."

        ZEHİRLİ YILANLAR KANALİZASYONDAN EVLERİMİZE GİREBİLİR

        Üsküdar Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölüm Başkanı ve Toksikolog Prof. Dr. Muhsin Konuk, ülkemizde bulunmayan hayvanlara pet shop aracılığıyla sahip olan kişilerin bir süre sonra sıkılıp, onları doğaya veya kanalizasyona bıraktıklarını söyledi.

        Bu canlıların kanalizasyondan evlerimize girebileceğini vurgulayan Prof. Dr. Konuk, çok önemli uyarılarda bulundu: "Pet shoplarda bizim ülkemize ait olmayan Boa yılanı ve başka sürüngen hayvanlar bulunuyor. Bu hayvanlar özenle alınıyor ardından kişiler bakmak istemediklerinde ya hayvanları doğaya ya da kanalizasyon içerisine bırakıyorlar. Eğer bu hayvanların yaşamları devam ederse, evlere girme, dışarda dolaşan insanlara zarar verme riskleri çok fazladır. Özellikle kanalizasyona bırakılan hayvanlar kanalizasyon sistemiyle başka yerlere rahatlıkla ulaşabilirler. Dolayısıyla bizim ülkemize ait olmayan ve özellikle de panzehiri bulunmayan hayvanları almamamız gerekir."

        "Aref şanslıydı, imkanı vardı ve özel uçakla Mısır'a gönderildi" diyen Prof. Dr. Konuk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sıradan bir vatandaş ısırıldığında bu kadar şanslı olabilir miydi bununla ilgili şüphelerim var."

        YILAN ISIRIĞI NASIL TEDAVİ EDİLİR?

        Zehirlenmenin şiddetine göre tedaviler olduğunu açıklayan Doç. Dr. Erdem Çevik, "Eğer ciddi bir zehirlenme mevcutsa hasta geldiği andan itibaren ortaya çıkan anormalliklere yönelik tedbirlerimiz bir de antivenomumuz (panzehir) var. Panzehir, zehirlenmeden dolayı olan etkiyi geri çevirir. Panzehri hastaya damardan uyguluyoruz ama bununla beraber ortaya çıkan anormallikleri de düzeltiyoruz. Örneğin; hastada böbrek yetmezliği geliştiyse buna yönelik tedbirler alıyoruz, kişinin antibiyotik gibi ihtiyaçları oluyorsa bunları yerine koyuyoruz. Şok bulgusu varsa ve tansiyonu düşüyorsa bunları düzeltecek ilaçlarla tedbirler alıyoruz.

        Antivenomun etkinliğini bekliyoruz, antivenom vücuda girdiği andan itibaren zehirle karşı karşıya gelip, zehrin etkisini ortadan kaldırmaya çalışıyor. Ancak antivenom verilen hasta yüzde 100 kurtulacak diye bir şey yok. Hastanın geliş süresi, zehrin etkinliği, kişiye eşlik eden hastalıkların olup olmadığı gibi faktörler, hastanın hastalığa vereceği yanıtı değiştiriyor. Yaşlıların ve beraberinde hastalığı olan kişilerin ilaca verdiği yanıt daha zayıfken, gençlerin tedaviye daha iyi yanıt verdiğini biliyoruz. Tedaviye ne kadar erken başlarsanız, zehri ne kadar çabuk uzaklaştırırsanız o kadar yüz güldüren sonuçlar alıyorsunuz. Ancak süreç ne kadar gecikirse hasta o kadar olumsuz etkileniyor ve bu durum hastanın ölümüne bile neden oluyor" dedi.

        YILAN ISIRIĞINA KARŞI NE YAPMALIYIZ?

        Avrupa İlk Yardım İşbirliği Network Yürütme Komitesi Üyesi ve Türk Kızılayı Eğitim Yönetimi Bölümü Müdür Vekili Elif Taşkın, tropikal bölgeler ve ülkemizdeki yılan çeşitlerinin farklı olduğu gibi, bu yılanlardaki enzimler ve bunların yol açtığı problemlerin de farklı olduğunu, tropikal bölgelerde sistemik (tüm beden) etkiler ön plandayken, ülkemizde genel olarak lokal zehirlenme bulgularının daha belirgin olduğunu söyledi.

        Taşkın, yılan sokmalarında hastaya uygulanacak ilk yardım müdahalesinde koruma önlemlerinin önceliğimiz olması gerektiğine dikkat çekti. "Yaşadığımız bölgedeki yılanları tanımak ve yılan sokması durumunda en yakın antidota (panzehir) nereden ulaşacağımızı bilmek bizim için hayat kurtarıcı bilgi olacaktır" diyen Taşkın, yılan sokmalarının belirtileri, yılan sokmasında ilkyardım konularında herkesin bilmesi gereken bilgileri anlattı.

        YILAN SOKMALARININ BELİRTİLERİ

        • Lokal ve genel belirtiler verir.

        • Bölgede morluk, iltihaplanma (1-2 hafta sürer),

        • Kusma, karın ağrısı, ishal gibi sindirim bozuklukları,

        • Aşırı susuzluk,

        • Şok, kanama,

        • Psikolojik bozukluklar,

        • Kalpte ritim bozukluğu, baş ağrısı ve solunum düzensizliğidir.

        YILAN SOKMASINA KARŞI İLK YARDIM

        • Hasta sakinleştirilir ve dinlenmesi sağlanır.

        • Isırılan bölge suyla yıkanır.

        • Yaraya yakın bölgede baskı yapabilecek eşyalar (yüzük, bilezik vb.) çıkarılır.

        • Yara yeri, baş veya boyunda ise yara çevresine baskı uygulanır.

        • Yara kol ve bacaklarda ise yara üstünden dolaşımı engellemeyecek şekilde bandaj uygulanır (turnike asla yapılmaz).

        • Isırılan bölgeye soğuk uygulama yapılır.

        • Yara üzerine herhangi bir girişimde bulunulmaz (yara emilmez).

        • Yaşamsal bulgular izlenir.

        • Tıbbi yardım istenir (112).

        Hastanın bilinci kapalı nefes alıyorsa koma pozisyonu verilir. Hastanın bilinci kapalıysa ve nefes almıyorsa temel yaşam desteği (TYD) uygulanır.

        YILAN ISIRIĞINA KARŞI BUNLARI SAKIN YAPMAYIN!

        "Hasta, yılan tarafından ısırıldığında ilk yardım olarak ısırık yerinin kanatılması veya zehrin emilmesi yanlıştır" diyen Elif Taşkın, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yarayı kanatarak henüz dolaşıma geçmemiş zehrin geçişi hızlandırılmış, ağız florası aracılığıyla temiz olan yara kontamine edilmiş olur. Bu aşamada hastaneye ulaşana kadar yapılabilecek işlem, ısırılan yerin üzeriden elastik bant uygulamaktır. Hastanın kan dolaşımını engelleyecek turnike (boğucu sargı) gibi uygulamalardan kesinlikle kaçınılmalıdır. Bandaj uygulamasının amacı, kan dolaşımını değil lenf dolaşımını engellemektir. Türkiye’deki yılanların zehirleri büyük moleküllü olduğundan, zehir iletimi lenf yoluyla olmaktadır."

        O HAYVANLARI ALMADAN ÖNCE BİR DAHA DÜŞÜNÜN!

        Prof. Dr. Muhsin Konuk, Birleşmiş Milletler'in, bir ülkeye ait gen kaynaklarının başka bir ülkeye gönderilmesi veya çıkartılması için mutlaka ilgili kuruluşlardan izin alması gerektiğine yönelik topluca imzaladığı bir belge olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi: "Pet shoplar o kadar fazla yaygınlaştı ki... Bu hayvanların nasıl getirildiği, hangi izinlerle getirildiği bilinmiyor. Hayvanlar yasal süreçlerle getirilseler de o kişiler o hayvanları kendi kontrolleri altında tutmuyorlar, satıyorlar. Dolayısıyla bu hayvanları alan kişiler bu kanunlardan ne kadar haberdar, hangi sorumlulukları almaları gerektiğine yönelik ne kadar bilgi sahibiler bu bilinmiyor.

        Bir ülkenin genetik kaynağı, yaşayan her türlü canlı, o ülkenin zenginliğidir ve o ülkede kalmalıdır. Kişiler eğer bilimsel çalışma yapmak istiyorsa bile o ülkelerden izin almalı ve çalışmalarını o ülkede yapmak durumundadır ama maalesef hiçkimse bu kararlara uymuyor."

        Şurada Paylaş!
        Yazı Boyutu

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ

        Habertürk Anasayfa