Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “Bozkırların efendisi, güçlü ve kudretli Moğol Prensi, günlerden bir gün görenin imrendiği at sürüsünde doğan bir tayı pek cılız bulur. Seyisine onu bozkıra kurtlara yem olarak bırakmasını söyler. Seyisin oğlu, yufka yürekli Ösküs-ool taya acır. Babasının onu bıraktığı yerden alır ve gizli gizli keçi sütü ile besleyerek büyütür. Tay zaman içinde gri boz bir küheylan olur. Öskül-ool’un aygırının güzelliği dillere destandır artık. Ancak Moğol Prensi, hele de aygırı görünce kıskançlıktan deliye döner, adamlarına emir verir, küheylan bin bir dalavere ile uçurumdan itilir.

        UÇURUMUN DİBİNDE

        Ösküs-ool bu durumdan habersiz tayını arar günlerce, sonra bir gün atını rüyasında görür, at onunla konuşur. Der ki: ‘’Benden arta kalanlar uçurumun dibinde uzanan bozkırdadır. Oraya git ve benden kalanlar ile karaçam ağacını birleştir, bir çalgı yap. Adı İgil olsun. Yüzümün derisini İgil’i kaplamak için, kuyruğumu da tellerini yapmak için kullan. Ne zaman İgil’i çalmaya başlarsan ben yanında olacağım. Seninle konuşacağım.” Öskül-ool atının dediklerini yapar. İgil’i çalmaya başladığında, atının uçsuz bucaksız bozkırlarda rüzgâr gibi koşuşunu hatırlar, mutlu olur. Aklına atının kazandığı yarışlar gelir, büyürken nasıl zaman geçirdikleri gelir... İgil’in sesi mutluluk verir kendisine ve onu dinleyenlere. Ne zaman atını kaybettiğini hatırlar Öskül-ool, İgil’ in sesi ağlatır dinleyenleri. Çok uzaklardan insanlar gelir İgil’i ve Ösküs-ool’ u dinlemeye... Ösküs- ool çaldığı müzikler ile Moğol Prensine hıncını anlatır... İnsanlar onunla güler, onunla ağlar artık.

        GRİ AYGIR YALNIZ DEĞİLDİR

        Moğol Prensi durumdan hiç memnun değildir. Öskül-ool’dan kurtulmayı planlarken birdenbire bir gün, yüksek dağların üstünden bulutlar aralanır, büyük bir gri aygır belirir başında beyaz bir yıldız ile. Gri aygır yalnız değildir, arkasında binlerce beyaz ve binlerce siyah attan oluşan bir sürü ile gelir Ösküs-ool’ un yanına... Moğol inancına göre Öskül-ool artık dokunulmazdır.” Sibirya’da kapalı bir bölgede yaşayan Tıva Türklerinin yaygın bir efsanesiyle başladım yazıma. MÜZİKSEV Lutiyesi Ozan Özdemir, İgil efsanesini ilettiği e postasında, “işte yapmak için uğraştığımız çalgının öyküsü bu” diye paylaşmıştı.

        Ustamız Güner Özkan’ın öncülüğünde başlattığımız unutulmuş, kaybolmaya yüz tutmuş çalgılarımızı yeniden yaşama döndürme projemizin ilk adımı olan “Orta Asya’dan Anadolu’ya İki Tellinin Yolculuğu” etkinliği 23 Mart 2017 Perşembe gecesi MÜZİKSEV’de yapıldı. Iklığ’ı büyük ustamız Salih Urhan, kıl kopuzu klasik kemençenin en önemli icracılarından Gülten Yeğin ve İgil’i geleneksel yöntemlerle çalıp hömey yapan ilk Türk sanatçı olan Özgür Gürbüz çaldı.

        Geceye Hediye Gürbüz, bir Noyan bir de Kazak türküsü ile katıldı. Konser izlenimleri, Salı yazımızın konusu.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar