Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Sohbet toplantısı sonrası kitabını imzalarken, “Dostlukla”nın hemen altına “Yaşasın Beşiktaş” yazıverdi.

        Gazeteci Mickael Correia “Gezi olayları”nı izlemek için Türkiye’ye gitmişti. Orada “Çarşı” yla tanıştı. O tanışma, tüm dünyayı kapsayan 400 sayfalık “Futbolun Halk Tarihi”ni yazmak için ilham verdi.

        “Halk Tarihi”, tarihin tepeden, “büyük adamlar” katından değil, “aşağıdan”, halk katmanlarından anlatımı. Hem onları anlatarak, hem onların bakış açısını önemseyerek. Bildiğim en önemlisi, Howard Zinn’in “ABD’nin Halk Tarihi”ydi; yanına geçenlerde Michelle Zancari’nin “Fransa’nın Halk Tarihi” eklenmişti. “Futbol” da para ve iktidarların çaldığı halk oyunu olarak orada yerini aldı.

        “Öteki futbol” kod adıyla!

        *

        Kitap, futbolun sadece profesyonellik, yayın hakkı, transfer, şampiyonluk, endüstri, marka değeri, medya yaygarası, iş dünyası olmadığını örneklerle anlatıyor.

        “İşçi hareketi, sömürgeciliğe isyan, kadın hareketi, Filistin direnişi, Arap baharı, yoksul mahallelerin, hor görülenlerin öfkesi ve mücadele sahası” olarak “öteki tarihi” bulunduğunu, anlarsak, anlatmaya çalışıyor.

        *

        Çayırlarda çok sayıda kişiyle, kuralsız oynanan futbolu ehlileştiren İngiliz aristokrasi ve burjuvazisine karşı, yine ehlileştirmek için, otoriter kurallarla fabrikada futbol oynattıkları işçilerin, topu sınıf ve direniş aracı olarak kullandığından...

        Üstün beyazların tahakkümüne adanmış maçlarda, hakemin göz yummasıyla tekmelenen Brezilyalı siyah gençlerin, tekmeden kurtulmak için “çalım”ı nasıl geliştirdiklerine, Brezilya futbolunu üstün yapan tekniği icat ettiklerine.

        Filistinliler’in, (Real) Madrid’in Franco faşizmi ve otoriteyle özdeşleşmiş saltanatına isyan ve bağımsızlık forması gördükleri Barcelona’ya özel sevgilerinden...

        Mısır’da (eski rejim Sisi ile hortlasa da) Mübarek’i deviren “Arap Baharı”nda ilk sloganların Borg el Arab Stadı’nda atılışına.

        *

        Sadece zenginliklerin, büyük başarıların tarihi değil futbol; ezilen ve çokça yenilen sınıfların, aşağılananların, küçümsenenlerin de isyan sahası.

        1883’te, işçi takımı Blackburn Olympic, zengin ve yöneten sınıfların okulu ve takımı Old Estonians’ı İngiltere finalinde yendiğinde, “Futbolda devrimi” oluyor mesela.

        Patronların sendikadan, içkiden uzak dursunlar diye hafta sonu futbol oynattığı işçiler, bu oyundan biraz para almaya başlayınca, orada da sendikalarını kuruyorlar. Profesyonellik, “saha içinde kurnazlık” veya “milyonlarca avro” olmadan önce, ilk bu şekilde, “sınıf bilinci” şeklinde tezahür ediyor.

        *

        Geçen yıl PSG ile yaptıkları maçta Tunus Club Africain takımı taraftarlarının futbol için açtığı pankart da yazıya başlık oldu:

        “Yoksullar yarattı, zenginler çaldı!”

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar