Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Uzun sayılabilecek bir aradan sonra klavyenin başına oturmak biraz garip geldi. Hayli eskimiş ve bazı harfleri dökülmüş klavyemin izindeyken değişmiş olması da bu hissi güçlendiriyor. Aslında on yedi gün çok uzun sayılmaz belki ama yazmaya alışık biri için fazla sayılır.

        Eminim dikkatinizden kaçmamıştır, başlıkta ‘İzin Dönüşü’ dedim, ‘Tatil Dönüşü’ değil. İzin ve tatil farklı şeyler bildiğiniz gibi. Tatil dinlenme odaklı bir durumu tarif eder. İzin ise yapılacak başka işler için günlük mesaiye ara vermek anlamı taşır.

        En azından bana göre bu böyle. Eğer dinozor bir çalışansanız yasa gereği yirmi altı gün izniniz oluyor. Cumartesi günlerini bu yirmi altı güne dâhil ediyorlar. Oysa normalde cumartesi günleri çalışmıyoruz. Bir haksızlık var sanki ama neyse. Yıllık iznimin on beş gününü evi adam etmek için harcamaya karar verdim. Duvarların rengini değiştirmek, bir yıl önce akan çatının verdiği hasarı gidermek gibi acil yapılması gereken işlerle başladı ve sürdü gitti.

        Bu inşaat işleri bulaşıcı bence. Evin bir yerinden girdi mi, her tarafına bulaşıyor. Oradan oraya sıçrayıp duruyor, banyoydu mutfaktı derken bir bakıyorsunuz almış başını gitmiş, hiç aklınıza gelmeyen işler başınıza gelmiş.

        TOZLU VE KİRLİ

        Neyse sonuçta eviniz temizlenmiş ve yenilenmiş oluyor. Bütün mesele o gürültülü, tozlu ve kirli sürece katlanabilmek. Bu süreci atlatmakta işi yapmak için gelen işçilerin önemli rolü oluyor. Şansıma su tesisatçımız işini çok seven ve çok da iyi bilen bir ustadır. Tam işler bitti derken kireçlenme yüzünden patlayan elektrikli termosifonumuzu ustalıkla halletti. Başarıyla doğal gaza geçtik. Boya ustamız eşyalara zarar vermeden ve etrafa damlatmadan ev boyamanın kitabını yazmış. Bizi hiç üzmedi. Bu arada dünyanın en neşeli cam ustaları ile çalıştık yarım günlük iş beş günde bitti.

        Ama hepsinin tepesine yardıma gelen Cevriye Hanımı oturtmalıyım. İçinde bir aydır inşaat olan eve geldi, haberliydi gerçi ama bu kadarını beklemiyordu herhalde ki epey bir korktu. Korkusunu markette satılan hazır cam bezlerinden yok diye sızlanarak bastırmaya çalıştı, “Ben gideyim. O bezlere alışığım. Başka bir şey kullanamam” dedi.

        Omuzum sakat olmasa anında göndereceğim ama ne çare, kolum kalkmıyor. Kendime hâkim oldum ve kibarca annesinin evinde de hazır bez kullanıp kullanmadığını sordum. Neyse camları sildi. Yevmiyesini aldı ve gitti. Kıssadan hisse: Ya işinizi kendiniz yapın ya da hazır bez kullanın. (Mikrofiber olandan)

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar