Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ÖZELLİKLE Avrupa’da asırlardır aynı adla, aynı adreste hizmet veren restoranlara, pub’lara, pastanelere ve kafelere sıkça rastlanır.

        Bizdeyse tam aksidir. Bırakın asrı, yılda hatta sezonda bile değişiverir mekânların adları ve adresleri.

        O yüzden bizler için gayet normaldir “Arabesque yıkıldı”, “Sushico arka sokağa taşındı” ya da “Anjelique’in yerine Ruby açıldı” gibi cümleler duymak.

        Ne yazık ki, bu düzene kafa tutup, 40 yıldan fazla İstanbul’un yeme–içme ve eğlence dünyasına damga vuran Maçka Park Şamdan ve Etiler Şamdan bile kapandı gitti geçtiğimiz senelerde.

        Neyse ki, onlar kadar uzun soluklu olmasa da 20 küsur yıldır dimdik ayakta duran Sunset Grill&Bar ve Ulus 29 gibi mekânlarımız hâlâ var İstanbul’da.

        Geçen hafta bunlardan biri olan Sunset Grill& Bar’ın 24’üncü kuruluş yıldönümü vardı.

        Daveti, ikramı, geleni gideni şöyleydi böyleydi dememi bekliyorsunuz ama ne bir davet verdi, ne de kutlama yaptı Sunset o gün. Her zamanki gibi bir gün geçirdi mekân.

        Bir farkla! Son 14 yıldır yaptığı gibi o günün tüm gelirini Boğaziçi Üniversitesi Vakfı’na bağışladı Sunset.

        Nefis bir iş değil mi?

        Özellikle İstanbul hemen her gün yüzlerce davete ve açılışa ev sahipliği yapıyor. Bunlara da dünya kadar para harcanıyor.

        Bu masrafların minicik bir kısmı bile, benzer modellerle hayır ve eğitim işlerine ayrılabilse ne iyi olur.

        **********

        BELÇİKALI EKMEKÇİNİN YEMEKLERİ

        KARNIMI doyurmak için kafe ve benzeri mekânlara çok da gittiğimi söyleyemem. Zira pek emek edilmemiş, çoğu birbirinin benzeri ve hazır salata, yemek ve tatlıları yiyip, hiç de hak etmedikleri bedelleri buralara ödeyeceğime, bir lokantaya ya da biraz daha fazlasını verip adam gibi bir restorana gitmeyi tercih ediyorum.

        Artık mazi olan Fransız ekmek ve pastacı PAUL’den sonra en beğendiğim unlu mamul zincirlerinden biridir Le Pain Quotidien.

        90’lı yılların Belçika’sında şef Alain Coumont’ın kaliteli malzemelerle hazırlanan iyi ve otantik bir ekmek bulamadığı için açtığı fırınla temelleri atılan Pain Quotidien’de layığıyla hazırlanmış 2 lezzet çıktı karşıma.

        Bir kafe mönüsü için oldukça iyi sayılacak bu iki lezzetten biri ‘gezen tavuktan yapılan ragu’, diğeri ise ‘istiridye mantarlı bonfile sote’.

        Deneyin derim.

        **********

        İLAÇLAMA VE DUYARLILIK

        BAHARIN gelişiyle hiç olmadığı kadar karasinek bastı bizim mahalle Çengelköy’ü. Üsküdar Belediyesi’ne durumu özetleyen bir e-posta attım.

        “İnsan sağlığını ve diğer canlıları tehdit etmeyecek şekilde ilaçlama yapılmıştır” yazan duyarlı bir cevap yolladılar birkaç gün sonra. Bunla da yetinmeyip bir de telefon açıp “Eğer sorun devam ederse hiç çekinmeden bu numaradan arayın bizi” dediler. Bravo valla!

        **********

        İFTARIYLA TOP 3 MEKAN

        - İstinye’deki Baskqet Steakhouse

        - Nişantaşı City’s’deki Beeves Burger

        - Kanlıca’daki Lacivert Restaurant

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar