ALKÜ'de bitkisel yöntemler konuşuldu

Seminere konuşmacı olarak katılan Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Erdem Yeşilada, Fitoterapinin, 2014 yılında yayımlanan “Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Yönetmeliği” kapsamında resmen tıpın uzmanlık alanları arasına dahil edildiğini kaydetti.

Fitoterapiyi bitkilerde fotosentez sonucu sentezlenen bileşenlerden hastalıkların profilaksisi ve terapisinde yararlanılması şeklinde tanımlayan Prof.Dr. Yeşilada,“ Hiç şüphesiz, bitkilerin bu zengin içeriğinden yararlanılmasının tarihçesi insanlık tarihi kadar eskidir. Ancak günümüzde gelişen farmakolojik ve kimyasal araştırma yöntemleri sayesinde fitoterapi artık çağdaş tıbbın vazgeçilmez bir parçası haline dönüşmektedir.”dedi.

"Tedavi doğal bitkiseldir"

Bitkisel tedavilerin bilimsel temele oturduğunu ifade eden Prof. Dr. Yeşilada, “Türkiye dünyanın en zengin bitki örtülerinden birine sahip ve dolayısıyla bitkiler, özellikle halk ilacı olarak çok yaygın bir şekilde Anadolu’da binlerce yıldır zaten kullanılıyor. Son yıllarda popüler olmasının nedeni halkın tecrübelerine dayanarak, geleneksel olarak bunu anadan, babadan öğrendikleri ve uyguladıkları tedaviler şimdi bir bilimsel temele oturdu. Yani daha önce şu rahatsızlığa bu bitki iyi gelir, bu rahatsızlığa bu bitki iyi gelir diye tanımladığı bilimsel adı konmuş oluyor. Ülser tedavisinde, halk ülserin ne olduğunu bilmeyebilir ama midem ağrıyor der. Dolayısıyla ülser tedavisinde geçmişten öğrendiği bitkileri, ülser tedavi etmede kullanır. Mesela, sarı kantaron yağı Alanya’da ve bu bölgelerde yaygın olarak bulunur. Bu yağ, ülser veya reflü rahatsızlığında kullanılır. Mide ağrısı için kudret narı kullanılıyor. Bu narın, çok etkisi bilimsel olarak tespit edilmiştir. Yine romatizma ağrıları veya kemik erimesi için zerdeçalı zencefili formülü etki göstermiştir.Ben migren ağrısı için hiç ağrı kesici ilaç kullanmam, nane yağı kullanırım ve koklarım, baş ağrım geçer” dedi.