Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ŞU duvarların dili olsa da konuşsa diyeceğimiz ne çok mekân vardır değil mi hayatımızda?

        İşte Ankara’nın en ünlü balık restoranı Trilye’nin yaratıcısı Süreyya Üzmez de “Trilye’nin duvarları dile gelse de konuşsa ama o duvarlar çok ketum” diye başlamış kitabının önsözüne.

        Süreyya Bey, hem restoranı hem de derin gastronomi bilgisiyle Türkiye’nin en tanınmış yeme-içme gurularından biri.

        Trilye Restoran’ı 2002 yılında Ankara’nın en gözde semtlerinden Gaziosmanpaşa’da açmıştı. O dönem Ankara’sının en iyi restoranları semtin iki katlı eski villalarında hizmet verirlerdi.

        Her ne kadar şehrin yeme içme dünyası artık Eskişehir Yolu ve İncek civarına kayıyor olsa da hiçbiri o eski Gaziosmanpaşa evlerindeki mekânların ambiyansını ve havasını yakalayamıyor.

        Trilye bu akıma uymayan ve hâlâ aynı semtte hizmet veren mekânlardan. “En taze balık Ankara’da yenir” lafını doğrularcasına hâlâ ayakta ve son derece popüler.

        “Yıllardır restoranıma gelen değerli konuklarımın başarı hikâyelerini ben biliyordum ancak bunları herkesin bilmesini istiyordum” diyerek yola çıkmış Üzmez. 101 ünlü müşterisinin başarı öykülerini anlattığı ‘Trilye’nin Oltasına Takılanlar’ kitabını da bu düşünceyle kaleme almış. Cem Yılmaz, Ayhan Sicimoğlu, Leyla Alaton, Bülent Eczacıbaşı, Mustafa Koç, Sadun Boro, Reha Arar, Sani Şener, Hikmet Çetin ve Zeynel Abidin Erdem bu 101 ünlüden sadece birkaçı.

        ************

        Bodrum’dan iki tavsiye

        NE restorana, plaja ne de otele, motele doyuyor şu Bodrum. Yarımadanın her koyu, her bükü ve köyü bir başka dünya resmen..

        Barbarossa Restoran

        Sakinliği ve bakirliği ile bu sene favori Bodrum rotalarımdan biri Yalıçiftlik. Öyle aman aman bir sosyal hayatı olmayan köydeki Barbarossa Restoran bu sene konseptini tamamen değiştirerek bir Girit ve Ege mutfağı restoranı olmuş.

        Fikir tamamen sektörün deneyimli isimlerinden Hakan Saltık’a ait.

        Çok da iyi olmuş. Önceden gayet sakin olan restoranda oturacak yer bulunmuyor bu sene. Bizim ülkede yemek için otel restoranlarına gitme âdeti pek yoktur. Barbarossa Restoran, Kempinski Otel’in bünyesinde olmasına rağmen bunu başarmış. Otelden bağımsız müstakil bir girişinin olması bunda büyük etken.

        Kabak çiçeği dolması, karides pilaki ve Bodrum cacık gibi hafif başlangıçları, Ege köftesi ve saganaki gibi ana yemekleri var restoranın. Lor tatlısı ise mutlaka denenmeli.

        Beach Rouge

        BİR diğer mekân yine Bodrum’un sakin sessiz köylerinden Adabükü’nde hizmet vermeye başlayan Beach Rouge. Mauritius kökenli LUX* Hotels & Resorts zincirinin Avrupa’da açtığı ilk tesisinde yer alıyor.

        Ücretsiz ve limitsiz kullanabileceğiniz telefon kulübesiyle, tavanında rengârenk spot, lazer ve aynalı kürelerin döndüğü, içinde ise bir DJ’in müzik yaptığı diskotek tuvaletiyle oldukça sıra dışı bir restoran ve plaj Beach Rouge.

        Nev-i şahsına münhasır daha pek çok şeyi var tesisin. Mesela dondurması... Tam 250 bin dolar değerindeki bir dondurma makinesi, sipariş ettiğiniz anda size özel üretiyor dondurmayı. Açıldığı her ülkede o ülkenin üzümlerinden bir ev şarabı üretmek Beach Rouge’ların olmazsa olmazları arasında.

        Koca bir kumsalda herkese hitap eden bir konsept yaratmışlar. Kimi, cıvıl cıvıl bar tarafında partiliyor, kimi sakin bir köşede çocuğuyla kumdan kale yapıyor, kimi localarda uyukluyor.

        Hem gündüz hem gece açık olan plajın restoranı ünlü şef Barış Torcu’ya emanet. Hem fine-dining hem de casual alternatifler var. Biraz versiyonlanmış reçete ve sunumlarla servis edilen lezzetlerin hepsi başarılı.

        Aralık ayında açılacak LUX* Grand Gaube Mauritius’ta ‘Bodrum Blue’ adında yeni bir Türk restoranı açmaya karar vermiş bile zincirin yöneticileri.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar