Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BOMONTİADA’DA açılan ilk dükkânına gittiğimde öyle çok da bayılmamıştım The Populist’in yemeklerine.

        Zira ekseriyetle kızartma sosis, tavuk, kalamar, patates ve cips gibi şeylerden oluşan bol soslu bir “junk food bombardımanı” ndan başka bir şey değildi yaşadıklarım. İçtiklerim de bir yana. Yemek sonrasında aldığım kaloriye yana yana tutmuştum evin yolunu.

        Geçen hafta bu mutfağa bayılan arkadaşlarım yine yaptılar bir program. Ben kesin ve net bir şekilde, “Oranın ne ortamını ne de yemeğini sevdim. Siz gidin” dedim. Meğerse bir şubesi daha açılmış Bebek’te mekânın.

        Netice! Kandırıldım ve yine gittim.

        İlk izlenim… Bomontiada’dakine nazaran çok daha kallavi, rafine, şık ve kompakt bir dekorasyon ile her mekânın örnek alması gereken, göz yerine masaya vuran şahane bir aydınlatma!

        Profil de gayet iyi. Orta yaşı geçmiş çiftlerden çoluklu çocuklu ailelere, iş çıkışı uğramış beyaz yakalılardan farklı milletlerden expat gruplara kadar her kesim insan var. Kimi yemek yemek için kimi de bir şeyler içmek için gelmiş.

        Havasına gelince, işte o aldı götürdü beni memleketim Ankara’nın iki efsanevi mekânına…

        Başkentin meşhur bistrosu “Kıtır Piliç”, rock müziğiyle de “Manhattan Bar” gibi bir havadaydı ortamı.

        Üstüne bir de mönüsündeki kızartmalara eklenmiş pizzalar, sağlıklı salatalar ve tütsülenmiş nefis etler olduğunu görünce iyice bir ısındım.

        Beni alıp Ankara’ya götüren mekânın diğerinde olmayan farklı bir havası olduğu kesin. Bunda konseptin yaratıcısı Ferit Şahenk’in bu dükkâna verdiği ekstra önemin de rolü var sanırım. Çünkü duyduğuma göre mekânı zincir haline getirip başta ABD’nin Dallas kentinden başlamak suretiyle tüm dünyaya yaymak niyetindeymiş.

        Tıpkı Nusret örneğinde yaptığı gibi…

        ***********

        YAPSA YAPSA THY YAPAR ZATEN

        KARDEŞİM ve yeğenim için cep telefonumdaki Türk Havayolları aplikasyonunu kullanarak iki İstanbul- Bodrum bileti satın aldım geçenlerde.

        Allah’tan hemen fark ettik. Tarihi ve günü doğru girmeme rağmen uçak saatini yanlış girmişim biletleme yaparken.

        Ancak bilet “promosyon”, yani iade edilmeyen ve değişiklik yapılmayan sınıftan. Yani yapacak bir şey yok. Bilet yanacak.

        Bu, tüm dünyada böyle olmasına rağmen yine de çağrı merkezini aradım hemen. Hattın diğer ucundaki nazik ve çözüm odaklı bayan, biletleme kurallarını hatırlattıktan sonra, konuyu müşteri ilişkileri departmanına iletmekten başka çaresi olmadığını söyledi.

        Neyse, formlar, mail’ler, takip numaraları vs. derken ben hatalı aldığım biletlerden ümidi kestiğim için iki yeni bilet daha aldım.

        1-2 saat geçti geçmedi. “Seyahatlerinde bizi tercih eden yolcularımıza vaat ettiğimiz hizmetin layığıyla gerçekleşmesi bizim için önemlidir. Yaptığınız hatayı çok çabuk fark edip bizle temasa geçtiğiniz için bilet bedeliniz bir kereye mahsus iade edilecektir” şeklinde bir geri bildirim aldım.

        Helal valla! İnanın dünyada başka havayolu tövbe yapmaz bunu.

        THY’nin hem inisiyatifli, hem hakkaniyetli, hem de hızlı müşteri ilişkileri departmanını cidden tebrik ederim.

        Her yolcuya bir kere yapsalar bile, yine de müthiş bir şey bu yaptıkları…

        Müşteri memnuniyeti ve sadakati adına feragat ettikleri parayı tahmin bile edemiyorum. Bravo!

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar