Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yaşayan şiir ve tefekkür varlığımız içinde Hilmi Yavuz özgün ve çok dikkat çeken simadır. Düşünce hayatımızın değişik alanlarında öne çıkmış sima olarak Hilmi Yavuz’un hakkını teslim eden bir karar isabeti gerçekleştirildi. Medeniyet ve Kültür Araştırmaları Merkezi ve Kültür Bakanlığının ortaklığında düzenlenen sempozyumda Hilmi Yavuz’un altmış yıllık şiir yaşamı ele alındı. Şairin 60 yıllık şiir serüveni değerlendirildi.

        Şiir, tam altmış yıl süreyle şairini yoğurdu. Hilmi Yavuz bu gururlu zahmetin ürünüdür. Şair de altmış yıl şiirini yoğurdu. Bunun da gurur veren bir zahmet olduğunun idrakiyle geçmişini özetliyor: “Hayattayken yaptıklarımın mürüvvetini gördüm...”

        Hilmi Yavuz hakkında çok değişik alanların ünlü insanları hatıralarını, yaşayış değerlerini, sahip olduğu niteliklerini anlatıyorlar. Bu tür törenlerde anılan kişi hakkında daima iyi şeyler söylenir. Bu üslup, toplumsal nezaketin sevdiği ve beklediği alışkanlık tekrarıdır. Ortak özellik, kendilerinde tekil kalanların genelleştirildiğinde ortaya çıkan bileşkenin mükemmelliği...

        Hilmi Yavuz’u anlatanların sözlerinde bu mükemmelliğin hakkını veren tanımlamalar, mukayeseler ve hüküm cümleleri var. İlber Ortaylı onu Gazali kadar önemli ölçeklerle tanımlıyor. Şiirinde ilk tohumu eken Behçet Necatigil’den başlayarak bir kademeleştirmeyle özetiliyor. Sonraki kademelerin ustaları olarak Ahmet Haşim ve Yahya Kemal’i gösteriyor.

        Bu tanımla bir iltifat değil; bir gerçeğin varlığına işaret olarak yorumlanmalıdır. Ama önemli

        Evsafı yüksek insanın kendiyle iftiharını dinlemekten hoşlanırım. Hilmi Yavuz, hayatta iyi yaptığı şeylerin sıralamasına mütevazı olmayı bırakmakla başlıyor. Ama bu niteliğinin başkalarınca mutlaka açıklanmasını da bekliyor.

        Genel tanımlamalara istisna getirmenin zor yanı, bu açıklamaların çok zekice yapılmasıdır. Üstelik bunu iyi yaptıklarının pekiştirici örnekleriyle süslemesi gerekir.

        Bunun özetindeki hüküm, kendini bahtiyar hisseden insanın hayatta değerlendirilmesidir. Hilmi Yavuz bu değerle mutlu olduğunu da açıklıyor.

        Bunu hakkında güzel şeyler söyleyenlere teşekkür yerine haklı bir iftihar sergiliyor: Türk toplumunun biraz ölü seven bir toplum olduğunu belirtiyor. Bu yüzden insanların öldükten sonra değerlendirildiğini anlatıyor.

        Doğruyu söylüyor ve kendisiyle ilgili gerçeği aktarıyor.

        Toplantıda konuşan Kültür Bakanı Günay’ın sözlerinde geçmiş yılların sıcak hatıraları var; ama bir de görev üstlenmesi gerekiyor. Kültür Bakanlığının “Anma ve Armağan Kitapları Dizisi” içinde bir Hilmi Yavuz kitabı Türk okuyucuna sunulmalıdır. Bu her ikisine de yakışan bir görev olur...

        Çünkü Hilmi Bey, Türkiye’nin zihin tarihinde tesirli ve itibarlı bir merhaledir.

        Son söz: Şiir, şairini yoğurur. Hilmi Yavuz şiir teknesinin has undan yoğrulmuş hamurudur...

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar