Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bu kez her daim “toprak erozyonuyla mücadele” eden TEMA Vakfı’ndan değil; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba’dan geliyor iddialı çıkış:

        “Fakıbaba dönemi tarımda vahşi sulamanın bitişi ile anılacak.”

        “Açık, salma, vahşi sulama yapanların kanallarına su vermeyeceğim. Yasak!.. Kapalı ve damlama sulamaya geçeceğiz” diye de devam ediyor.

        İlk yurtdışı ziyaretini, “Türkiye-Sırbistan Tarım İş Forumu” nedeniyle Belgrad’a yapan Fakıbaba ile Türkiye’nin Sırbistan Büyükelçisi Tanju Bilgiç’in verdiği davette sohbet etme imkânı buluyoruz.

        “Yasak” sözü, geçtiğimiz gün Sivas’ta yaptığı şu konuşmayı hatırlatıyor:

        “Su verilmesinin en kötü örneği Urfa’dır. Harran’a suyu verdik, suyu olduğu gibi tarlalara akıttık, vahşi sulamayla toprağı tuzlandırdık ve o gübreli, o güzelim topraklar olduğu gibi sınırdışına Suriye’ye gitti. O suyla Suriye hiç gübreye falan gerek kalmadan binlerce kilometrelik toprak alanına sahip oldu ve orada organik tarım yaptı.”

        Peki nasıl olacak diye soruyorum…

        “Bana göre Türkiye’nin en önemli iki sorunu var: Vahşi sulama ve eğitim” vurgusu yaptıktan sonra konuşmasını şöyle sürdürüyor:

        “Kapalı sulama sistemi kurmak isteyen çiftçiye yüzde 50 destek veriyoruz. Her türlü önlemi alacağım. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın da bana talimatı bu.”

        Vahşi sulama ile su kaybının yüzde 60’a ulaştığını vurgulayan Bakan devam ediyor:

        “50 yıl toprak susuz kalmış. Suyu gördüğü zaman mecburen kapalı suyu alacak. Peşinen vermeyeceksiniz, kuralları koyacaksınız. Vahşi sulama ile Türkiye minerallerini, emeğini, toprağını kaybediyor. Eğitim önemli. Ne kadar öğrencimiz varsa, 5 misli çiftçimiz var; mutlaka eğitmeliyiz. Hangi ürünü ekeceğini, çağdaş tarımsal modelleri öğrenmeli.”

        Devletin zirvesinin de desteklediği sulama reformu için düğmeye basılmış.

        Fakıbaba’nın Ankara Valisi Ercan Topaca, Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’yla katılacağı bir “Su Çalıştayı” düzenleniyor.

        Yükselen et fiyatlarına, ihracat ve buzağı teşviki ile düşen fındık fiyatına ise TMO’nun 10-1.5 lira kilo/fiyattan alıma başlaması ile müdahale ettiklerini anlatan Bakan, “Dünya fındığının yüzde 65’ini üreten Türkiye, fiyatı belirleyecek. Açıkladığımız fiyatın altında kimse fındık alamaz. Gerekirse ihracatı da TMO yapar. Özel sektöre saygım var ama devletin görevi küçük çiftçiyi korumaktır” diyor.

        ‘BAKANLIK ÇİN’DE DÜKKÂN AÇIYOR’

        Hedefin Et ve Süt Kurumu’nun “ithalatçı” konumunu sonlandıracak ortamı sağlamak olduğunu belirtiyor. Eski Şanlıurfa Milletvekili ve Çin Büyükelçisi Abdulkadir Emin Önen ile görüşüp, bu ülkeye tarım ürünleri ihracatı modeli geliştirdiklerini ifade ediyor.

        Bakanlığın Çin’de ofis açacağını belirten Fakıbaba “Elinde çantası ile 2 bürokratımız kapı kapı dolaşıp elma, domates satacak. Çin ve Hindistan pazarını yakalamamız gerekir” diyor.

        Türkiye’nin tarım ürünleri ihracatı geçen yıl 16.8 milyar dolardı, ithalatı ise 11.2 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Yaklaşık 6 bin kişiyi istihdam eden ve kayıtlı 2 milyonun üzerinde çiftçisi olan Türkiye’nin tarım potansiyelinin bu olduğuna kimse inanmıyor: Bu iyi!

        ‘MEVSİMLİK TARIM İŞÇİLERİNİN; BARINAĞI, BANYOSU OLACAK’

        Mevsimlik tarım işçileri tuvaleti bile olmayan, döşekleri toprak olan yerlerde yaşarlar. Bu da yetmezmiş gibi; günde 35-55 lira kazanmak uğruna, her hasat döneminde traktörlere doldurulup taşınırlarken yollarda adı “kaza” olan katliamlarda can verirler…

        Fakıbaba soru beklemeden konuyu açıyor…

        Belgrad ve Saraybosna gezisinde kendisine eşlik eden AB Uyum Komisyonu Başkanı ve Şanlıurfa AK Parti Milletvekili Mehmet Kasım Gülpınar’ı işaret ederek, “Malatya’da mevsimlik tarım işçisi olarak kayısı toplamaya giden hemşerilerimizi ziyaret ettik. O zaman (Ağustos 2015) yeni milletvekili seçilmiştim” diyor.

        Gülpınar söz alıyor: “İşçilerle çadırda kaldı, ben ayrıldım. Sabah gelip kendisini aldım.”

        Ağustos başında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu ile Ankara’nın Polatlı İlçesi’ndeki mevsimlik tarım işçilerinin kaldığı çadırları da ziyaret ettiğini belirten Fakıbaba, “Yolları, barınakları, banyoları olan bir yerde, insani şartlarda yaşayacaklar… Bir ay sonra sizi tarım işçilerinin yanına götüreceğim” diyerek vade veriyor.

        ‘SORSALARDI DA BU BAKANLIĞI İSTERDİM’

        Memleketi Şanlıurfa’da 1994-2004 yılları arasında başhekim olarak görev alan cerrahi uzmanı Dr. Fakıbaba, siyasete AK Parti’den belediye başkanı olarak ısınmıştı.

        Hemşerileri, yüzde 44 oyla bağımsız aday olarak girdiği 2009 yerel seçimini de “hekime” verdi. Bu süreçte Saadet Partisi’ne geçen ve Numan Kurtulmuş’un istifasıyla 2013 yılında AK Parti’ye dönen Fakıbaba, Meclis’te tarımın sorunlarına kayıtsız kalmadı. Hekimlik yıllarında; Amerika’da Texas Eyaleti Arlington Hastanesi’nde gözlemci olan Fakıbaba için atandığı bakanlık da sürpriz oldu… Fakıbaba “Sorsalardı Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nı isterdim. Sağlığın başladığı yer burası. Damızlık ölüm oranını düşürüyorsanız, ithalata gerek kalmadan hayvancılığı geliştirme imkânı buluyorsunuz. Hijyen, gıda güvenliği, toprak, su; insan sağlığını ilgilendiriyor. 25 günde çok şeyler öğrendim. Günde 20 saat çalışıyoruz” diyor.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar