Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ÖNCEKİ hafta Alaçatı Ot Festivali vardı. İstanbul’da olup da festivale gelemeyen birçok kişi “Ot bahane festival şahane” gibi tabirler kullanarak yapılan festivali küçümsemiş. Eğer gelip görebilselerdi aslında ne kadar başarılı bir festival olduğunun farkına varacaklardı.

        Bu tarz festivallerin niye yapıldığını açıklamak isterim. Festival bölgedeki esnafın iş yapması, ticaretin dönmesi, sezonun uzaması ve en önemlisi herkesin kazanması için yapılıyor. Bunun benzeri festivaller birçok ülkede var. Hatta Alaçatı Ot Festivali kadar değerli olmayan, altı boş olan festivallere yurtdışında binlerce insan gidiyor.

        ALTYAPISI SAĞLAM

        San Sebastián’da birçok festival yapılıyor. Sorun bakalım bir amaç ya da bir altyapı var mı? Gerçekten de yok. Laf olsun diye yaptıkları festivallere binlerce turist geliyor. Belarus’taysa beyaz geceler festivali yapılıyor. Günün en uzun olduğu geceyi görmek için binlerce insan akın akın oraya gidiyor.

        Bizde yıllarca festivaller şarkılı, türkülü olarak yapılırdı. Ama maalesef bir faydası olmadı. Oysa şimdi durumlar öyle değil. Kuşkonmaz, enginar için ayrı ayrı birçok etkinlik yapılıyor. Alaçatı Ot Festivali altyapısı sağlam, içerikli bir şekilde tam 8 yıldır yapılıyor. Bu arada Adana Portakal Çiçeği’ni de unutmamak lazım. Adana’ya hareket getiriyor. Adana’da olan bu mükemmel festivale henüz gidemedim ama önümüzdeki sene muhakkak gideceğim.

        YÜZLERİ GÜLDÜRDÜ

        Festival sayesinde Çeşme’de, Alaçatı’da her yer ana baba günü, bütün oteller ağzına kadar doluydu. İlçede A’dan Z’ye herkes iş yaptı, para kazandı. Bütün taksiler, restoranlar, kafeler sezonu açtı. Amaç bu değil mi?

        Derine inmek istiyorsan pazarda bir gezintiye çıkacaksın. O zaman ne kadar güzel bir coğrafyaya sahip olduğumuzu göreceksiniz. Bir sürü ot çeşidi keşfedilmiş. Hepsi sofralarda yeniyor. “Ot bahane” diyenler büyük haksızlık yapıyor. O otları yemek için can atıyoruz. Böyle bir festival başka yerde yapılsa inanın aylar öncesinden oteller dolar.

        Her şey çok keyifliydi. Bence son yıllarda yapılan en güzel ve anlamlı, ticarete dönüştürülebilmiş iş. Başta Çeşme Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç olmak üzere emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. İyi ki varsınız. Bu memleketin sizin gibi yaratıcı insanlara her daim ihtiyacı var.

        Termal deyip geçmeyin

        Uzun bir aradan sonra 2 gün de olsa bir yerlere kaçmak iyi geldi. Peki, ben festival boyunca pazarı gezmek dışında başka neler yaptım? Çeşme’nin en eski, benim de sevdiğim otellerden biri olan Sheraton’a yerleştim. Beni çeken tarafı otelin içinde termal olması. 2 gün boyunca her fırsatta soluğu termalde aldım. Odanıza çıktığınızda ise sizi harika bir manzara karşılıyor.

        Ilıca Plajı, Miami gibi. 5 kilometre boyunca uzanan pırıl pırıl bir plajı var. Bu kadar güzel başka bir yer olamaz. Ferdi Baba ise almış başını gidiyor. Esnafın buluşma noktası olmuş. Haftaya hepsini yazacağım, takipte kalın.

        Bu günler de geçecek

        Çeşme’den dönünce İstanbul’da, tarihi yarımadada bir tura çıkıp nefes alayım dedim. Esnaf kan ağlıyordu. Çoğu dükkân boşalmış. Eskiden devir parası için milyon dolarların konuşulduğu Kapalıçarşı yakında tamamıyla kapanırsa şaşırmayın. Tam doğru bilgi olmamakla birlikte “Kapanan dükkân sayısı 390” dediler. Birkaç Arap turist, onun dışında yerli tek tük müşteri var. Esnaf canından bezmiş. Bir “Merhaba” dedim, etrafımda 20 kişi toplandı “Abi derdimizi yaz” diye.

        Herkes bir an önce işlerin düzelmesini bekliyor. En kısa zamanda her şeyin düzeleceğini umuyorum. O zaman herkesin eski keyfi yerine gelecek. Kapalıçarşı’nın dünyada eşi benzeri inanın yok. Kapalıçarşı gibi bir yer İtalya’da, Fransa’da olsa insan seli olur. Esnaf derdini anlattı. Ben de “Aynı gayret ve azimle işinize sahip çıkın. Her şey daha güzel olacak” dedim. Umarım beni dinlerler.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar