Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        DIŞ politika bu denli iç politika malzemesi yapıldığında bir ülkenin vatandaşlarının önlerini salimen görmeleri kolay değildir. Üstelik bilinçlere derinden nakşedilmiş korkular, kaygılar ve önyargılar da işin içine girdiğinde sarih bir analiz yapmak da mümkün olmuyor. Dış politikanın iç politikadan tamamen bağımsız bir şekilde yapılabilmesi ya da iç politikadaki bazı gereksinimlerin dış politika tercihlerini hiç etkilememesi elbette söz konusu değil.

        Nitekim, Trump’ın çelişik tweet’lerinde ya da Suriye’den bir an önce çekilme arzusunda Amerikan toplumunun özellikle Ortadoğu’da yeniden belaya bulaşmama arzusunun bir hayli payı var. Daha da önemlisi özel savcı Robert Mueller’in nefesini giderek daha fazla ensesinde hisseden, kişisel hayatındaki rezilliklerin kapatılması için ödediği rüşvetler bir bir su üstüne çıkan Amerikan Başkanı’nın dikkat dağıtmak gibi bir derdi de var. Ancak bu iç politika dertleri kendi başlarına Suriye’ye yönelik, dikkatli hesaplanmış, Rusya ile anlaşılabildiği kadarıyla en azından teatide bulunarak gerçekleştirilmiş füze saldırısını açıklamaz.

        Eldeki verilerden ve gerek Trump gerekse Savunma Bakanı Mattis’in açıklamalarından hareket edildiğinde saldırının bir uyarı niteliği taşıdığı, sürdürülmeyeceği anlaşılıyor. Esad rejiminin buradan bir ders çıkarıp çıkarmayacağı dikkatini İdlib’e döndürdüğünde anlaşılacaktır. Rusya’nın saldırı sırasında kendi savunma füzelerini kullanmadığı anlaşılıyor. Ancak bir şekilde onlar da göstermelik bir tepki gösterebilir.

        Bu konuları çok yakından izleyen ve derinlemesine analizler yapan Aydın Selcen sayesinde gördüğüm Fransa Savunma Bakanlığı analizi, muhalif Amerikan yayın organlarında okuduklarım ve rejimin moral yapısı hakkında iyi kötü bildiklerim Duma’da kimyasal kullanıldığı konusunda bende ciddi bir şüphe bırakmıyor. Üstelik savaşın mantığı içinde, savaşacak asker sayısı çok azalmış, Suud destekli Ceyş-ül İslam örgütünü yalnız kalmış halde yakalamış rejimin kısa yoldan amacına varmayı hedeflemesi de şaşırtıcı ya da mantıksız değil.

        Bu saldırıdan üçüncü dünya savaşı filan çıkacağını düşünmüyorum. Trump’ın Suriye’den çekilme iradesinin gerçek ve güçlü olduğu kanısındayım. Türkiye’deki ciddi bazı yorumcuların aksine ABD’nin Suriye’de hayati bir çıkarı olduğunu sanmıyorum. Bu füze saldırısı Dr. Kerim Has’ın da tweet’lerinde vurguladığı gibi ABD ve Rusya arasında bir irtibatın, hatta mutabakatın gerçekleşebileceğini göstermiştir. Belki de bundan sonrası için Suriye konusunda bu karşılıklı paslaşma devam edecektir. İş buraya vardıysa İran’ın kenarda kalması, Türkiye’nin ise işinin zorlaşacağını söylemek mümkündür.

        GERÇEKÇİ DEĞERLENDİRME

        Türkiye’de çok uzun zamandır dış politikanın tanımlanmasında iç politika saikleri gereğinden fazla yer kaplıyor. En azından bu politikanın içeride anlatılmasında tercih edilen söylem, ideolojik vurgulama, abartmalar gelişmelerin doğru takip edilmesini zorlaştırıyor. Üstelik yalnızca iktidarın değil, muhalefetin de dış politikayı daha çok ideolojik gözlüklerle okuduğu bir ortamda sapla samanı birbirinden ayırmak da güçleşiyor. Bunun da ötesinde analiz niyetine geçen pek çok “pozisyon almada” grinin envai çeşit tonuyla dolu bir alan yerleşik kalıpların içinde ya siyah ya beyaz hanesine konuyor.

        İzlenen dış politikayı savunan ve hatta ideoloğu olmayı savunanlar Türkiye’nin dış politikasının ideolojik takıntılarla değil ulusal çıkarlar doğrultusunda oluşturulduğunu yazıp söylüyorlar. Ancak ulusal çıkar tanımı zaten netameli bir meseledir. Bunun neye göre tanımlandığı, önceliklerin ne olduğu, bu tanımlamayı yapanların kendi ideolojik tercihlerinin ne ölçüde işin içine girdiğini görebilmek gerekir. Bunun da ötesinde durum değerlendirmenizi yaparken abartılı varsayımlarla, kerameti kendinden menkul önermelerle siyaset oluşturmanın da bir maliyeti vardır. O maliyet er ya da geç önünüze çıkar.

        Türkiye gibi bir ülkenin emlak değerine, ki bir hayli yüksektir, taşıyabileceğinden çok fazla yük bindirir, ona güvenerek fazla iddialı işlere soyunursanız ister istemez yapacağınız hatalar ayağınıza dolanacaktır. Bunun yanı sıra diplomasinin bir kenara bırakılması da zor anlarda sizi dinleyecek destekçilerden mahrum kalacağınız anlamına gelir.

        Yakın zamana kadar ABD ile Rusya’yı birbirine karşı kullanarak kendisine bir alan açan ama askeri harekâtlarını ancak Rusya’nın inayetiyle yapabilen Ankara açısından son gelişmelerle ortaya çıkan durum, çok titiz ve gerçekçi bir değerlendirme yapmayı acil bir mesele haline getirmiştir.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar