Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        IRKÇI Apartheid rejiminin hüküm sürdüğü Güney Afrika Cumhuriyeti’ne karşı uzun zaman silahlı ve siyasi mücadele verilmişti. 1980’lerde dünya kamuoyu ülke üzerindeki baskıyı artırmış, ticari boykotlar ve yatırımların geri çekilmesi hareketi ülkenin ekonomik durumu üzerinde ciddi bir tehdit yaratmıştı. Soğuk Savaş’ın bitmesi, Güney Afrika’nın stratejik konumuna sığınarak büyük devletlerce korunmasını zorlaştırmıştı. Ulusal Parti’nin cumhurbaşkanı F.W. de Klerk rejimin süremeyeceğini anlamış, 1990 Şubat’ında Robben Adası’ndaki feci hapishanede terörist olduğu suçlamasıyla 27 yıldır yatmakta olan Afrika Ulusal Kongresi’nin (ANC) başkanı Nelson Mandela’yı hapisten çıkarmıştı.

        Mandela, hapisten çıktığında 27 yıllık mahpusluğun üzerinde ne etki bıraktığı sorulduğunda “Hapisten olgunlaşarak çıktım” demişti. Gerçekten de Mandela beyazlarla siyahlar arasında müthiş gelir, eğitim, hayat standardı farkları bulunan ülkede kendi mazlumiyetinin intikamının peşinde koşmamış, tersine yaralı ve bölünmüş bir toplumdan bir yeni ulus yaratmaya çalışmıştı. İktidarda kalmamış, yönetimi dava arkadaşlarına devretmiş, vefat ettiğinde tüm dünyanın saygısını kazanmış bir devlet adamı olarak uğurlanmıştı.

        Mandela’nın halefi, iyi eğitimli Thabo Mbeki, 2009’da parti içindeki bir darbeyle cumhurbaşkanlığını bırakmak zorunda kalmış, yerine okuma yazmayı Robben’deki zindana atıldığında Mandela ve diğer mahkûmlardan öğrenen çok eşli, 20 çocuklu Jacob Zuma geçmişti. Zulu kökenli Zuma, tipik bir popülist lider olarak gücünü yoksul siyahlardan alıyor, parti içinde gücünü patronaj ilişkileriyle koruyor, gerekirse kendi örgütlediği gençlik milisleriyle muhaliflerini ve kamuoyunu tehdit ediyordu.

        HİZAYA GELMEYE DAVET

        9 yıllık iktidarı sırasında aleyhinde ciddi yolsuzluk dosyaları açılmıştı. Yakın bir arkadaşının AIDS virüsü taşıyan kızına tecavüz ettiği için yargılandığında, kızın mini etek giydiğini söylemişti. Yandaş sermayeden Gupta Ailesi’yle kendisinin ve çocuklarının ilişkileri dillere destan olmuş, kıtanın en zengin ve bir ara BRIC dörtlüsüne eklenmiş ülkesi ekonomik olarak tükenmiş, eşitsizlikler derinleşmiş, yüzde 30’u 15 yaşın altındaki nüfus müflis bir eğitim sisteminin sonucunda beceri yoksunu kalmıştı.

        Ülkenin en büyük ikinci kenti Cape Town dünyanın susuz kalan ilk şehri olmuş, AIDS virüslü nüfus 7 milyona çıkmış, işsizlik genelde yüzde 28’i, gençlerde yüzde 68’i bulmuştu. Demokratik sistemin kurumlarının içinin boşaltılması, bürokrasinin çözülmesi, Batılıların ve parti içindeki işbirlikçilerinin komplolarından şikâyet ederek baskının artması ülkedeki orta sınıfların direnişe geçmesine yol açmıştı. Sonunda geçen yıl ağustos ayında yapılan yerel seçimlerde ANC neredeyse tüm büyük kentlerin yönetimini kaybetmişti.

        Aralık ayında yapılan parti kongresinde bu mücadelenin işçi sendikası tarafından önderlerinden Cyril Ramafosa, eski eşi Nkosazana Dlamini-Zuma’yı partinin başına getirmeye çalışan Zuma’ya karşı bayrak açmış, kıl payı farkla da olsa başkan seçilmişti. Bunun üzerine Zuma istifa etmesi ve yerine Ramafosa’nın gelmesi için yapılan baskılara, parti içindeki hempalarının desteğiyle direnmişti. Ancak ANC, Zuma kaldığı takdirde kendi geleceğinin karanlık olduğunu anlayınca ipi çekilmişti.

        Gene de direnecekken, Gupta Ailesi’nin evine “Şahinler” adlı, özel olarak yolsuzlukla mücadele için kurulmuş ve Zuma’nın kadük bıraktığı polisler baskın yapınca filmin gerçekten bittiğini anlamış ve istifasını sunmuştu.

        Zuma’nın popülizmi en çok kendisine destek veren fakir siyahların uzun vadedeki çıkarlarını zedelemişti. Yolsuzluklar, ihalelerde geçerli ahbap-çavuş ilişkileri bünyeyi çürütmüştü. Güney Afrika’nın beyaz ve siyah orta sınıfı buna direnerek ANC’yi hizaya gelmeye davet etti. İktidar tekelinin rehavete ve duyarsızlığa ittiği bir zamanların devrimci partisi bu meydan okumanın altından kalkabilecek midir, onu zaman içinde görürüz.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar