Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Sıradan insanların her gün yeniden yeniden ezilmesi üzerine kılı pek kıpırdamamış bir kısım medya dünyamız var.

        Bugünün iktidar medyası artık favori de elbette geçmişin kibirli büyük medyası da kıdemli.

        Kendi çalışanlarını, başkalarını hırpalamakta ustalaşmış, gazetecilik vicdanı epeyce nasır bağlamış bir medya.

        Fakat şu anda baskı, tehdit altında, “mağdurlardan bir mağdur.”

        ***

        Bu satırları yazan o medyadan kovulmuş olsa da, bundan 7 yıl önce, 20 Eylül 2008’de, bir başka “Erdoğan-Doğan vakası”nda, Başbakan’ın “Bunların gazetelerini okumayın” diye bağırması üzerine, o sırada iktidar kontrolüne geçmiş Sabah’ta şunları yazmıştı.

        Üçüncü şahıs gibi dediğim; bizzat ben, kendim:

        Bugün yazı günüm değil. Ancak çok ciddi bir konuda tavrımı belirtmek istedim.

        Bir iktidarın, Başbakan’ın, herhangi bir kimsenin ‘Şu şu gazeteleri almayın… okumayın… eve sokmayın” diye bağırması karşısında, ülkenin her köşesindeki gazete ve gazetecilerle, en büyük medya grubuyla da en güçsüz yayınlarla da ‘DAYANIŞMA’ içinde olurum.

        Buna yakılan, batırılan, toplanan, yasaklanan, durmadan baskı gören gazetelerle ve susturulan, kovulan, vurulan, haksız yere mahkum edilen her gazeteciyle dayanışma içine girmeyenler, tarihlerinde başkalarını kovmak, batırmak, ihbar etmekte seferber olanlar da dahil.

        Bugün Milliyet, Hürriyet ve diğerleri ise, yarın Sabah, Akşam, öbür gün Birgün, Evrensel, Taraf, Cumhuriyet; başka bir gün de Yeni Şafak, Star, Yeniçağ, Milli Gazete ve başkaları da!

        KİMSEYE KİMSEYİ OKUMA DİYEMEZSİNİZ!”

        ***

        Bugün de aynı şeyi söylüyorum.

        O yedi yılın içine sonradan Erdoğan ile Doğan’ın birlikte Trump Kulesi kurdelesi kesmesi gibi sevda dolu sahneler de girdi…

        O medyada yedi yıl önce bulunan kimileri, iktidara şirinlik için kazındı ve de gitti…

        Tamam ama bugün de aynı şeyi söylüyorum.

        Kimseyi sizi eleştirdi veya kaşı üstünde gözü var diye susturamazsınız!

        Buna 70 yıllık gazeteler ve büyük medya da dahil; 13 yaşında çocuklar da!

        ***

        Bir iktidarın, seçilmişlerin “halk namına” güçlülerle mücadelesi başka şeydir…

        Kendi namına, şahsı namına herkesi güçsüzleştirmek istemesi ve zaten güçlülerle mücadele ediyorum derken, yerdeki madenciyi de, 13 yaşındaki çocukları da, platinli gaziyi de, yani güçsüzleri de ezip geçmesi başka şey!

        Ezilen güçsüzlerin sesi olmak başka şey…

        Ezen gücün bizzat kendisi olmak başka şey!

        ***

        Tabii medya tarihi ve medya talihinin işte şöyle işgüzarlıklar, boyun eğmişlikler, yalakalıklar ve yaltaklanmalar yüzünden de yamulduğunu asla unutmadan Handan:

        O da 30 Ekim 2011’deki yazımdan; devrin Başbakanı ile medya zirvesi ardından:

        Başbakan Erdoğan “milli meseleler üzerine birlik, beraberlik” diye medyayı topladı.

        Birlik ve beraberlik hep dışlayarak olur ya, bütün gazeteler çağrılmadı. Onlar da kızdı. Ama onlar da Genelkurmay yıllarca ötekileri dışarıda bırakınca hiç kızmamıştı.

        Başbakan birkaç yıl önce “Bunları okumayın” diye kızdıklarına, bu kez kibarca “Şunları yazmayın, şöyle görmeyin” dedi.

        Her kralın kendinden çok kralcısı olacak ya…

        Başbakan bir derken, onlar “yandaş” denenden bile daha çok zıpladı.

        Bir zamanlar “Bunları okumayın” dedikleri, “Siz buyurun biz yazalım, siz emredin biz yazmayalım” diye boyun ve burun uzatıverdi

        Dilediklerince eğilecek boyun ile halka taktırmaya teşne burun!

        Alan bile bu kadar teslimiyetten utanırken bazı bazı, boynunu veren çoktan razı!

        Özgürlüğü, dayanışmayı, övgüyü, öykünmeyi, onuru hak eden bulur zaten.

        Her zeytin yağını, her ayran yayığını, herkes layığını bulur!

        Bir varmışsın bir yokmuşsun, bir bakmışsın hiç yokmuşsun.

        Yel biter, sel gider, çamuru kalır.

        ***

        Maalesef böyle.

        İşte öyle böyle ama yine kitabın ortasından söyleyeyim:

        Kimseye kimse için şunu okuma…

        Kimseye sen sus…

        Kimseye sen haddini bil diyemezsiniz!

        Siz kimseniz ve o her kimse.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar