Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BODRUM’DA iki gün bile kalmak yetiyor. O iki güne birçok program sığdırabiliyorsunuz. Çünkü trafik denilen illet şimdilik Bodrum’da yok. Peki, yazın da böyle mi, tabii ki değil. Özellikle Bodrum’un merkezinde trafiğin İstanbul’dan bir farkı kalmıyor. Yazın zaten Bodrum küçük bir İstanbul oluyor. Herkes herkesi tanıyor. Bir yere gittin mi 30 kişiyle selamlaşıyorsun. Bir de kışın yüzüne bakmayanlar yazın can ciğer kuzu sarması oluyor. Acaba Bodrum’un havasından mı yoksa başka şeyden mi bilemedim. Belki de tatilde olmanın huzuruyla, gelenlerde bir rahatlama oluyor. İstanbul’da “Sen benim kim olduğumu biliyor musun” diyenler yazın Bodrum’da don atlet şeklinde gezdiğinden sahip oldukları makamın bir işe yaramadığını düşünüyorlar herhalde.

        YAZIN SEZONU TARTIŞMASI

        Yaz aylarında en çok şikâyet edilen şeylerin başında fiyat politikası geliyor. On iki ayın sadece iki ayında açık olan bir mekân nasıl para kazanacak merak ediyorum. Yazın 800 TL verdiğin otel şimdi gitsen 100 TL. Bodrum yazın iş yapıyor, kışın kendi içinde yaşıyor. Evi olan var, sadece hafta sonları giden var ama herkes fiyatlara takmış durumda. Lütfen şikâyet etmeyi bırakın. “100 Euro’ya Mikonos’ta tıka basa yemek yedim” diyeni gördüm. Bugün 100 Euro yaklaşık 400 TL yapıyor. Aynı parayı Bodrum’da versin inanın kıyamet kopar. Mevzu kendisi olunca bizim bir değerimiz kalmıyor. Orada içki 3-5 Euro iken Türkiye’de vergilerle birlikte 40 Euro civarında. İçkide bizden 15 kat daha avantajlı durumda olmalarına rağmen başkasının tavuğu bize kaz geliyor. Atıp tutmaya bayılıyoruz. Elin adamı Mikonos’ta artık o kadar şampanya içilmeyeceğini anlamış, bizim Türklere ve Araplara yeni bir formül bulmuş. Bir kasa getiriyorlar, ayağına döküyorsun. Bunu bir Avrupalının yaptığını gören varsa söylesin kafamı kıracağım. Ya Türkler ya da Araplar. İki grup birbiriyle yarışıyor. “Burada içip niye mimleneyim?” diyen yüzlerce insan tanıyorum. Burada dindar geçinip yurtdışında her şeyi askıya alanlar da var.

        BODRUM’DA BİR DENGE VAR

        Mikonos’u tatil olarak tercih edenler daha fazla para harcıyorlar. Tek bir hesapta 60-70 bin TL ödüyorlar. Bodrum’a gelince kişi başı 150 TL den fazla vermem diye pazarlık yapıyorlar. Bu pazarlığı yapanlar yarım saat sonra 8 milyon Euro’ya yeni tekne aldığını, 4 milyon dolarlık evde oturduğunu anlatır. Ne demek istediğimi anladınız mı? Sonuç, turizm gitgide kötüye doğru gidiyor. Benim en çok üzüldüğüm marka şüphesiz Ship Ahoy idi. Çok keyifli bir mekândı. Mekânın içini her sene büyüttükçe büyüttüler. Her sene fiyat politikası değiştirdiler. Bu da müşteriler tarafından rahatsız edici bulundu. Sonra ne mi oldu? İki sene iş yapmayınca ilk sahipleri tarafından geri alındı. Onlar da geçen sene yaşanan olumsuzluklar yüzünden iş yapamadı. Bu sene ne olacak merakla bekliyorum. Güzelim mekân ne hale düştü. O kadar güzel günlerimiz geçmişti ki o mekânda say say bitmez. Gençliğimiz o localarda oturmakla geçti, günler öncesinden loca kapmak için yarışa girerdik. Kim daha çok harcarsa locayı ona verirlerdi. Bu doğruydu ama bunu genele yaymak iyi fikir değildi. Kulakları çınlasın Cemal elinde fenerle yer gösterirdi. Güzel günlerdi. Aynı politikayı takip eden pek çok mekân yok olup gitti. Nobu’da kişi başı 500-600 TL hesap geldiğinden bir sene zor dayandılar. Bodrum’da bir denge var ve bu çok önemli. Aksi takdirde kendi kendinizi bitiriyorsunuz.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar